Bu süreçte ilk ciddi adımlardan biri, Türkiye'nin de 2021'de taraf olduğu 2015 tarihli Paris İklim Anlaşması ile atıldı. 2019'da yayımlanan Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ise 2050 yılı için sıfır karbon hedefine odaklandı. Bu noktada en çok dikkati otomotiv endüstrisi çekiyor. Karbon ve hava kirliliği konularında güçlü etkiye sahip olan otomotiv sektöründe birçok şirket, her geçen gün emisyonları azaltmanın ve yakıt verimliliğini artırmanın yolunu arıyor. Fosil yakıtlardan vazgeçerek, elektrikli ve hibrit araçlara yatırım yapıyor.
8 BİN İHRACATÇIYA REHBER OLACAK
TİM'in Sürdürülebilirlik Eylem Planı hedefleri kapsamında Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından hazırlanan ve OSD ile TAYSAD'ın da katkılarıyla oluşturulan 'Türkiye Otomotiv Sektöründe Sürdürülebilirlik Eylem Planı (OSEP)' ile otomotiv sektörünün, İklim Değişikliği ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi önemli hedeflere uyum sağlaması hedefleniyor. Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 8 bin ihracatçıya rehberlik edecek eylem planı ile endüstrinin gelecek hedeflerine katkı sunulması bekleniyor.
Açıkçası, otomotiv sektörü sürdürülebilirlik hedeflerinde oldukça iddialı çalışmalar yürütüyor ve bunun meyvelerini de topluyor diyebiliriz. Otomotiv Sanayii Derneği'nin (OSB) otomotiv sektöründeki küresel gelişmeleri ve 2021-2022 yıllarına ait verilerle Türkiye otomotiv sanayisinin çevresel, sosyal ve yönetsel performansını içeren, Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative, GRI) standartlarına göre hazırladığı Otomotiv Ana Sanayi Sürdürülebilirlik Raporu da bunu kanıtlıyor.
SERA GAZI SALIMLARI VE ENERJİ TÜKETİMİ AZALDI
Rapora göre, son dört yılda hafif araç üretim başına sera gazı emisyonları yüzde 31, diğer araç grupların üretimi kaynaklı sera gazı salımları ise yüzde 55 azaldı. Geri kazanım oranı ise yüzde 99 seviyesine ulaştı. OSD üyelerinin 2019-2022 yılları arasında hafif araç üretimi başına toplam eşdeğer enerji tüketimi, birim araç başına yatay bir seyir izledi ve 2022 yılında 1.080 KWh/araç olarak gerçekleşti. Kamyon, otobüs ve traktör gibi diğer araç gruplarında ise son dört yılda birim enerji tüketimi yüzde 39 azaldı ve 5.246 KWh/araç sayısına ulaştı.
SU TASARRUFU SAĞLANDI
OSD üyelerinin üretim faaliyetlerinde su kullanımı ise 2019 ve 2022 yılları arasında birim araç başına hafif araçlarda yaklaşık yüzde 5, diğer araç üretimi birim başına ise yüzde 45 azaldı. Aynı dönemde diğer araç üretiminde birim atık su miktarı yüzde 54 azaldı.
AR-GE İSTİHDAMI YÜZDE 35 ARTTI
Karbon nötr hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen Ar-Ge ve inovasyon yatırım ve projelerinde ise artış yaşandı. Rapora göre 2015 yılından bu yana Ar-Ge istihdamı yüzde 35 oranında arttı. Nitelikli iş gücünün korunması ve geliştirilmesi için de çalışmalar gerçekleştirildi. Bu kapsamda çalışanların performansını yükseltecek çalışma ortamı yaratıldı, çeşitliliği gözeterek fırsat eşitliği sağlandı ve nitelikli iş gücünü korumayı esas alan politikalar hayata geçirildi. Kadın çalışan oranı ve kadın yönetici sayısı ise her geçen yıl arttı. 2022 yılında toplam çalışan içinde kadın çalışan oranı yüzde 12.3 ve toplam yönetici sayısında ise yüzde 16.2 seviyesine yükseldi.
"TESİSLERİMİZ AB İLE YARIŞIR DURUMDA"
Otomotivin her zaman uzun vadeli planlar yapan ve sürdürülebilirliği ön plana çıkaran bir sanayi kolu olduğunu söyleyen OSD Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, "Bu dönüşüme uyumu ve riskleri doğru şekilde yöneterek küresel düzeydeki rekabetçiliğimizi mutlaka artırmamız gerekiyor" diyor. Eroldu, iklim hedefleri ile beraber Ürün Standartları ve AB / Türkiye Pazarındaki Dönüşüm, Döngüsel Ekonomi ve Temiz Üretim konularının Türk sanayisi için öne çıkan konular olduğunun altını çiziyor. Sürdürülebilirlik Raporu'na göre Türk sanayisinin rekabetçilik özelliğinin devam ettiğini belirten Eroldu, sözlerine şöyle devam ediyor: "AB'de Aralık 2020'de yayımlanan, otomotiv tesisleri boyahaneleri için Mevcut En İyi Teknikleri (MET) kullanılarak gelinebilecek limit değerlere göre Türk otomotiv sanayisi değerlendirildiğinde OSD üyelerinin tesislerinin Avrupa'daki tesisler ile yarışır durumda olduğu açıkça görülüyor. Ülkemizde otomotiv ana sanayi tesislerinin Avrupa'daki tesislere göre nispeten yeni olması ve en iyi teknolojilerin uygulanması ile çevresel performansımız Avrupa'daki tesisler ile yarışır durumda. AB'deki otomotiv tesisleri bu limitlere geçiş yaparken, bizler de sürekli iyileşme prensibi ile üretim tesislerimizde çevresel performansımızı artırmak amacıyla yeni yatırımlara, iyileştirme çalışmalarına devam ediyoruz."
"ATIKLARIN YÜZDE 99'UNU GERİ KAZANIYORUZ"
Atık dönüşümü ve enerji verimliliği alanlarında da Türk sanayisinin çok iyi bir seviyede olduğunu vurgulayan Eroldu, "Ülkemizde hafif araç üreten tesislerin konsolide verilerine bakıldığında Otomotiv sektöründe solventle yapılan yüzey işlemleri için entegre kirlilik önleme ve kontrol (MET) uygulamalarıyla gelinebilecek enerji kullanımı, su kullanımı ve atık oluşumunda AB limitlerinin oldukça altındayız" diyor. OSD üyesi tesislerde atıkların geri kazanım oranının yüzde 99'a ulaştığının ve bu atıkların ekonomiye kazandırıldığının bilgisini veriyor.
"DİĞER SANAYİ KOLLARINA DA ÖRNEK OLACAK"
Raporun diğer sanayi kolları için de örnek teşkil ettiğini vurgulayan Eroldu, "Dünya genelindeki otomotiv sektör temsilcisi dernekler nezdinde örnekleri çok sınırlı olan sürdürülebilirlik raporlarımızı Türkiye adına önemli bir adım olarak görüyoruz. Bu raporun, çok paydaşlı bir sektör olan otomotivi her yönüyle değerlendiren çok boyutlu bir referans olacağına inanıyorum" açıklamasında bulunuyor.