Otomotiv teknolojisi değişimin eşiğinde. Elektrikli araçlar, içten yanmalı motorlara meydan okuyor. Araç çağırma ve araç paylaşımı gibi yeni mobilite trendleri iş modellerini değiştiriyor. Yazılım tanımlı araç çağında kullanıcılar, kablosuz güncellemeler aracılığıyla tek bir tıklamayla araçlarını bir sonraki otonom sürüş seviyesine yükseltebilirler. S&P Global Mobility Direktörü Michelle Culver; bağlantı ve otonom sürüşün, araçla seyahat deneyimi için yepyeni bir olasılıklar dünyası yarattığının altını çiziyor.

NASIL BİR DÖNÜŞÜM YAŞANACAK?

01I Etkileşim: Geleceğin otomobili, mobilite endüstrisini ve insanların araçlarla ve araç sahipliğiyle etkileşimini önemli ölçüde değiştirecek.

02I Farklı ihtiyaçlar: Otonom araçların şehir içi park etme ve kişisel araba ihtiyacını ortadan kaldırabileceği şehirlerde farklı bir dönüşüm başlayacak.

03I Araç şart altyapısı: Araçların gece boyunca evlerde şarj edilmesi, benzin istasyonlarına olan ihtiyacı azaltırken; iş yerleri, alışveriş merkezleri ve eğlence mekanlarındaki otoparklarda elektrikli araç şarj altyapısına olan ihtiyaç ise artacak.

04I Mobil ofis-yaşam alanı: Otonom araçlar büyük olasılıkla yataklı kabin gibi yenilikçi kullanım senaryolarını da beraberinde getirecek. Böylece kullanıcılar uzun seyahatlerde araçlarında uyuyabilecek ya da araçlarını mobil ofis-yaşam alanı olarak kullanabilecek.

YENİ OYUNCULAR ENDÜSTRİYİ DEĞİŞTİRİYOR

Teknoloji dünyasından yeni oyuncuların ve elektrikli araç girişimlerinin, otomotiv endüstrini değiştireceğinin altını çizen Culver; "Bu yeni oyuncuların otonom sürüşü ve yazılım tanımlı araçları desteklemek için gereken yeni elektronik mimarileri uygulama konusunda çok daha çevik oldukları dikkat çekiyor. 15 yıl önce, ufuk açıcı DARPA Urban Challenge, araçların bilinmeyen ve öngörülemeyen ortamlarda kendi başlarına bir hedefe gidebileceğini kanıtladı. Bunu, pek çok kişinin otomotiv yelpazesinde otonom sürüş teknolojisinin yakında gelişi olarak gördüğü şeye dair bir heyecan dalgası izledi. Otonom araç geliştirmeye önemli yatırımlar yapıldı. İnovatif ilerlemeler sağlandı ancak başarı dereceleri farklıydı. Cesur vizyonlar benimsendi ve birkaç ara noktaya ulaşılmasına rağmen, yüzde 100 sonuçlara henüz ulaşılamadı" diyor.

İKİ ALANDA YAYGINLAŞACAK

Otomatik pilotlu arabalara yönelik heyecan doruğa çıkmış olsa da Culver, 2035 yılına kadar otonom sürüş teknolojisinin dikkatli ve sınırlı bir şekilde benimsenmesi gerektiğinin altını çiziyor. Culver, önümüzdeki 10 yıl boyunca otonom araçların iki alanda yaygınlaşacağını öngördüklerini ifade ediyor:

01I Belirli alanlardaki filolar tarafından işletilen coğrafi sınırlarla korunan robot taksiler.

02I Kişisel araçlarda çeşitli güvenlik önlemlerine sahip müdahalesiz sistemler.

SEVİYE 5'E ULAŞMAK ZAMAN ALACAK

Aracınıza binerek 400 km uzaklıktaki büyükannenizin evine kendi kendine gidebilen otonom bir aracın geliştirilmesi ise Society For Automotive Engineers'in (SAE) verilerine göre 'Seviye 5' ile mümkün kılınacak. Seviye 5 ise insan sürüşünün mükemmel bir kopyası olarak tanımlanıyor. Bunun için ise hâlâ zamana ihtiyacımız var. S&P Global Mobility'nin araç otonomisine ilişkin öngörülerine göre kendi kendine her yere gidebilecek otonom bir araç satın alabilme ihtimali, 2035'e kadar gerçekleşmeyecek. 2035'e kadar satılacak kişisel araçların çok düşük bir yüzdesi 'Seviye 4' olarak tanımlanan otonom araç teknolojisinin sınırlı bir versiyonuna sahip olacak.