Türkiye'de veri ve analitik danışmanlığı konusunda öne çıkan yerli teknoloji şirketi CALIGO, kompleks veri altyapılarına sahip müşterilerinin daha hızlı, veriye dayanan ve veri ile açıklanabilir kararlar almalarını sağlayacak çözümler geliştirmesi için projeler üretiyor. Bu projelerden biri olan Pinex'i müşterilerinin kullanımına sunan şirket bu sayede alternatif veri kaynaklarına erişerek bunları tarihsel veri ihtiyaçları için biriktiriyor ve kullanıma hazır karar değişkenleri şeklinde servis ediyor. Birçok analizde veya karar sürecinde alternatif verilerin açıklayıcı etkisinin çok yüksek olduğunu gözlemlediklerini söyleyen CALIGO kurucu ortaklarından Umut İşcan ile Pinex'i, alternatif veri kavramını ve alternatif verinin kurumlara sağladığı avantajları konuştuk.
"YAPAY ZEKA İLE İNSAN FAKTÖRÜNÜ KARAR AKSİYONLARINDAN ÇIKARIYORUZ"
> CALIGO bir teknoloji şirketi olarak tam olarak hangi alanda hizmet veriyor?
2015 yılında kurulan CALIGO veri analitiği alanında çözümler üreten bir teknoloji şirketi. Uluslararası tanımlamalara göre faaliyet alanımızda yer alan şirketler 'Data & Analytics Service Provider' şeklinde ifade ediliyor, yani veri ve analitik alanında çözümler geliştiren bir şirketiz. Yaptığımız iş en özet ifadeyle kompleks veri altyapılarına sahip müşterilerimizin daha hızlı, veriye dayanan ve veri ile açıklanabilir kararlar almalarını sağlayacak çözümler geliştirmek. Hatta makine öğrenmesi, yapay zeka gibi imkanları kullanarak insan faktörünü gündelik karar alma aksiyonlarının içerisinden çıkarmak.
> CALIGO yeni ürünü Pinex'i bir alternatif veri platformu olarak tanımlıyor. Alternatif veri başlığı altında ifade edilen veriler ne tür verilerden oluşuyor?
Kurumların analiz ve karar alma süreçlerinde kullandıkları geleneksel veriler dışında kalan tüm verileri alternatif veri olarak değerlendiriyoruz. Bir banka örneğinden yola çıkarsak, karar alma süreçlerinde kullandıkları verileri üç gruba ayırabiliriz. İlki müşterilerinden topladıkları finansal ve demografik veriler, ikincisi kendi ürettikleri finansal veriler, üçüncüsü de Kredi Kayıt Bürosu (KKB) gibi veri sağlayıcılardan elde ettikleri müşterinin genel finansal davranışına dair veriler. Siz bir bankaya kredi başvurusunda bulunduğunuzda yaşınıza, mesleğinize, o bankadaki geçmiş finansal davranışınıza ve KKB gibi kurumlardan elde edilen finansal skorunuza göre bir karar alınıyor. Biz bu geleneksel verileri harita, lokasyon, hava durumu ve bazı diğer istatistiksel veriler gibi alternatiflerle zenginleştirerek alınan kararın kalitesini artırmayı vadediyoruz. Örneğin kredi başvurusunda bulunan bir eczanenin bulunduğu konumdaki insan popülasyonunun ortalama yaş ve gelir düzeyi, civarındaki hastane yoğunluğu, yakın çevresinde yer alan kendisine rakip eczane sayısı, ulaşımı kolay bir lokasyonda olup olmadığı gibi bilgiler kredibilitesine dair çok ciddi ipuçları verebiliyor.
> Finansal davranış geçmişi olmayan müşteriler için alternatif verilere erişebilmek avantaj mı?
