Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de aile şirketleri, ekonomik hayatta büyük bir alanı kaplıyor. Bu da aile şirketlerinin, ülke ekonomilerindeki büyümede ve iş gücü istihdamı konusunda lokomotif görevi üstlendiğini gösteriyor. Tam da bu hususta aile şirketlerinin sürdürülebilirliğinin önemi, bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. Dünya genelindeki şirketlere baktığımızda, büyük çoğunluğunun aile şirketleri olduğunu görüyoruz. Öte yandan da söz konusu işletmelerin çeşitli nedenlerle diğer kuşaklara geçme konusunda zorlandığını ve çok az bir bölümünün nesiller boyu ayakta kaldığını biliyoruz. Yapılan araştırmalar, aile şirketlerinin yaklaşık yüzde 70'lik bölümünün ne yazık ki ikinci nesile aktarılamadığı sonucunu ortaya koyuyor. Sadece yüzde 30'luk kısmının ikinci nesile kalmayı başardığı bu şirketlerde, üçüncü nesile geçiş oranı ise çok daha düşük. Bu şirketlerin sadece yüzde 13'ü üçüncü kuşağa geçebiliyor. Aile şirketlerinin erozyona uğrayıp sonraki nesillere kalamıyor oluşu için pek çok sebep sayılabilir. Ancak bu yazımda konuyu, negatif söylemlerden ziyade yapılması gerekenlere odaklamaktan yanayım. Aile şirketlerinin sürdürülebilirliği konusunda en kritik husus, yeni nesillerin yönetime hazır hale getirilmesi...
5 ANA MADDEYE DİKKAT
Avusturyalı Yönetim Bilimci Peter Ferdinand Drucker, aile şirketlerinin yönetimi hususunda beş ana maddenin üzerinde duruyor. Drucker, ilk maddede çalışan aile üyelerinin en az aile dışı çalışanlar kadar yetenekli ve çalışkan olmasının gerekliliğini ortaya koyuyor. İkinci maddede kilit görevlere işinin ehli ve sorumluluk sahibi profesyoneller atanması gerektiğine yer veriyor. Üçüncü maddede tepe pozisyonlardan birine aile dışı profesyonel getirilmesinin önemine dikkat çekiyor. Dördüncü maddede yönetimin gelecek nesillere devri konusunda mutlaka bir profesyonelden destek alınmasını belirtiyor. Beşinci madde de ise şirketin aileye değil, ailenin şirkete hizmet etmesinin altını çiziyor.
AİLE ŞİRKETLERİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR MEKANİZMA ŞART
Aile şirketlerinin diğer kuşaklara ulaşmadan faaliyetlerine son vermesinin önüne geçebilmek ve onları sürdürülebilir kılmak adına kısa ve orta vadeli hedeflerin yanı sıra çok daha uzun vadeli planları bugünden belirlemek, çalışmaları da bu yönde ilerletmek şimdinin en doğru hamleleri arasında yer alıyor. Bir yandan aile içi dengeyi kurup devamlılığını sağlamak, şirketin büyüme adımlarını yönetmek ve tüm bunları eş zamanlı olarak yapabilmek gerekiyor.
GEÇMİŞ MİRASA GÜVENMEK YETERLİ DEĞİL
KURUMSALLAŞMANIN GEREĞINI KONUŞACAĞIMIZ ZAMANLAR GERIDE KALDI
Patron merkezli şirketlerin kaybetmeye mahkûm olduğu artık iyice kanıksanmış bir gerçek. Öte yandan kurumsallaşmanın ne denli önemli olduğu biliniyor, şirketlerin bireylere bağımlı hâle gelmesini engellediği, sürdürülebilir başarı-kârlılık konusunda kilit rol oynadığı ve rekabet ortamında şirketlere ciddi avantajlar sağladığı herkesçe kabul görüyor. Bu noktada Türkiye'de aile şirketlerinde de kurumsal yönetim anlayışının benimsenmesi gerekliliğiyle ilgili farkındalığının oluştuğunu düşünüyorum.
