Günümüzde, iklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma çabaları, finans dünyasının dönüşümünü zorunlu kılıyor. Birleşmiş Milletler tarafından 2030 yılına kadar küresel ölçekte yoksulluğun ortadan kaldırılması, gezegenin korunması ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak amacıyla belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin (SKH) hayata geçirilebilmesi için her yıl 5 ila 7 trilyon ABD doları arasında bir finansmana ihtiyaç duyulduğu tahmin ediliyor. Mevcut finansman kaynakları ile SKH'lere ulaşmak için gereken finansman arasındaki açık; özel sektör yatırımları, kamu fonları, yardım kuruluşları ve uluslararası finansal kuruluşların katkılarıyla kapatılmaya çalışılsa da, mevcut çabalar yeterli değil. Daha fazla kaynağa ihtiyaç duyuluyor. Tam da bu noktada sürdürülebilir finans kavramının önemi ortaya çıkıyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANS NEDİR?
Uluslararası Finans Kuruluşu (IFC) sürdürülebilir finansı, sosyal ve çevresel faktörlerin banka ve finans kuruluşlarının faaliyetlerine entegre edilerek bu kapsamda oluşan risklerin daha iyi yönetilmesi ve bu alanlarda ortaya çıkan fırsatların değerlendirilmesi olarak tanımlıyor. Avrupa Komisyonu'nun tanımına göre ise sürdürülebilir finans, finans sektöründe yatırım kararları alınırken çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) faktörlerinin dikkate alınmasını ifade ediyor.
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR VE KAVRAM KARMAŞALARI
Sürdürülebilir finans konusunda yaygın yanılgılardan biri, sadece çevresel projelere odaklanılması gerektiğidir. Oysa sürdürülebilir finans, sosyal ve yönetişim alanlarını da kapsıyor. Sürdürülebilir finans, hem bugün çevre dostu olan faaliyetlerin (yeşil finans) hem de zamanla çevre dostu performans seviyelerine geçiş yapacak olan faaliyetlerin (geçiş finansmanı) finansmanını kapsar. Sürdürülebilir finansın bir alt kümesi olan yeşil finans ile sadece çevresel riskler dikkate alınırken, sürdürülebilir finans kapsamında ESG kriterleri de değerlendirmeye katılır.
AB SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANS ÇERÇEVESİNİN ANA UNSURLARI
Sürdürülebilir büyümeyi destekleyen bir finansal sistem inşa etmeyi hedefleyen AB'nin, Avrupa Yeşil Mutabakatı'nı desteklemek amacıyla sürdürülebilirlik unsurlarını finansal politikalarının ayrılmaz bir parçası haline getirme çabaları kapsamında kullandığı araçlar:
Taksonomi: 12 Temmuz 2020'de yürürlüğe giren (AB) 2020/852 Sayılı Tüzük ile çevresel açıdan sürdürülebilir ekonomik faaliyetler listelenip bir sınıflandırma sistemi oluşturuldu. Taksonomi Tüzüğü'nde ekonomik faaliyetlerin sürdürülebilir olarak sınıflandırılması bakımından altı hedefe (iklim değişikliğinin azaltılması, iklim değişikliğine uyum, su ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve korunması, döngüsel ekonomiye geçiş, kirliliğin önlenmesi ve kontrolü, biyoçeşitliliğin ve ekosistemlerin restorasyonu) yer veriliyor. Ayrıca, bir ekonomik faaliyetin taksonomi ile uyumlu olarak tanımlanabilmesi için en az bir çevresel hedefe önemli katkı sağlamak; diğer herhangi bir çevresel hedefe önemli bir zarar vermemek; asgari sosyal güvencelere ve teknik inceleme kriterlerine uymak olarak sıralan dört koşulu karşılaması gerekiyor.
Avrupa Yeşil Tahvil Standardı: Avrupa Yeşil Tahvil Standardı ile AB, düşük karbonlu geçiş için gerekli varlıkların finansmanında önemli bir rol oynayan yeşil tahviller için anlaşılır bir altın standart belirlemeyi amaçlıyor. Gönüllü olarak uygulanacak bu standart, yeşil ekonomik faaliyetleri tanımlamak için AB taksonomisinin detaylı kriterlerine dayanıyor. Piyasadaki en iyi uygulamalarla uyumlu şeffaflık seviyesi sağlıyor ve ihraç öncesi ve sonrası incelemeleri yürüten şirketlerin Avrupa düzeyinde denetimini öngörüyor.
ESG derecelendirmesine yönelik aktiviteler: ESG derecelendirmesi yatırımcılar için ve sürdürülebilir yatırımlara olan güveni artırmak açısından giderek daha önemli bir rol oynuyor. Ancak ESG derecelendirme sağlayıcıları tarafından kullanılan birçok farklı yöntem söz konusu... AB, ESG derecelendirme faaliyetlerine ilişkin olarak yatırımcıların ve diğer paydaşların ESG derecelendirme hedefleri (neyi değerlendirdikleri) ve metodolojileri (nasıl değerlendirdikleri) hakkında güvenilir ve karşılaştırılabilir bilgilere erişmelerini sağlayacak yeni bir düzenlemeyi kabul etti. Düzenleme, AB'deki yatırımcılara ve şirketlere hizmet sunan ESG derecelendirme sağlayıcılarının Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (ESMA) tarafından yetkilendirilmesini ve denetlenmesini gerektiriyor.
KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORLAMASINA DAİR YENİ KURALLAR
Avrupa Birliği'nde 5 Ocak 2023'te yürürlüğe giren Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) tüm büyük şirketlerin, mikro işletmeler hariç listelenen KOBİ'lerin ve hatta AB pazarında 150 milyon Euro'nun üzerinde gelir elde eden AB üyesi olmayan şirketlerin sosyal ve çevresel sorunlardan kaynaklanan riskler ve fırsatlar ile faaliyetlerinin insanlar ve çevre üzerindeki etkileri hakkındaki bilgileri açıklamalarını gerektiriyor.
İKLİM KRİTERLERİNE DAİR ÇALIŞMALAR
AB, Sürdürülebilir Büyümenin Finansmanına İlişkin Eylem Planı'nın bir parçası olarak yatırım kriterlerine ilişkin iki önlem açıkladı. Bunlardan ilki, iki tür iklim kriterinin (AB İklim Geçişi Benchmark'ı) ve (AB Paris uyumlu Benchmark'ın) oluşturulması. İkinci önlem ise tüm yatırım kriterleri için geçerli olacak ESG bildirim gerekliliklerinin tanımlanmasıdır.
FİNANSAL HİZMETLER SEKTÖRÜNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKLE İLGİLİ BİLDİRİMLER
AB, paralarını sürdürülebilirlik hedeflerini destekleyen şirketlere ve projelere yatırmak isteyen yatırımcıların bilinçli seçimler yapmalarına yardımcı olmak amacıyla, finansal piyasa katılımcılarının sürdürülebilirlik bilgilerini ne şekilde açıklamaları gerektiğini ortaya koyan Sürdürülebilir Finans Bildirim Yönetmeliği (SFDR) adlı bir şeffaflık çerçevesi uygulamaya koydu.
SÜRDÜRÜLEBİLİR FİNANS, YEŞİL MUTABAKAT VE TÜRKİYE
Türkiye, Paris İklim Anlaşması çerçevesinde belirlediği net-sıfır hedefine ulaşmak ve Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum sağlamak üzere uygulamaya koyduğu Yeşil Mutabakat Eylem Planı (YMEP) çerçevesinde düşük emisyonlu bir ekonomik modele geçiş yapmak üzere önemli adımlar atıyor. Bu kapsamda, Türkiye'nin hem kamu hem de özel sektör finansmanını sürdürülebilir projelere yönlendirmesi kritik bir öneme sahip. Nitekim, YMEP'in 9 temel başlığından biri de yeşil finansman... Sürdürülebilir finansman ekosisteminin güçlendirilmesi ve AB uyum çalışmaları bağlamında Türkiye'nin yakın dönemde attığı önemli adımlar ise şöyle özetlenebilir:
1-Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından alınan kararlar doğrultusunda, sürdürülebilirlik raporlaması belirli şirketler için zorunlu hale getirildi. 29 Aralık 2023 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan kararla birlikte halka açık şirketler, SPK ve BDDK denetimine tabi olan kuruluşlar, sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri ile belirli finansal kriterleri karşılayan diğer şirketler için 'TSRS 1: Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanması' ve 'TSRS 2: İklimle İlgili Açıklamalar' standartlarının uygulanması zorunlu tutuldu.
2-Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda 'Taksonomi Çerçeve Dokümanı' yayımlandı. Fransız Kalkınma Ajansı ile yürütülen 'Türkiye'de Raporlama Kılavuzlarının Hazırlanması ve Yeşil Taksonominin Potansiyel Kullanıcılarının ve Faydalanıcıların Belirlenmesi Projesi', AB taksonomisine paralel olarak kurgulanıyor ve 2024 yılında sonuçlandırılması planlanıyor.
3-Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 5 Nisan 2023 tarihinde uluslararası sermaye piyasalarındaki ilk yeşil tahvil ihracı gerçekleştirildi.
4-Sermaye Piyasası Kurulu, 'Yeşil Borçlanma Aracı, Sürdürülebilir Borçlanma Aracı, Yeşil Kira Sertifikası, Sürdürülebilir Kira Sertifikası Rehberi'ni, T.C. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi ise 'Yeşil Sukuk Çalışma Raporu'nu yayımladı.
5-Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, '2022-2025 Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı'nı açıkladı.
ULUSLARARASI İŞ BİRLİKLERİ ARTMALI
Sürdürülebilir finans, dünya genelinde iklim değişikliğiyle mücadele, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma ve sosyal eşitsizliklerin giderilmesi gibi kritik alanlarda önemli bir rol oynuyor. 2024 ve sonrasında, ESG derecelendirmelerinin standartlaşması, yeşil tahvil piyasalarının hızla büyümesi ve sürdürülebilir finansın yaygınlaştırılması için uluslararası iş birliklerinin artması bekleniyor. Türkiye'nin de bu küresel dönüşümde aktif bir rol üstlenerek, Yeşil Mutabakat ve sürdürülebilir finans alanında atacağı adımlar, hem yerel hem de uluslararası arenada rekabet gücünü artıracak, aynı zamanda gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakılmasına vesile olacak.