USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%
Burak Dağlıoğlu

YAZARLAR

1.12.2021 14:49:00

Uluslararası doğrudan yatırımlar perspektifinden ihracat

Türkiye, dört saatlik uçuş mesafesinde 1.3 milyarlık nüfusa ve 26 trilyon dolar GSYİH'lık pazara erişim imkanı sunuyor.

Geniş bir çeşitliliğe sahip endüstriyel üretim kapasitesi, uluslararası ve yerli oyuncuların küresel tedarik zincirlerine entegrasyonu ve Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2003'ten bu yana sürekli reformlarla geliştirilen yatırımcı dostu iş ortamı, Türkiye ekonomisinin ve ihracatının başarısındaki önemli unsurlar arasında bulunuyor. Avrupa, Asya ve Afrika'nın kesiştiği noktada yer alan Türkiye, dört saatlik uçuş mesafesinde 1.3 milyarlık nüfusa ve 26 trilyon dolar GSYİH'lık pazara erişim imkânı sunuyor. Türkiye'nin yatırımcılara sunduğu bu değer önerisi, coğrafi konumun üzerine inşa edilen modern ve rekabetçi lojistik altyapı ve üstyapı ile destekleniyor. 2003'te başlayan kapsamlı altyapı yatırımı programları ile karayolu, demiryolu, liman ve havalimanı kapasiteleri ve nitelikleri hızla artırılarak yatırımcılar için cazip bir ortam oluşturuldu. Fiziksel altyapının yanı sıra uluslararası anlaşmalar ile çerçevesi oluşturulan geniş pazar erişimi ülkemizi merkezi bir konuma taşıyor. Ülkemizdeki şirketler, iç pazara ek olarak Gümrük Birliği anlaşması ve 28 ülke ile Serbest Ticaret Anlaşmaları sayesinde 1 milyara yakın tüketiciye serbest ticaret imkânlarıyla erişebiliyor.

ULUSLARARASI YATIRIMCILARIN MERKEZİ KONUMUNDAYIZ

Yetkin, derin ve rekabetçi bir yetenek havuzuna sahip olan Türkiye, uluslararası yatırımcıların bölgesel Ar-Ge, tasarım, üretim, lojistik, eğitim ve yönetim merkezi konumuna ulaştı. Bir örnek vermek gerekirse, ülkemizdeki teknoparklarda yer alan 7 binin üzerindeki şirketin yaklaşık 340'ı; bin 255 olan Ar&Ge merkezlerinden ise 204'ü uluslararası sermayeli... Bu ofislerde yürütülen projeler, tüm dünyaya ihraç ediliyor. Dünya haritasına baktığımızda Almanya'dan Çin'e kadar tüm coğrafyada geniş çeşitlilikte ve derinlikte üretim yetkinliğine sahip olan başka bir ülke bulunmadığı, birçok uluslararası yatırımcı tarafından da dile getiriliyor. Otomotiv, havacılık, makina, tekstil, hızlı tüketim ürünleri, beyaz eşya, tüketici elektroniği gibi birçok sektör, küresel değer zincirlerine başarılı bir şekilde entegre olmuş durumdadır ve bu zincirdeki konumunu katma değerini artırarak ilerletiyor. Geldiğimiz noktada Türkiye'nin sanayi ürünleri ve hizmet ihracatı açısından uzun vadede kalıcı bir merkez olarak konumlandığını rahatça söyleyebiliriz.

DOĞRUDAN YATIRIMDA DA ARTIŞ VAR

Dayanıklı ve hızlı büyüyen ekonomisiyle Türkiye, 2003'ten beri birçok başlıkta başarılara imza atarken; 2002'de 36 milyar dolar olan ihracatını 2020'de 170 milyar dolara taşıdı. Bu yılın ilk 10 ayında ihracatımız 181 milyar dolar olurken son 12 aylık ihracatımız 215 milyar dolara ulaştı. Bu rakamlarla dünya ihracatında 2002 yılında yüzde 0.5 olan payımız yüzde 1'in üzerine çıkmış durumdadır. Dikkat çekmek istediğim bir başka husus ise dünya ticaretinin yıllık yüzde 5.7 büyüdüğü son 18 yılda, Türkiye ihracatının yüzde 9'luk büyüme göstererek küresel rekabette başarıyla öne çıkmış olması... Benzeri bir dönüşüm; uluslararası doğrudan yatırım (UDY) girişlerinde de gerçekleşti. 1973-2002 arasındaki dönemde ülkemize 15 milyar dolarlık UDY girişi olurken, 2003-2020 döneminde 225 milyar dolar UDY girişi gerçekleşti. 2021'in ilk dokuz ayında ise ülkemize gelen toplam UDY miktarı, 9.2 milyar dolar ile pandemi yılı olan 2020'ye göre yıllık bazda yüzde 89 artış gösterdi. Son 12 aylık UDY girişlerinin ise 12.1 milyar dolara ulaşarak pandemi öncesi dönemdeki normal seviyelerine hızla yaklaştığını görüyoruz.

İHRACAT PERFORMANSINA KATKI

Uluslararası yatırımcılar, ülkemizin ihracat performansına doğrudan katkı sağlıyor. Küresel tedarik zincirinde önemli konumları olan bu oyuncular; kurdukları tesislerden ihracat yaparken, uluslararası tedarikçilerinin ülkemize kazandırılması için rol oynuyor, yerli tedarikçilerin de uluslararasılaşmasını sağlıyor. Söz konusu üreticiler, Türkiye'deki tedarikçilerinden ülkemizdeki tesislerine alım yapmanın yanı sıra dünyanın farklı ülkelerindeki tesislerine de tedarik yapıyor. Bu bağlamda uluslararası yatırımcıların ihracat ve daha geniş bir perspektifle genel ekonomik aktivite alanında önemli bir çarpan etkisi oluşturduğunu söylemek mümkün. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) her yıl yayınladığı raporlarda detaylı bir ihracat performansı değerlendirmesi yapılıyor. 2020'de ilk 1000 ihracatçı şirketin 92 milyar dolar ihracat yaptığı, bu şirketlerden 154'ünün uluslararası sermayeye sahip olduğu ve 26 milyar dolar ihracat gerçekleştirdikleri dikkat çekiyor. Ayrıca ilk üç ihracatçımızın uluslararası sermayeli olduğu, ilk 10'da ise beş uluslararası sermayeli şirket olduğu öne çıkıyor.

İLGİ ARTARAK DEVAM EDECEK

Türkiye'nin pandemi sürecini başarıyla yönetmesi ve tedarik zincirinin hiç durmaması, uluslararası yatırımcılar tarafından yakından takip ediliyor ve takdir görüyor. Bu bağlamda, yatırımcıların Türkiye'den daha fazla tedarik yapmaya başladığı, mevcut durumda verilere yansırken önümüzdeki dönemlerde bu ilginin artarak devam edeceği de son derece açık. Küresel bir gündem olan 'Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları' odaklı yatırımlar, özellikle AB ülkelerini hedefleyen yeşil üretim projeleri, endüstriyel dijital dönüşüm yatırımları ve yeşil lojistik yatırımları ülkemizde önemli yer edinmeye devam edecek. Bölgesel bir merkez konumuna gelmiş ülkemizin, bu rolünü güçlendirecek tüm yatırım projelerini Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak yakından takip ediyoruz ve bu alandaki yatırımcılara tüm enerjimizle destek oluyoruz.