* Öncelikle 'tabii' bizlere ve dünyaya neler sunmak üzere kuruldu?
Ülkemizin uluslararası dijital platformu tabii, her şeyden önce bir Türkiye markasıdır. Bizim zengin hikayemizin, gerçeğimizin, tarihimizin, kültürel değerlerimizin, durduğumuz yerin idraki için dünyaya açılan bir anlatı kapısı gibi düşünebiliriz. Bu yüzden dijital platformumuzun başlangıcını, 30 yeni orijinal yapımla gerçekleştirdik. Pek çok yapım türünde, kendi perspektifimizden örnekleri sunarken, kapasitemizi de gözler önüne sermek istedik. Başlangıç aşaması için uluslararası örnekleri de dahil ediyorum, nadir görülen bir sayıdır bu. Ben TRT için 'hem bellektir hem gelecek' mottomuzu sıklıkla kullanıyorum. Tabii'de yalnızca geleceğimiz yok aynı zamanda belleğimiz de var. Hepimizin yaşamında iz bırakan kimi TRT yapımlarına platform üzerinden uaşabiliyorsunuz. Dünle bugün arasında bir köprü, yarın için büyük bir umut diyebilirim. Ayrıca, TRT kanalları canlı olarak platformumuzdan izlenebiliyor.
Tüm bunları söylerken uluslararası yönünü atlamamalıyız tabii. Çünkü biz, böylesine büyük bir projeyi ülkemiz adına hayata geçirirken hem ulusal hem de uluslararası düzeyde temel bir ihtiyacı karşılamak üzere hazırlığımızı yaptık.
* Nedir o ihtiyaç?
Belki özetle, temsil ve çeşitlilik ihtiyacı diyebilirim. Türkiye olarak, kimsenin çizdiği sınırlar içinde kalamayız. Kimsenin bize içerik dayatmasına ya da ülkemizin anlatısını biçimlendirmesine izin veremeyiz. Dolayısıyla, tabii, ülkemizin dijital dünyadaki gerçek temsili için çok önemli. Bununla birlikte, çeşitlilik ve perspektif ihtiyacı var ki bu da uluslararası alanın sıkıştığı, darlaştığı, yapım anlamında nefes almayı zorlaştıran bir mesele. Üretilen her kavram, evrensel değerler setinin içine atılıp herkese kabul ettirilemez. Az olanın çok gibi gösterilmesi, uçların normalleştirilme çabası, insanlığın geleceği için bir tehdit. Ayrıca, dünya üzerinde temsil edilmeyen milyarlarca insan var. Tabii, görmezden gelinen bu insanlar için de bir görünür olma, var olma hikayesine dönüşecek inşallah.
* Tabii'ye yapılan yatırımlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
TRT, ülkemizde televizyon yayıncılığını başlatan kurum olarak gerek teknik altyapı gerekse insan kaynağı olarak çok kıymetli bir varlığa sahip. Dünyadaki değişen izleme alışkanlıklarının ve dijitalleşmenin gereklerini hızla yerine getiriyor ve imkânlarımızı avantaja çeviriyoruz. Bu açıdan bakıldığında tabii'nin arkasında çok büyük bir yatırım ve emek var diyebiliriz. İki buçuk yıldır üzerinde çalıştığımız bu proje, aynı zamanda TRT'nin dijital yayıncılıktaki geleceğini temsil ediyor. Tabii, oluşumu itibarıyla TRT'nin öz kaynaklarıyla kurulmuş, içerisinde birçok profesyonel ekibi barındıran hem yurt içinde sektörün öncüsü olmayı hem de dünyanın farklı pazarlarına açılmayı hedefleyen bir platform. Gurur ile söyleyebilirim ki, Tabii'nin tüm teknik altyapısı ve yazılımı, Türk mühendis ve yazılımcılar tarafından yapıldı. Bu nedenle böylesine değerli, yerli ve milli bir projeyi hayata geçirmekten, ülke tanıtımına ve ekonomimize destek verecek yeni bir platform oluşturmaktan büyük memnuniyet duyuruyoruz. Halihazırda, küresel pazarın en önemli aktörlerinden biriyiz. Amerika'dan sonra dünyaya en çok dizi ihraç eden ülkeyiz. Burada öncü rolü TRT dizileri oynadı, oynuyor. Şu ana dek TRT dizileri, 100'den fazla ülkeye 45'in üzerinde dilde ihraç edilmiş durumda. Türkiye olarak dizi ihracatındaki rakamlarımızı 2023 yılında bir buçuk milyar dolara çıkarmak gibi bir hedefimiz var. Tabii, bizim dijital yayıncılık alanındaki bayrak taşıyıcımız olacak ve sektöre yön verecek. Türk yapımlarına yaptığımız yatırımı, diğer hiçbir yerli veya yabancı platform bu kadar hızlı yapmadı. Kısa bir sürede 3 milyona ulaşan üye sayımız ve her geçen gün katlanarak artan dizi izlemelerimiz, doğru yolda olduğumuzu kanıtlıyor.
