E-ticaret, teknoloji ve internetin hızla gelişmesiyle birlikte büyük bir dönüşüm geçiriyor. Özellikle Web 3.0 teknolojilerinin yükselişi, e-ticaret sektörünün bugününü ve yarının potansiyelini belirliyor. Geleneksel alışkanlıkların üzerine pazarlanan ve şekillenen ticaret sektörü özellikle geçtiğimiz son 10-15 yıllık dönemde ciddi bir başkalaşım geçirdi, tıpkı bizlerin geçirdiği alışkanlık başkalaşımı gibi...

FİNANSAL VE TEDARİK ZİNCİRİ TARAFINDA ÇARPICI BİR ETKİ YARATACAK

Elbette teknolojiden bahsedeceksek belleğimizi güncel tutmalı ve artık 'günün trendi' kıskacını aralayıp bugünün gerçeği ve yarının potansiyeli olan Web 3.0'a odaklanmalı. Web 3.0'ın anlaşılması gereken en önemli noktalarından biri blockchain teknolojisi ki üst ölçekte düşünüldüğünde tüm dünyadaki likit para akışından teknoloji altyapılarına kadar, bu perspektifteki her bir başlığı değiştirmeye, tam olarak değiştirmese de farklı bir bakış açısı katmaya yeterli oldu. Bunun oluşması da bu teknolojinin ticarete olan etkisiyle gün yüzüne çıktı. Blockchain, e-ticaretin temel sorunlarından biri olan güvenilirlik ve şeffaflık konularında büyük bir değişim getiriyor. Blockchain, her işlemin bir dağıtık defterde kaydedilmesini sağlayarak verilerin değiştirilmesini neredeyse imkansız hale getiriyor. Bunun yanı sıra müşterilere güvenli bir alışveriş deneyimi sunmanın yanında takip edilebilirlik için de önemli avantajlar sağlıyor. Dijitalleşme sürecinin belki de en korkutucu kısımlarından birinin dijital korsanlık olduğunu düşündüğümüzde bu durumun ticari süreçlere ne denli kritik bir etkisinin olacağını anlayabiliriz. Özellikle lüks ürünler, gıda güvenliği ve ilaç takibi gibi alanlarda finansal ve aynı zamanda tedarik zinciri tarafında çarpıcı bir etki yaratacağı çok açık.

TEKNOLOJİ ENTEGRASYONU ÖNE ÇIKIYOR

Elbette ticari süreçleri düşündüğümüzde ürünün satın alınması sürecin son noktası, müşterinin ve üreticinin/satıcının ortak payda da buluştuğu herkesi memnun eden o an. Gelişen teknolojinin, 'o' anı nasıl mükemmelleştirebileceğinden bahsettik. Peki ya önceki adımlar? Ürün ile etkileşime geçtiğiniz o ilk anı düşünün, ürüne dair ilk izleniminizi dahası ürüne dair pozitif ya da negatif ön yargılarınızı hangi temellere dayandırarak oluşturduğunuzu... İşte tüm bunlar potansiyel müşterinin ürünü inceleme sürecindeki deneyimlerine dair ayrıntılar. Peki bu yarının e-ticaretinin teknolojiyi sürece entegre ederek bu konuda da söyleyebileceği iki çift lafı yok mudur sizce?

WEB2'DEN WEB3'E GEÇİŞ SÜRECİ

Tam o noktada da işin içine sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojileri ve aslında yeni 3 boyutlu internet deneyimi devreye giriyor. Evinizde, koltuğunuza uzanmış sosyal medyada dolaşıyorsunuz. Tam o sırada karşınıza bir koltuk reklamı ve bu koltuğun sizin koltuğunuzdan daha konforlu, daha şık olduğunu fark edip ürün ile ilgilenmeye başlıyorsunuz. Ancak koltuğun mağazası, üreticisi ya da showroomu sizden binlerce kilometre uzakta bir lokasyonda konumlanmış. Bugün evinizden hiç çıkmadan o koltuğun dokusunu, boyutunu ve hatta evinizin stilini uyup uymayacağını deneyimleyebileceğiniz bilim kurgu ile gerçeklik arasındaki zincirleri kırdığımız çağa giriyoruz. E-ticaret'i bugün ekibimizle artık V-Commerce (Virtual Commerce) olarak ele aldığımız bir noktadayız. Bunun en heyecanlı örneklerinden birini Herman Miller, Poltrona Frau gibi dünyaca ünlü tasarım mobilya ürünlerinin sergi ve satışını yapan BMS ile gerçekleştirdik. Hazırlanan özel sanal alanda VR, AR, Mobil ve Web üzerinden ürün sergileme ve deneyimlemenin yanı sıra satıcıların mevcut e-ticaret yapılarının bağlanmasıyla satış da artık gerçekleşebiliyor. Bu yenilikle aslında bir yandan da Web2'den Web3'e geçecek yol haritasını da çizmiş oluyoruz.

