USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Nasıl Yaparım?

04 Ağustos 2021 15:26

Şule Yücebıyık: X, Y ve Z kuşaklarının beklentileri göz önünde tutulmalı

Öğrenme kültürümüzü genel olarak eğitimler yönlendiriyor, nasıl eğitimler tasarlanıyorsa bireylerin öğrenme alışkanlıkları ve kültürü de ona göre şekilleniyor. Dijital düşünerek öğrenme kurgusu yapabilmek için eğitmenlerin dijital yetkinliklerinin de artırılması gerektiğini dile getiren Bilim Virüsü Kurucusu Şule Yücebıyık; çok daha efektif bir öğrenme kültürü inşa edebilmek adına farklı bir yol haritası sunuyor.

Şule Yücebıyık: X, Y ve Z kuşaklarının beklentileri göz önünde tutulmalı

YENİ NESİL ÖĞRENME KÜLTÜRÜNÜN MİHENK TAŞLARI

Öğrenme kültürü sistemlerden bağımsız olarak düşünülemez: Kurumların organizasyon yapısı, kültürü, değerleri ve bununla örtüşecek bir öğrenme yaklaşımına sahip olmaları kritik önem taşıyor.

Artık birey ve kurumların dijital kasları önemli ölçüde güçlenmeli: Dijital düşünebilmek, online araçları rahatlıkla kullanabilmek ve iş süreçlerini online hayal edebilmek gerekiyor. Bunun yanına kendini öğrenmeye açık tutan, kendi yapısını anlamlı çözümler için değiştirmek konusunda tereddüt etmeyen kurumlar birkaç adım öne çıkacak.

Çalışanların anlam arayışı artık sadece kişisel hayatları ile sınırlı değil: Ekipler çalıştıkları kurumun da bir anlam arayışı olması gerektiğini düşünüyor ve inandıkları yerlerde çalışmayı tercih ediyorlar. Bu noktada sürdürülebilirlik kritik bir konu olarak öne çıkıyor.

Öğrenme odaklı çalışan şirketlerden beklenti gitgide yükseliyor: Artık sadece eğitim faaliyeti gerçekleştirmenin etkiyi getirmediğini anlayan kurumlar, eğitimlerin içeriğine ve hedeflerine, gerçekleşmesine ve katılımcı memnuniyetine değil; yapılan eğitimin öğrenme anlamında katılımcıya nasıl bir etki bıraktığını, gündelik yaşamında nasıl bir değişim yarattığını nesnel bir şekilde görebilmek istiyor.

Kuşaklar arası eğitim motivasyonu hem konu hem yöntem olarak farklılık gösteriyor: Z Kuşağı olarak adlandırılan nesil, eğitimin hem konusunun gündelik yaşamına bir katkısı olup olmayacağına hem de yöntem olarak katılıma ne kadar açık, ne kadar iyi yapılandırılmış bir öğrenme kurgusu olduğuna bakıyor. Eğitimi de bir sınıf veya grup ortamında öğretmen veya eğitmenin bir şeyler paylaştığı bir yapı olarak düşünmüyor. Deneyime daha çok önem veren, katılımcı odaklı bir yöntem tercih ediyor. X ve Y kuşakları ise daha geleneksel yöntemlerle kıyas yapıyor, yeni yöntemlere, soyut düşünce tarzına, sorgulama ve yaratıcılığa yatkınlık göstermiyor.

Kurumların sorumlulukları değişiyor: Şirketler; çalışanların önerilerini, isteklerini samimiyetle dinleyen ve katılıma açık karar verme süreçleri inşa eden, hata yapılmasını öğrenme odağında tolere edebilen, sıfatların bir kenara bırakılarak işin odağa alındığı, mesailerin değil hedeflerin ve etkinin odak olduğu bir sistem kurmak zorunda.

EN ÇOK OKUNANLAR