* Tabii uygulamasının gelişim stratejileri konusunda neler söylersiniz?
Otuz orijinal yapım ile platformumuzun açılışını yaptık ve her geçen gün yeni yapımlar eklemeye devam ediyoruz. İşte geçtiğimiz haftalarda, Hür'ün, Derin Mor'un galalarını yaptık. Biri aksiyon diğeri distopik geleceği konu edinmesi bakımından, farklı yapım türlerindeki çalışmalarımızın bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Tür ve içerik zenginliği bakımından tabii, herkese hitap eden bir platform olarak yoluna devam edecek. Şu an için, TRT'nin sevilen yapımları, yabancı-yerli filmler, belgeseller ve zengin çocuk içeriklerimize ek olarak tabii orijinal yapımları ile beraber toplamda 20 bin saate varan içerik sunuyoruz. 2024'ün hemen başında tabii uluslararası yolculuğuna başlıyor. İçeriklerimiz ilk aşamada, Arapça, İspanyolca, İngilizce ve Urduca dil seçenekleriyle erişebilir olacak. Tabii uygulamamız 2023'ün son çeyreğinde sınırlı sayılı ülkede teste başladı. 2024'ün ilk çeyreğinde kapsamlı bir tanıtım yapılacak. Pazarlama açısından, ilk aşamada Türk dizilerinin öncelikli ihraç edilmeye başladığı bölgelerden olan Orta Doğu bölgesine odaklanmayı planlıyoruz. Urduca, İspanyolca ve İngilizce konuşulan pazarlara 2024'ün ilerleyen dönemlerinde odaklanmayı hedefliyoruz. Reklam destekli (AVOD) ve ücretli abonelik SVOD sistemi dahil olmak üzere birden fazla seçenek sunacağız. Markamızı ve içeriklerimizi MIPCOM gibi uluslararası içerik pazarlarında tanıtarak kurumsal düzeyde de potansiyel iş birliği fırsatları oluşturuyoruz. Telekomünikasyon şirketleri, yerel OTT oyuncuları ve ödemeli TV operatörleriyle ortaklıklar kurmak için görüşmeler yapıyoruz.
(TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı)Üretilen her kavram, evrensel değerler setinin içine atılıp herkese kabul ettirilemez. az olanın çok gibi gösterilmesi, uçların normalleştirilme çabası, insanlığın geleceği için bir tehdit"
*İlerleyen sürece yönelik orta ve uzun vadeli hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
Tabii, hem TRT için hem Türkiye'deki yapım ekosistemi için büyük önem taşıyor. Türk yapımlarına artan ilginin kanalize edileceği bir platform olarak tabii ile sektörde halihazırda bir hareketlenme yaşanıyor. Genç yönetmenlerimiz, senaristlerimiz, oyuncularımız, kamera arkası ekiplerimiz için uluslararası bir yolculuk fırsatı bu.
Konvansiyonel seyir tercihleri yerini gittikçe dijital ve interaktif uygulamalara bırakırken, biliyoruz ki bu süreç hızlanarak devam edecek. 2030 yılına gelmeden 1.6 trilyon dolara ulaşacağı tahmin edilen bu pazarın oyun kurucuları arasında yer almak zorundayız. Bu ticari hacimle birlikte, dünya genelinde şiddetlenecek algı mücadelelerini de şimdiden görmeliyiz. Böyle bir denklem içeresinde tabii, Türkiye'nin gerçek hikayesini, iradesini, sözünü ve özünü birinci ağızdan anlatırken, turizmden ticarete kadar tüm alanlarda ülkemize katma değer sağlayacak. Uluslararası alanda Türkiye markasını güçlendirirken, öte yandan daha adil bir dijital dünya tasavvuru ile dijitalde de var olduğumuzu göstereceğiz. Tabii, hiçbir zaman sadece bir eğlence platformu olmayacak. Kültürel değerlerimizin farklı coğrafyalarda anlaşılmasının, ülkemize döviz getirisi sağlamanın, dünyaya aile odaklı temiz içerik sunmanın ve Türkiye'nin tanıtımına katkı sunmanın mücadelesini verecek.