Elbette elde müşterinin riskliliğine dair bir geçmiş veri varsa ve bu veri müşteriye dair çok net bir bilgi veriyorsa alternatif veri burada yalnızca kararı destekleyici bir unsur olarak yer alabiliyor. Şimdiye kadar kullandığı her kredide ödeme güçlüğü yaşamış bir firmayı bir de alternatif veriyle değerlendireyim demek istemeyebilirsiniz. Ancak risk değerlendirmesinde alternatif verinin etkili olduğu alan daha önce hiç finansal davranışı olmayan, literatürde 'non-bank' diye ifade edilen kitlede ortaya çıkıyor. Karar motorları bu tarz müşterileri değerlendirirken, herhangi bir finansal davranış izi tespit edemediği için bu müşterileri riskli müşteri kategorisinde değerlendiriyor. Özetle karar verenin davranış eğilimi, "Ben bu müşteriyi tanımıyorum, yeni tanıştığım bir müşteri benim için riski yüksek müşteridir" şeklinde oluşuyor. Bu durumda bu gruba giren müşterilerin ya başvuruları olumsuz sonuçlanıyor ya da başvuru kabul edilse bile düşük kredi limitleri, yüksek teminat, faiz veya komisyon maliyetleri ortaya çıkıyor ki bu durum finansal dünyaya yeni müşterilerin finansal sisteme kazandırılmasının önündeki en büyük engel. Bu müşterileri kazanmak bir tarafa, tam tersine finansal dünyanın dışına itiyoruz. Bu problem finans dünyasında "Finansal kapsayıcılık problemi" olarak ele alınıyor.
TÜRKİYE, FİNANSAL KAPSAYICILIKTA DÜNYANIN GERİSİNDE
> Türkiye'de finansal kapsayıcılığın dışında kalan ne kadarlık bir kitleden bahsediyoruz?
Bireysel taraftaki durumu anlamak için en güvenilir veri olarak Dünya Bankası tarafından yayımlanmış olan Finansal Kapsayıcılık Araştırması'nın sonuçları gösterilebilir. Dünya Bankası finansal kapsayıcılığın dışındaki kitleyi, 'herhangi bir finans kurumunda hesabı bulunmayan yetişkin sayısı' şeklinde tanımlıyor. Bu tanımlamaya göre Türkiye'de finansal kapsayıcılık oranı sadece yüzde 69. Yani Türkiye'deki yetişkin nüfusun yüzde 31'inin bir finans kurumunda hesabı dahi yok. Daha ilginç bir veri de şu; hesap sahibi olan yüzde 69'luk kitlenin yüzde 40'ı son 12 ay içinde finansal sistem üzerinden herhangi bir işlem yapmamış. Bu veriler ışığında finansal sistemi düzenli kullanan ve finansal sistem üzerinde güncel davranış izi bırakan kişilerin toplam yetişkin nüfusuna oranı yalnızca yüzde 42 seviyelerinde. Yani Türkiye'deki yetişkin nüfusun yüzde 42'si için finansal veriye bakıp karar vermek makul bir yöntem iken, geriye kalan kitle için finansal veriye bakarak karar vermek oldukça zor. Hatta sistem dışı kitle için mümkün değil çünkü ortada finansal bir veri yok. Kuzey Avrupa ülkelerinde finansal kapsayıcılık oranı yüzde 100, Batı Avrupa ülkelerinde ise yüzde 95 ile yüzde 99 arasında değişiyor. Biz ise dünya geneliyle karşılaştırıldığında finansal kapsayıcılık açısından gelişmekte olan ülkeler seviyesindeyiz.
> Bireysel dışında kalan ticari müşteriler için finansal kapsayıcılık durumu nasıl?
Ticari tarafa ilişkin bu kadar detaylı bir çalışma bulunmuyor ancak buradaki popülasyonu tahmin etmek için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği istatistiklerine göz atmak yeterli. Yalnızca 2022 yılında kurulan 142 bin yeni şirket var. Bunların tamamı yepyeni vergi kimlik numaralarıyla, finansal dünyayla ilk defa etkileşime geçecek tüzel kişilikler. Özellikle yeni kurulan ve büyüme arifesinde olan şirketlerin finansal kaynaklara erişimi ülkemizde çok ciddi bir problem. Maalesef finansal dünya ile belirli bir tanışıklık seviyesine gelinceye kadar büyümek için ihtiyaç duyduğunuz finansal kaynaklara makul şartlarla erişmek oldukça güç.
ALTERNATİF VERİ, DAHA ÖNCE HİÇ FARK EDİLMEMİŞ PATERNLERİ AÇIĞA ÇIKARIYOR
> Bankacılığın farklı alanlarında, hatta farklı sektörlerde alternatif verileri kullanmak mümkün mü?
