USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Ufuk  Tarhan

YAZARLAR

1.08.2024 13:24:00

İHRACATIN GELECEĞİ: BLOK ZİNCİRİ, YAPAY ZEKA VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÜÇLÜSÜ

Yeni dünya düzeninde hayatta kalmak ve/veya rekabette öne geçmek isteyen şirketler ancak ve ancak 'blok zinciri + yapay zeka' teknolojilerinin entegrasyonu ile ihracatın sürdürülebilirliğini sağlayabilecek. Temel stratejilerini bu üçlü sacayağı üzerine inşa etmeyenlerin ya da özellikle blok zinciri sistemi/altyapısı dışında olanların oyuna katılma, oyunda kalma ihtimali: '0'! Yazı ile 'sıfır'!

Dijital devrim, iş dünyasının her alanında köklü değişimlere yol açıyor. Bu değişimlerin en etkileyici yönlerinden biri de blok zinciri ve yapay zeka teknolojilerinin ihracat süreçlerine entegre edilmesi. Bu entegrasyon, tüm diğer iş kollarında olduğu gibi sürdürülebilir ihracatın da anahtarı olarak kabul ediliyor. Nedenlerine bakalım...

BLOK ZİNCİRİ: GÜVENİLİR VE ŞEFFAF İHRACATIN ANAHTARI

Blok zinciri, merkezi olmayan yapısı sayesinde ihracat işlemlerinin güvenliğini ve izlenebilirliğini artıracak. Akıllı kontratlarla, ödemeleri otomatik olarak gerçekleşirken, sahtecilik riskini azaltacak ve süreçler hızlanacak. Ülkelerin de sistemlere entegrasyonu ile gümrük işlemleri bile blok zinciri üzerinde kolaylaşarak bürokrasiyi azaltacak.

"Dijital devrim, iş dünyasının her alanında köklü değişimlere yol açıyor. Bu değişimlerin en etkileyici yönlerinden biri de blok zinciri ve yapay zeka teknolojilerinin ihracat süreçlerine entegre edilmesi."

YAPAY ZEKA: İHRACATTA REKABET AVANTAJI

Yapay zeka, ihracatta rekabet avantajı sağlayan güçlü bir araç olacak. Pazar trendlerini analiz ederek talepleri öngörecek, en uygun pazarları belirleyecek ve hatta müşteri davranışlarını analiz ederek kişiselleştirilmiş pazarlama stratejileri oluşturacak. Üretim süreçlerinde verimliliği artırarak maliyetleri azaltacak. Kalite kontrolünü iyileştirerek tüm iş adımlarını optimize edecek. Kendi yapay zeka ajanlarını, algoritmalarını ve veri analiz araçlarını kurgulayabilenler, tıpkı daha yetenekli çalışanlarla donatılmış bir şirket gibi çok daha avantajlı durumda olacaklar. Bu teknolojilere yatırım yaparak uzun vadede rekabet gücünüzü ve sürdürülebilir başarınızı artırmanın en iyi yollarını bulmayı da ihmal etmemelisiniz. Yani full otomasyona tam teslim olmadan özgün insan yaratıcılığını ve insan kontrolünü bir dengede tutmalısınız.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: SADECE İHRACATIN DEĞİL, İŞ HAYATININ DA VAZGEÇİLMEZ UNSURU

Günümüzde sürdürülebilirlik bir tercih değil, bir zorunluluk haline geldi. Hangi iş veya faaliyeti konuşursak konuşalım; paydaşlar, müşteriler, türeticiler, çalışanlar; artık çevreye duyarlı şirketleri tercih ediyor. Bu durum tabii ki ihracatta da geçerli. Sürdürülebilir üretim ve lojistik yöntemleri kullanan şirketler hem itibarlarını artırıyor hem de yeni pazarlara açılıyor. Karbon ayak izini azaltmak, geri dönüştürülebilir malzemeler kullanmak ve enerji verimliliğini artırmak, sürdürülebilir ihracatın temel taşları. Özellikle Avrupa Birliği'nin 2030 yılı itibarıyla yürürlüğe girecek olan 'Sınırda Karbon Düzenlemesi' (SKD) gibi regülasyonlar, şirketlerin karbon ayak izini azaltma konusundaki çabalarını hızlandırmalarını zorunlu kılıyor. Bu düzenleme, ithal ürünlerin karbon ayak izine göre vergi uygulayarak, daha sürdürülebilir üretim yapan şirketleri teşvik etmeyi amaçlıyor. Sonuç; blok zinciri, yapay zeka ve sürdürülebilirlik, yukarıdaki unsurları dikkate alıp yatırım yapanlara ihracatta yeni bir çığır açacak. Şimdi harekete geçme zamanı!

DİĞER YAZILARI