USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Kutlu Karavelioğlu

YAZARLAR

5.10.2022 16:55:00

BİZ İTHALATA ANCAK ALMANYA KADAR BAĞIMLIYIZ

Makine İhracatçıları Birliği'nin faaliyete geçtiği son 20 yılda Türkiye'nin makine üretim ve dış ticaretinde sergilediği performans, sadece rakip ülkelerin makine sektörlerinin değil, ülkemizin diğer sektörlerinin performansının da üzerindeydi. Düşünün ki Türkiye'nin ihracatı son 20 yılda makine sektörü artışı kadar hızlı artabilseydi ki, her sektörün eşit biçimde desteklendiği durumda bunun gerçekleşmesi beklenirdi, bugün yılda toplam 450 milyar dolar ihracata ulaşılabilirdi. Bu performans, yarısı pandemi etkisinde geçen son 4 yılda da değişmedi ve Türkiye bu dönemde 80 milyar doların üzerinde makine ihraç etmeyi başarabildi.

SEKTÖREL YARGILAR GERİDE BIRAKILMALI

Geride bıraktığımız 20 yılda rakip ülkelerden makine ithalatına 500 milyar dolar ödeyen Türkiye'de pek çok sektör için şöyle bir yargı var: "Türkiye ithal etmeden ihracat yapamaz!" Oysa derinlikli analizlerle hazırladığımız Makine Sektöründe İthal İkameci Politikaların Makine, İmalat Sanayi ve Türkiye Ekonomisi Üzerindeki Etkileri raporumuz bu yargının kesinlikle yanlış olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye'nin makine ihracatının yarattığı yüzde 76,7'lik yerli katma değer oranı ile yüzde 77 yerli katma değer oranı sağlayan Almanya'nın hemen ardından geldiğini belirleyen OECD raporu da Türkiye'nin ithalata ancak Almanya kadar bağımlı olduğunu gösteriyor.

MAKİNE İMALATÇILARI NASIL DAHA REKABETÇİ OLABİLİR?

Elbette ki esas olan; Almanya kadar makine üretebilmek, makineden dış ticaret açığı vermemek, makine ithalatını değil; yatırımını ve imalatını öncelemek, ölçeklerini büyüterek daha da hızlı teknoloji geliştirmek ve fon yaratmaktır. Makine imalatçımızın daha rekabetçi olabilmesi için gerek duyduğu endüstriyel elektronik ve mühendislik malzemelerinde yerli alternatifleri oluşturmak ve çoğaltmaktır. Bunun yolu ise evvel emirde makine imalatımızın azami ölçüde desteklenmesi, niteliksiz malların rekabetinden korunması ve yatırım ve faaliyet ortamında ayrıcalıklı kılınmasından geçmektedir. Üstelik en az Almanya'nın kendi imalatçılarını kolladığı kadar...

TEŞVİK SİSTEMİ NEDEN REVİZE EDİLMELİ?

Gelişmiş ülkeler stratejik ürün gruplarına tarife dışı engeller koymayı, teknoloji sınırlamaları getirmeyi sürdürüyor. Patent sayılarının yüksekliği, yani tekniğini koruma gayretleri bunun bir başka ifadesi ve bu maliyetler, satılan malın fiyatının içinde olduğundan ithalata mecbur toplumlarca ödeniyor. Peki biz ne durumdayız? 2020 yılında teşvik sistemi kapsamında yapılan ithalatın yüzde 77'sinin imalat sanayiince üstlenilmiş olması ve ithal makinelere rağbet diğer sektörlerde yüzde 31'ken imalat sanayiinde yüzde 70'i geçmesi bizi şu sorular üzerine araştırmaya itti: "Teşvik sistemimiz yerli-yabancı makine ayırımı yapsa, bütün makineler yerine kendi ürettiğimiz makinelere bir avantaj sağlasa, hatta koruyucu tedbirleri ortadan kaldırarak ucuz, dampingli ve niteliksiz makinelerin haksız rekabetine meydan vermese ne olurdu? Yıllardır mahsurlarından bahsettiğimiz teşvik mekanizmaları nelere mal oldu? Bugün bir şekilde irdelenmekte ve müdahale görmekte olan sistem, ki yeryüzünde bir benzeri yoktur, doğru şekilde kurgulanırsa ülkeye katkısı ne olacaktır?"