Finans sektöründe alternatif verilerin katkısını şu anda deneyimlediğimiz müşterilerimiz var. O yüzden bankacılık ve risk değerlendirme süreci bizim için çok sıcak bir konu. Özellikle finansal risk değerlendirme modellerinde yüzde 20 ila yüzde 40 arasında iyileşmeler sağlanabildiğini gördük. Ama bunun dışındaki pek çok analizde veya karar sürecinde alternatif verilerin açıklayıcı etkisinin yüksek olduğunu gözlemliyoruz. CRM aktivitelerinde, çapraz satış fırsatlarının değerlendirilmesinde, müşteri kayıp (churn) veya kârlılık analizlerinde finansal verilerin yanında alternatif veri kaynakları daha önce hiç fark edilmemiş paternlerin açığa çıkarılmasına katkı sağlıyor.
Bunlar bankacılık dışındaki sektörlerde de gayet tabi kullanılabilir veriler. Bir zincir mağaza şubesinin kârlılığını analiz ederken ya da bir telekom operatörünün baz istasyonu optimizasyonuna çalışırken bu veriler getirdikleri alternatif bakış açısıyla fark yaratıyor.
ALTERNATİF VERİLER İŞLENEREK kullanıma hazır KARAR DEĞİŞKENLERİNE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR
> Pinex alternatif verilere erişmek isteyen müşterilerine nasıl bir platform sunuyor?
Pinex öncelikle alternatif veri kaynaklarına erişerek bunları tarihsel veri ihtiyaçları için biriktiriyor. Halka açık bazı veriler web üzerinden toplanırken, bazı verileri elde etmek için biz de başka veri sağlayıcılar ile veri kullanım protokolleri çerçevesinde iş birliği yapıyoruz. Bu açıdan aslında çözülmesi gereken sadece teknolojik problemler değil. Aynı zamanda fikri mülkiyet hakları açısından da ciddi hukuki deneyime ihtiyaç var. Müşterilerimizin bu veri kullanım haklarına dair soru işaretlerini de kolayca aşmalarını sağlıyoruz. Daha sonra elde ettiğimiz bu verileri işleyerek rafine karar değişkenlerine dönüştürüyor ve müşterilerimize servis ediyoruz. Daha net canlanması açısından somut bir veri paylaşım senaryosundan bahsedebilirim. Konum veri kataloğumuz sayesinde müşterimizden aldığımız bir enlem-boylam bilgisine karşılık kendilerine binlerce adet değişkenle cevap verebiliyoruz. Örneğin bir zincir market şubesinin bulunduğu konumu alarak, bu konumun ana caddeye uzaklığı, etrafındaki ATM sayısı, en yakın AVM'ye veya metro istasyonuna uzaklığı, bu konum civarındaki okul yoğunluğu, içinde bulunulan bölgenin sosyo-ekonomik istatistikleri ve bunların zaman içerisindeki değişimlerini gösteren rasyolarla birlikte veri talebine dönüş yapıyoruz. Ve bunların toplamı binlerce değişkene karşılık geliyor.
Bu verileri müşterilerimizin toplu veri taleplerine cevaben farklı dosya formatlarıyla paylaşabiliyoruz. Yani ben toplu bir portföy analizi yapmak için bu verilere ihtiyaç duyuyorum diyen müşterilere bulk data servisleri sunuyoruz.
Bu bilgileri online karar alma süreçlerinde kullanmak isteyen müşterilerimize de data servisleri sunuyoruz. Örneğin bir konum değişkenini bir kredi başvuru sürecinde kullanacak ve başvuru sürecinde bu bilgiyi servisle sorgulayıp alınacak cevaba göre anlık karar verecek müşteriler bu yöntemi tercih ediyorlar.
HEDEF, DENEYİM VE ÇÖZÜM SENARYOLARININ Yurt dışıNA TAŞINMASI
> Türkiye dışında yurt dışında da büyüme potansiyeli görüyor musunuz?
Elbette görüyoruz. Alternatif veri tüm dünyada oldukça trend bir konu. Kısa vadede Türkiye'de elde edeceğimiz deneyim ve çözüm senaryolarımızı yurt dışına da taşımak hedefindeyiz. Bu sebeple mümkün oldukça global veri sağlayıcılarla çalışmayı tercih ediyoruz ki yurt dışı fırsatları gündeme geldiğinde ihtiyaç duyduğumuz verileri hali hazırdaki veri sağlayıcılar üzerinden kolaylıkla elde edebilelim.