1885 yılında Alman Mühendis Karl Benz, icat ettiği ilk benzinli otomobil motorwagen ile ulaşımda yeni bir devrim başlatmış oldu. Nikola Tesla ile iş birliği yapmışcasına günümüze kadar uzanan elektrikli araçların serüveni dünyanın en çok yoğunlaştığı konu haline geldi. Bu dönüşüm sürecinin Türkiye'de nasıl şekillendiğini analiz ettik.
DÖNÜŞÜM NASIL BAŞLADI?
01I 2015-2017: Yavaş başlangıç
Bu dönemde Türkiye'deki elektrikli araç pazarı henüz gelişim aşamasındaydı. Türkiye'de sadece birkaç yüz elektrikli araç bulunuyordu. Hükümetin teşvikleri ve küresel markaların ilgisi, pazarın ilk kıpırdanmalarını sağladı.
02I 2018-2020: Bilinçlenme ve altyapı Elektrikli araçlara olan farkındalık bu dönemde önemli ölçüde arttı. Şarj istasyonlarının yaygınlaşması ve elektrikli araç fiyatlarının düşmesi, pazarın hızlı büyümesine katkıda bulundu. 2020 itibarıyla Türkiye'deki elektrikli araç sayısı birkaç bine ulaştı.
03I 2021-2023: Hızlı büyüme
2021'de Türkiye'de elektrikli araç pazarında büyük bir sıçrama yaşandı. Özellikle 2022'de elektrikli araç satışları bir önceki yıla göre %100'ün üzerinde artış gösterdi. Yerli üretici TOGG'un 2023'te pazara girmesi, Türkiye'deki elektrikli araç sayısının on binler seviyesine çıkmasına katkı sağladı.
04I 2024 ve ötesi: Beklentiler
2024 yılı ve sonrasında yerli üretim, batarya teknolojilerindeki ilerlemeler ve altyapının genişlemesiyle elektrikli araç pazarının daha da büyümesi bekleniyor. Türkiye, bu süreçte elektrikli araçlarda önemli bir pazar oyuncusu haline gelmeyi hedefliyor.