DİKKAT ÇEKEN SONUÇLAR

Rapor sonuçlarına göre imalat sanayii 2020 yılında ithal ettiği makinelerin yarısını dahi yerli imalatçıdan alsa o yıl sektörümüzün üretimi 45.5 milyar TL artacak, biz hariç genel imalat sanayiine 11.4 milyar TL'lik üretim yaptırma imkânımız olacak, imalat sanayii dışındaki sektörlere de 10.2 milyar TL kazandırılarak ülke ekonomisine 66.1 milyar TL'lık katkı sağlanacaktı. Öte yandan yerli katma değer 33.6 milyar TL artacak, bunun 6.4 milyar TL'si çalışan kesime aktarılmış olacaktı. İmalat sanayiinin katma değer artışı 42.3 milyar TL olurken, ülke ekonomisi genelindeki katma değer artışı ise vergiler hariç 51.6 milyar TL'yi bulacaktı. Daha önemli bir tespit ise yatırım teşvik belgeleri kapsamında ithal edilecek makinelerin 2021-2030 döneminde yarısının yerli olarak karşılanması durumunda ülke ekonomisine 2021 fiyatlarıyla 760 milyar TL'lik bir büyüklük sağlayacağı ve bunun 593 milyar TL'sinin yerli katma değer olarak ortaya çıkacağıdır.

TEŞVİK SİSTEMİNİN REVİZESİ SEKTÖRÜMÜZÜ REKABETÇİ KILAR

Dünyada artık ihracat artışı için ithal ikameci bazı yöntemler geleneksel uygulamalardan farklı biçimde kurgulanabilecektir. Tek taraflı ticaretin savunulması, istenilmesi, talep edilmesi özellikle makine imalatı gibi teknolojik alanlarda fevkalade meşrudur. Kendi adına ve ülkesi adına büyük riskler üstlenen sermayedarın, temel bilimlerin geliştirilmesine yönelik devlet politikaları talebi de aynı değerde görülmelidir. 2021 ve 2022 yıllarında yapılan düzenlemelerle birlikte teşvik sistemi, yerli makine üretimi karşısında ithal makinenin sahip olduğu haksız avantajın ortadan kaldırılmasına yönelik olarak revize edildi. Belirlenen ithal makine/ekipmanlardaki Gümrük Vergi Muafiyeti kaldırılırken, kullanılmış-yenileştirilmiş olarak teminine izin verilmeyeceği belirtildi. 200'den fazla GTIP kodunu kapsayan ve yaklaşık yarısını makine sektörüne ait ürünlerin oluşturduğu bu düzenlemeyle, ülkemizde üretilen makine/ekipmanın ithal rakipleri karşısındaki dezavantajın azaldığını görüyoruz. Bununla birlikte söz konusu düzenlemenin kapsamının dönemler bazında revize edilmesi gerektiğini de hatırlatmak istiyoruz. Özellikle ülkemizde üretimi gerçekleşen ve mukayeseli rekabet avantajına sahip olmaya başladığımız makinelerin kapsama alınması, bu sektörlerde görülen rekabet avantajlarının çok daha hızlı bir şekilde ortaya çıkmasına imkân tanıyacaktır. Ölçek ve alan ekonomilerinin etkisi ile makine sektörü hem iç pazarda hem de ihracat pazarlarında rekabetçi hale gelecektir.

ERKEN UYARI SİSTEMİ VE ETKİ ANALİZLERİ

Ticaret Bakanlığımızın hayata geçirebileceği, dış ticaret verileri üzerinden çalışan 'erken uyarı sistemi' ile de özellikle farklı GTİP'ler üzerinden ticaret ve trafik sapması yoluyla ülkemize haksız şekilde makine getirilmesinin önüne geçilebilir. Makine ithalatına ilişkin herhangi bir GTİP'te olağandışı bir hareketliliğin tespit edilmesi durumunda sistem Bakanlığa haber vereceğinden, ithal edilen makine/ekipmanın herhangi bir haksız rekabet yaratıp yaratmadığı uzmanlar tarafından değerlendirildikten sonra gerekli tedbirler zamanında alınabilir. Tüm bunların yanında, dönemsel olarak gerçekleştirilecek olan etki analizleri ile makine ithalatına yönelik düzenlemelerin pazarda yarattığı etkinin, kısa ve orta vadede ölçülmesinde de yarar. Etki analizlerinin gösterdiği sonuçlar, sisteme gerekli müdahalelerin doğru zamanda ve doğru şekilde yapılabilmesini sağlar.