SONUCA VE DENEYİME ODAKLANAN YENİ NESİL ALIŞVERİŞ ALIŞKANLIKLARI

Sanal gerçeklik teknolojisinin sarmalayıcılığını kullanarak potansiyel müşterilere yepyeni ve inovatif bir showroom deneyiminin oldukça konforlu bir şekilde sunulabilmesinin yanı sıra; AR kullanımı potansiyel müşterilere, sahip olunmak istenen ürünün evinizle ya da ofisinizle uyumluluğunu test edebilme gibi fırsatlar ortaya koyuyor. Altını çizmek istediğim konu ise bu çözümün ne denli büyük ya da enteresan bir fikir olduğunun ötesinde, aslında yarının değil, günümüzün imkanlarını ve fırsatlarını sunuyor olması. Sadece kompleks cihazlarla değil her gün kullandığınız cep telefonlarınız ile deneyimleyebiliyor olmasıdır. Doğal süreç gereği her geçen gün yeni imkanlarla yol alan teknoloji, sonucun yanı sıra sürece ve deneyime odaklanan yeni nesil alışveriş alışkanlıkları ile dijital ticaretin evriminin en büyük desteği ve hatta sebebi olacak.

Blockchain, e-ticaretin temel sorunlarından biri olan güvenilirlik ve şeffaflık konularında büyük bir değişim getiriyor.

YAPAY ZEKADAKİ GELİŞMELER DİJİTAL TİCARET SÜREÇLERİ İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?

Her geçen gün yepyeni keşiflerin hırsıyla gelişen teknolojik alt yapıların en önemli örneklerinden biri de 2023 yılının en büyük trendleri arasından yapay zeka teknolojisi. Peki yapay zeka alanındaki gelişmeler dijital ticaret süreçleri için neden önemli? Web 3.0, büyük veri analitiği ve yapay zeka ile bir arada çalışmaya başladığı kesişim kümesinde, müşteri deneyimlerini daha da kişiselleştirmemize olanak tanıyor. Bunun en önemli sebebi de ya da yapay zekanın müşteri davranışlarını bireysel ve kitlesel ölçeklerde anlamaya yönelik olarak gelişmekte olmasıdır. Bunun son kullanıcı tarafında en belirgin çıktısı kişiye özgün özelleştirilmiş ürün önerileri sunmak için kullanılabiliyor olmasıdır.

VERİ ANALİZİNİN ÖNLENEMEYEN YÜKSELİŞİ

Geçtiğimiz 10 yıllarda büyük veriye biçilen değerin diğer uçtaki kıvılcımlarını da deneyimliyoruz aslında. Şu an aktif dijital ticaret süreçlerinin yarısından fazlasının temellendiği Google, kendi de kabul ettiği üzere site yönlendirmelerini, yarattığı ve kullandığı endeksleri tamamen veri analizi üzerinden gerçekleştiriyor ve yapay zeka bu verileri kontrol edebilmenizi, verilerin ışığında stratejiler yaratabilmenize olanak sağlıyor. Potansiyel müşteriler, çevrimiçi mağazalarda gezinirken, onların tercihlerine ve geçmiş alışveriş deneyimlerine dayalı olarak özelleştirilmiş ürünlere yönlendiriliyor ve bu sayede müşterilerin daha hızlı ve daha doğru bir şekilde alışveriş sürecinin 'anlaşma' kısmı olarak da adlandırabileceğimiz satın alım kısmına ulaşmasını sağlıyor. Doğal olarak bu hem müşteri açısından hem de satıcı tarafından süreci daha pratik ve maddi olarak oldukça avantajlı kılıyor.