DOĞRU STRATEJİ ÖNEMLİ
İş dünyası özelinde konuşacak olursak günümüzde iş yapış biçimlerinden ödeme teknolojilerine, dijital ortamda yapılan arşivleme işlemlerinden toplantıların fiziki mekanların ötesine taşınmasına kadar pek çok yenilik, yaşamımızın merkezinde yerini alıyor. Tüm bu değişimler yaşanırken ekonominin ve müşteri beklentilerinin de farklılaştığına şahit oluyoruz. Bu da ister istemez şirketlerin; kuruluş aşamalarındaki hedeflerini değiştirmek ve çağa ayak uydurmak durumunda kalmalarına neden olabiliyor. Dolayısıyla aile şirketleri de bu denli hızlı değişen rekabet ortamına ayak uydurabilecek stratejilerin sahibi oldukları kadar ayakta kalmayı başarabilecekler.
AİLE ŞİRKETLERİNİN %80'I DİJİTALLEŞMEYİ VE İNOVASYONU ÖNCELİYOR
İş dünyasında yaşanan gelişim ve dijitalleşme evrimi sürerken yeni nesil yönetici adayları kendilerini geliştirmeye yönelik faaliyetlerin içerisinde yer alıyor, mevcut aile şirketleri de bu dönüşüme entegre olma yolunda adımlar atıyor. Aile şirketlerindeki söz konusu yeniliklere uyum süreci ve dijitalleşmeye olan yatırımların artması, global bir dönüşümü ortaya koyuyor. 87 ülkede, 2 bin 801 aile şirketi liderinin değerlendirmeleriyle hazırlanan PwC Küresel Aile Şirketleri Araştırması, aile şirketlerini geleceğe taşıyabilmek adına sadece değerler ve geçmiş mirasa güvenmenin yeterli olmadığı sonucunu ortaya koydu. Bu da şirketlerin uzun vadede başarılı olabilmeleri adına yeni yaklaşımlar benimsemeleri gerektiğini gösteriyor. Araştırmaya göre aile şirketlerinin önümüzdeki iki yılda öncelikleri şu şekilde: Yüzde 82 oranında genişleme ve çeşitlilik, yüzde 80 dijitalleşme, inovasyon, teknoloji, yüzde 65 dönüşüm/ yeni düşünme şekilleri geliştirme, yüzde 39 ise sürdürülebilirlik... Ayrıca Türkiye'de gerçekleştirilen bir araştırma da benzer sonuçlar ortaya koyuyor.
İNOVATİF GENÇ İNSANLAR YETİŞTİRMEYI HEDEFLİYORUZ
BAŞARISIZ AİLE ŞİRKETİ DE ÜLKE EKONOMİSİNİ NEGATİF ETKİLİYOR
"Aile şirketini ikinci nesil yöneticiler, önceki nesil kadar başarılı yönetemedi ve şirket faaliyetlerine son verdi" ifadesi duyulduğunda zihinlerde önemsiz ve sadece ilgili aileyi ilgilendiren bir durummuş gibi yanlış algı oluşmamalı. Bahsi geçen şirketler; ülke ekonomisindeki birçok aktörle bağlantılı yapılar. Çünkü aile şirketlerinin uzun ömürlü olmasını, istihdam sağlanarak işsizliğin azalması ve milli gelirin yükselmesi olarak okumak mümkün. Ülke ekonomisinin duraksamadan, üstüne katarak büyümesi ve gelişmesi de aslında buna bağlı... Genç MÜSİAD olarak inovatif fikirlerden global ekonomiye, girişimcilikten liderliğe, global markalaşmadan yapay zekâ ve geleceğin bilimleri gibi konulara gündemimizle sıklıkla yer verdiğimiz gibi sürdürülebilir aile şirketi konusunu da önemsiyoruz. Üyelerimize yönelik birçok faaliyet düzenliyor, pek çok aksiyon alıyoruz. 2016'dan bu yana Genç MÜSİAD nişane projesi olarak eğitime başlayan Young Business Academy ve ROTA gibi projelerle ikinci nesil yönetici adaylarına bu gibi konuların eğitimlerini vererek geleceğin girişimci ve inovatif genç insanlarını yetiştirmeyi hedefliyoruz. İki yıllık periyotlarla düzenlediğimiz kongrelerimizle, düzenli olarak hazırlanan raporlarımızla değişen dünya dinamiklerine dikkat çekiyor, faaliyetlerimizle üyelere 'yeni'yi işlemeye gayret ediyoruz. Sözün özü; yeni nesil yöneticilerini bugünden hazırlayan, kurumsallaşmasını tamamlayıp kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerini yenilikçi bir bakış açısıyla ele alan, doğru strateji ve esnek hareket kabiliyetine sahip aile şirketleri, ülke ekonomisinin büyümesi ve istihdamının artması konusunda kilit öneme sahip yapılar olarak karşımıza çıkıyor.