USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Ufuk  Tarhan

YAZARLAR

2.03.2021 16:53:00

Kadın yoksa gelecek de yok!

Ulusal hükümetler yasa değişiklikleriyle kadınların çalışmasının önündeki engelleri kaldırmalı, kadınları şiddetten koruyan yasaları kararlı bir şekilde uygulamalı.

2015'te Birleşmiş Milletler'e üye 193 ülke daha iyi bir gelecek için 2030'a kadar gerçekleştirilmek üzere 17 adet sürdürülebilir Kalkınma Hedefi belirledi. Tüm ülkeler de altına imza attı! 5 numaralı hedef, 'cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesi'ydi. Maalesef aradan beş yıl geçtikten sonra, 2020'de durum nedir diye bakıldığında görüldü ki bir arpa boyu kadar yol katedilememiş. Eşitsizlik ve buna neden olan tüm olumsuz faktörler neredeyse aynen yerli yerinde duruyor. Hatta daha da kötüleşenler bile var! Mazeret olarak Covid-19'un geriletici etkisi öne sürülse de 'pandemiden önce 4 yıl vardı ama?' sorgulaması ile bu argümanı kabul etmek pek mümkün görünmüyor.

Yapılması gerekenler

1-Küresel cinsiyet eşitsizliğinin üstesinden gelmek, 'küresel gayri safi milli hasıla'yı artırmak için en önemli faktörlerden biri. Yani cinsiyet eşitliği sadece ahlaki ve sosyal bir mecburiyet değil, aynı zamanda son derece kritik, köklü bir tetikleyici ve ekonomik bir gerçek. McKinsey Global Institute (MGI) yayınladığı raporda kadın-erkek eşitliğinin küresel büyümeye etkisinin 12 trilyon dolar olacağını belirtiyor. Bu rakamın büyüklüğünden çok o rakama erişirken gelişecek büyük fırsatlara ve iyileşmelere odaklanılmasını öneriyor.

2-Cinsiyet eşitliği sadece ülkeler için bir fırsat değil. McKinsey'in 'Çeşitliliğin Getirileri' üzerine yaptığı araştırma, hem cinsiyet hem de etnik çeşitlilik açısından üst düzey yönetime ve liderlere sahip şirketlerin başta ciro ve kârlılık olmak üzere tüm parametrelere bakıldığında ortalama %27 daha yüksek performans sergilediklerini gösteriyor.

3-Cinsiyet eşitliğinin 15 temel göstergesi var. 2015'ten bu yana en önemlilerinden bazılarında, örneğin; erkekler ve kadınların aldıkları ücretler, üst seviye-karar verici mercilerde ve ekonomide liderlik oranı, dijital ve finansal katılımda konumlanma, yasal korunma olanakları, siyasete katılım, fiziksel güvenlik ve özerklik gibi temel insani haklar, ekonomik özgürlükler vb. konularda farkındalık artışı gözlemleniyor. Ancak bu yeterli değil. Bu konularda farkındalığın ötesinde somut gelişmeler kaydedilmesi, yükselişin sahaya yansıması bekleniyor. Ülkeler kalkınma hamlelerini ancak ve ancak bu alanlarda eşitlik sağlarlarsa yapabilecekler. O halde artık zaman kaybetmeden bu anlaşılmalı, kabul edilmeli ve aksiyona geçilmeli.

4-Ulusal hükümetler yasa değişiklikleriyle kadınların çalışmasının önündeki engelleri kaldırmalı, kadınları şiddetten koruyan yasaları kararlı bir şekilde uygulamalıdırlar. Kadınlar için göstermelik değil; adil ve etkin finansal destekleri, vergi düzenlemelerini, çocuk bakım programlarını, toplumsal altyapının eşitlik ilkelerine göre yeniden inşa edilmesini ve tasarlanmasını sağlamalıdırlar. Hükümetlerin, liderlik rollerinde daha fazla kadının yer almasını sağlayarak topluma rol model, örnek olması; kadınların eğitiminin, girişimciliğinin ve ticari faaliyetlerinin teşviklerle desteklemesi müthiş hızlandırıcı rol oynayacaktır.

5-Şirketler de kendi çalışanlarından başlayarak, kadınları korumalı, onları tutundurarak, sürekli teşvik ederek, adil-kapsayıcı ve saygılı bir kültür oluşturup, üst düzeylerdeki kadın çalışanları çoğaltmalı, tüm stratejik önceliklerinde cinsiyet eşitliğini savunmalıdırlar. Giderek dijitalleşen ve teknoloji odaklı yapılanarak otomasyona geçen iş dünyası; bilim-teknoloji alanındaki yetkinliklerle beraber kadınların STEM'deki eksikliklerinden dolayı olabilecek iş kaybı ve riskleri peşinen önleyecek çözümleri, uygulamaları geliştirmelidirler.

DİĞER YAZILARI