Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı "Türk kahvesi benim için vazgeçilmez bir tutku. 500 yıllık geçmişe sahip kültürümüzü tüm dünyaya yaymayı misyon edinmiş bir kurumun başındayım. Aynı zamanda Türk Kahvesi Kültürü Araştırmaları Derneği'nin de yönetim kurulu üyesiyim. Dernek olarak Türk kahvesini 2013 sonunda UNESCO'ya götürdük. UNESCO, 5 Aralık 2013'te Türk kahvesini, 'Türkiye'nin somut olmayan kültürel değeri' olarak tescilledi. Biz de o günün 'Dünya Türk Kahvesi Günü' olarak kabul edilmesini istiyoruz. Yaptığımız tüm bu çalışmaların bizi gastronomiye daha da yakınlaştırdığını söyleyebilirim.
TEKNOLOJİ İLE GASTRONOMİ KÜLTÜRÜMÜZÜ NASIL BİRLEŞTİREBİLİRİZ?
Çay, ayran, boza, salep ve ıhlamur gibi içeceklerin yanı sıra pek çok yiyeceğimizin dünya gastronomisinde ne kadar önde olduğunu biliyoruz. Yaptığımız araştırmalar, zengin mutfak kültürümüzün teknolojiyle birleştiği zaman dünyaya yayılma şansı olduğunu gösterdi. Arzum olarak tüm dünyada yaygın olan Fransız, İtalyan mutflarının başarısını yakından takip ediyoruz. 'Teknolojiyle gastronomi kültürümüzü, Türk mutfağını nasıl birleştiririz?' sorusu üzerine çözümler üretmeye çalışıyoruz.
"ARTAN YEMEKLERİN TEKRAR DEĞERLENDİRİLMESİNİ ÖNEMSİYORUM"
Geleneksel Türk mutfağı dediğiniz zaman özellikle patlıcanla yapılan tüm yemekleri severim. Kuru fasulye ve pilava da bayılırım. Bir de sağlıklı yiyecek olarak gördüğüm çorbalarımızın müdavimiyim. Artan yemeklerin tekrar değerlendirilmesini de çok önemsiyorum. Kalan yemekleri blenderdan geçirdiğinizde ertesi güne çorba olarak tekrar hazırlamanız mümkün.
Benim için Türk mutfağındaki tüm özel lezzetlerin yeri ayrı. Herkesin şuna dikkat etmesini çok isterim; yurt dışında hangi restoran ya da kafeye giderseniz gidin, mutlaka bir Türk kahvesi isteyin" diyor.
"TÜRK AŞÇILARLA ÇALIŞTIĞIM İÇİN KENDİMİ ŞANSLI HİSSEDİYORUM"
Öztiryakiler Yönetim Kurulu Üyesi Tahsin Öztiryaki "Gastronomi ve yemek kültürüne genç yaşımda, mesleğimden ötürü doğan ilgim her zaman devam etti. Seyahatlerim sırasında ilk olarak o ülkenin yerel lezzetlerini tanımaya ve pişirme tekniklerine ait bilgiler edinip deneyimlemeye çalışırım. Birçok pişirme ekipmanı toplamışımdır ve mutlaka yerel gıda ürünleri alırım. Doğduğum mahalle olan Şehzadebaşı'nda Rıza Usta vardı. İlk Türk mutfağı ile tanışmam orasda oldu. Laleli Koska'da pilav üstü tavuğun, Topkapı'da fabrikamızda uzun saatler çalışırken yediğimiz ton balıklı ekmeğin tadını unutamam. Türk mutfağı lezzetlerini tatmak için dönem dönem; Asitane, Gelik, Ömür, Pandeli, Konyalı, Hacı Abdullah, Hünkar, Kanaat, Beyti, Hüsrev gibi mekânlara gitmeyi tercih ediyorum. Türk mutfağının ve Türk aşçılık mesleğinin günümüze gelmesini sağlayan ve çok kıymetli çalışmaları hayata geçiren rahmetli Aydın Yılmaz ve Tuğrul Şavkay'ı tanıdığım, onlarla çalışma fırsatı bulduğum için çok şanslıyım.
YABANCI MÜŞTERİLERE TÜRK MUTFAĞI TANITILIYOR
Ekipmanlarımızı kullanan şefler ile ilişkilerimiz çok yakındır. Bu sayede de tekniklere aşinayız ama pişirmeye vakit olmuyor. Firma olarak her yıl dünyada 10'a yakın yurt dışı sektör fuarına katılıyoruz ve yerel lezzetlerimizi tanıtmak için şefleri götürüp pişirme ve ikramlar yapıyoruz. 130 ülkeye ihracatımız var ve müşterilerimize Türk mutfağını tattırıyoruz. Görev aldığım her platformda Türk mutfağı ve Türk Kahvesini anlatmaya, tanıtmaya gayret ediyorum. Bu konuda çalışan tanıtım kurumlarında da başkanlık dâhil yürüttüğüm görevlerim var" diyor.
"İSKENDER İLE ŞIRA VAZGEÇİLMEZİM"
Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan "Osmanlı mutfağından et yemeklerini severim. Tas kebabı, haşlama et, kuzu tandır, oğlak çevirme... Memletimiz Biga'nın oğlak çevirmesi meşhurdur. Bunun dışında et sote yemeyi severim. Her pazar kahvaltıda mutfağa girer et sote yaparım. Farklı bir lezzet olarak İskender döner ile birlikte şıra içmeyi severim. Vazgeçilmezim olduğunu söyleyebilirim. Özellikle Aşçıoğlu Restaurant'ı lezzet olarak ilk tercih ettiğim mekân olarak ifade edebilirim" dedi.