Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de otomotiv sektöründe elektrifikasyona doğru hızlı bir geçiş var. Üreticiler ve tüketiciler artık yeni trendlere göre hareket ediyor. Bu bağlamda; elektrifikasyona önem veren Türkiye'de 8 ayda satılan elektrikli araç sayısı 47 bin adet civarında ve pazar payı yüzde 6. Trafikteki elektrikli araç sayısı ise 105 bini geçti. Türkiye'de de bundan bir kaç sene önce yüzde 1 olan pay, 2024 yılı itibarıyla yüzde 6 seviyesine çıktı. Bu rakamın önümüzdeki yıllarda yüzde 15 ila 20 seviyesine çıkması muhtemel görülüyor. Hatta 2030'a Türkiye'deki EV pazar payının yüzde 30'a yükselmesi tahmin ediliyor.
Hyundai Assan Genel Müdürü Murat Berkel otomotiv sektöründeki elektrifikasyon konusunda farklı bir açıdan yaklaşarak, "Bugün tüm dünyada farklı segmentlerde 590 adet elektrikli otomobil var. En küçüğünden en büyüğüne göre kalitesi ve konforu değişkenlik gösteren bu modellerin sayısının 2030'a kadar bin adetin üzerine çıkacağı tahmin ediliyor" diyor.
PİL TEKNOLOJİSİ GELİŞMELİ
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir dönüşüm sürecinin içinde olduğumuzu söyleyen Berkel, "Tüketicilerin bir kısmı hala elektrikli bir otomobil satın almaktan endişe duyuyor. Bunun en büyük sebebi elbette şarj. Özellikle uzun seyahatlerde kısa menzil en büyük kaygı. Ayrıca bazı modellerde şarj süresinin de uzun olması doğal olarak satın alma aşamasında negatif bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Hızla ilerleyen teknolojiyle beraber şarj sürelerinin kısalması ve aynı şekilde gelişen pil teknolojisiyle birlikte menzilin uzaması, elektrikli otomobillere bakış açısını da değiştirecek" yorumunda bulunuyor.
HEDEF: İLK ÜÇ MARKA İÇİNDE OLMAK
Hyundai ise tüm bu değişim rüzgarına dört bir koldan çalışarak katkıda bulunuyor. Berkel, "Doğal olarak yoğun bir şekilde elektrifikasyon için yeni stratejiler geliştiriyoruz. İçten yanmalı geleneksel modelleri de geliştirmeye devam ediyoruz ve hatta tamamen elektrikli modellerle birlikte hibrit versiyonların da gelecekte daha verimli olması adına ar-ge merkezimiz çalışmalarını artırdı" diyor.
Hyundai geçtiğimiz günlerde yeni bir strateji açıkladı ve adını da Hyundai Yolu olarak belirledi. Bu yeni stratejiye göre; 2030'a kadar marka olarak hem satışlarda hem de yeni nesil araç teknolojilerinde öncü olmak istiyor. Berkel, "Satışlarımızı 2024'e göre yüzde 30 artırarak altı yıl içinde yıllık 5.5 milyon adet seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz. Elektrikli ve hibrit araçlarımızın satışları da 3,3 milyon adet seviyesine ulaşacak. Bu da toplam satışlar içinde yüzde 60'lık pay anlamına geliyor. Tabi ki bu satış hacmine ulaşmak için yeni modellere de ihtiyacımız var ve bu stratejik yolda tam 21 yeni tamamen elektrikli modeli tanıtmış olacağız" diyor.
90 MİLYAR DOLAR YATIRIM YAPILACAK
Hyundai'nin ekonomik modellerden en lüks versiyonlara kadar araçlar üretmesi elbette tamamen elektrikli modellerle de sınırlı değil. 2030'a kadar mevcut hibrit model sayısını da yediden 14'e çıkartacaklar. Berkel, bu iki kat artışa ek olarak yeni nesil elektrikli modellerdeki menzili de 900 km'nin üzerine çıkartacaklarını belirtiyor ve "Hedefimiz büyük; 2030'a kadar dünyanın ilk üç elektrikli otomobil üreticisinden biri olmayı hedefliyoruz" diyor. Bu hedef için hem içten yanmalı hem de elektrikli motorlar geliştirilecek. Bu gelişim için ayrılan bütçe ise 90 milyar dolar. Önümüzdeki altı yıl içinde çok farklı bir Hyundai markasına tanıklık edeceğimizi anlatan Berkel, "Çünkü gelecek elektriklilerle şekillenecek ve biz de Hyundai markası olarak bu değişimde öncü rolümüzü sürdürmek istiyoruz" diyor.
Hyundai Assan'ın Türkiye'de ürettiği i10, i20 ve Bayon modelleri başta Avrupa olmak üzere 40'tan fazla ülkeye ihraç ediliyor. Elbette ihracat kadar iç pazar da oldukça önemli. Bu yıl 3 farklı elektrikli model satışa sunuldu. Berkel, "Yılın son çeyreğinde de IONIQ 5 ve Staria modellerimizin makyajlı versiyonlarını satışa sunarak güçlü ürün gamımızla otomotiv sektöründeki iddiamızı vurgulamış olacağız" diyor.