Ülker, üretim teknolojilerine yatırım kapsamında Gebze fabrikasına özel olarak üretilen 20 otonom robotu iş süreçlerine dahil ederken bu hamle ile verimlilik, süreçlerin hızlanması, maliyet kontrolü ve sürdürülebilirlik konularında avantaj sağlamayı hedefliyor. Ülker CEO'su Mete Buyurgan, otonom robot projesinin yanı sıra Ülker'in teknoloji ve Ar-Ge çalışmalarını Platin'e değerlendirdi.

> Ülker, geçtiğimiz günlerde Gebze fabrikasında otonom mobil robot projesini devreye aldığını duyurdu. Projenin detaylarını nasıl aktarırsınız?

Ülker olarak teknolojik dönüşümün bitmeyen bir yolculuk olduğunu biliyor, bu alandaki trendleri yakından takip ediyor, teknoloji ve dijitalleşme yatırımlarına hız kesmeden devam ediyoruz. Bu anlayış doğrultusunda üretim teknolojilerine yatırım yaparak, fabrikalarımızda akıllı ve otonom teknolojilerden yararlanıyoruz. Bu doğrultuda Gebze fabrikamızda Arçelik ve SK Robotik iş birliğiyle bize özel geliştirilen 20 otonom mobil robotu devreye aldık. Robotlarla verimlilik, süreçlerin sadeleşmesi, hızlanması, maliyet kontrolü ve sürdürülebilirlik adına da önemli bir gelişmeye imza attık.

Fabrika genelinde 2 bin 600 çeşit malzemeyi taşıyabilen robotlar, tesis operatörü tarafından sisteme girilen talep üzerine çalışmaya başlıyor. Sisteme düşen talebin onaylanmasıyla harekete geçen robotlar malzemeyi depodan alarak, belirtilen noktaya teslimat yapmak için yola çıkıyor. Altı asansör ve otuz iki kapıyla haberleşebilen robotların her biri günde 150 sefer, 53 km yol yapabiliyor, fabrikanın hamur hane, fırın ve ambalaj katında 2 kilometrelik güzergahta hareket edebiliyor. Asansörü çağırıp yüklemeyi yapan robotlar görevini tamamladıktan sonra güzergâhı üzerinde başka görevi varsa onu da yapıyor veya yeni talebi beklemek üzere şarj istasyonuna dönüyor. IoT (nesnelerin interneti) sistemiyle Gebze fabrikamızda üretim makinelerinde bulunan PLC cihazları ve sensör aracılığıyla üretim süreçlerini anlık izliyor, gerekli aksiyonları alıyoruz.

"TEKNOLOJİK TRENDLER İŞİMİZİN GELECEĞİNİ YAKINDAN İLGİLENDİRİYOR"

> Ülker'in teknoloji yatırımlarının odağında neler var?

Ülker'de en önemli odaklarımızdan biri de her zaman tüketicisini en iyi anlayan ve trendlere öncülük eden lider marka olmak. Global rekabette güç kazanmayı, bulunduğumuz pazarlarda güçlü konumumuzu korumayı ve liderliğimizi daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Bu bağlamda teknoloji; değişen çağa ayak uydurmak, israfsız şirket modelimizi güçlendirerek proseslerimizde mükemmeliyet sağlamak adına son derece değerli imkanlar sağlıyor. Gıda sektörü birçok küresel trendin etkisiyle şekilleniyor ve dönüşüyor. Artan nüfus, iklim değişikliği, değişen küresel ekonomik dengeler ve teknolojik gelişmeler gibi trendler işimizin geleceğini yakından ilgilendiriyor.

Günümüzde yapay zekâ, otomasyon, büyük veri analitiği ve nesnelerin interneti gibi teknolojiler ön plana çıkıyor. Biz de IoT ve Endüstri 4.0 başta olmak üzere teknolojiyi yakından takip ediyoruz. Tedarik zinciri süreçlerini uçtan uca, tüketici davranış ve trendlerini yakından izliyoruz. Teknolojiyi yakından takip etmemizin, geçmişte olduğu gibi, gelecekteki başarılarımızda da anahtar rol oynayacağına inanıyoruz.

> Ar-Ge ve inovasyon Ülker ve gıda sektörü için ne ifade ediyor? Ar-Ge yatırımlarınızın somut çıktıları hakkında neler söylemek istersiniz?

Ülker olarak büyümemizin en önemli itici gücünü tüketicilerimizi, işimizin odağına koyarak hayata geçirdiğimiz inovasyon projeleri oluşturuyor. Üretimden, satışa, pazarlamadan Ar-Ge'ye tüm süreçlerin merkezine inovasyonu alıyoruz, bunu şirketimizin vizyonu haline getirdik. Bisküvi, kek, çikolata kategorilerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan sertifika almış iki Ar-Ge merkezinde çalışmalar yürütüyoruz.

Ar-Ge departmanımız, fikir aşamasından yeni ürünün geliştirilmesi, ürünlerin tüketici testleriyle validasyonunun sağlanması, üretim hattı denemeleri, ilk üretimler gibi tüm ürün geliştirme süreçlerini yürütüyor. Bunun yanında Ar-Ge alanında yaptığımız yatırımlar üretim, kalite ve verimlilik iyileştirme çalışmalarına da katkı sağlıyor. Artan Ar-Ge yatırımlarımızın sağladığı avantajı doğru kullanarak, yepyeni markaları tüketicilerimizin beğenisine sunuyoruz. Tüketicinin ihtiyacını takip edip hızlı çözümler üretebilmek Ülker olarak en güçlü kaslarımızdan bir tanesi. Yeni fikri hayata geçirme konusunda tüm ilgili fonksiyonlarımızla inovasyon platformunda en iyiyi, beklentileri karşılayan hatta aşan ürünleri geliştirmek ve üretmek için çalışıyoruz. Geçen yıl 47 yeni ürünü tüketicilerimizle buluşturduk. Her alanda süreçlerimizi iyileştirmek için inovasyonlar yapıyoruz.

"OPERASYONEL UZMANLIĞI ARTIRMA ŞANSINA SAHİP OLDUK"

> Özellikle yapay zekanın gelişimi sonrasında operasyon noktalarında insan iş gücüne ihtiyacın, gelecekte olmayacağı endişeleri ortaya çıktı. Siz bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz?

Yapay zeka ve otomasyon teknolojilerinin gelişimi, pek çok sektörü etkileyecek. Tarihe baktığımızda; sanayide, teknolojide endüstride yaşanan dönüşümlerin pek çok iş kolunun geçerliliğini yitirmesine neden olduğunu görüyoruz. Ancak bu tip değişimlerin aynı zamanda yeni ihtiyaçları ve yeni iş kollarını da beslediğini de görmek gerekir. Benzer şekilde, yapay zeka ve otomasyonun gelişimi yeni iş alanlarının doğuşuna zemin oluşturabileceği gibi, aynı zamanda insan emeğini daha değerli hale getirebilir. Sonuçta tüm teknolojik gelişmelerin iş gücünü verimli kullanmaya yöneltilmesi gerektiğine inanıyoruz. Örneğin Gebze Fabrikamızda devreye aldığımız robotlardan önce 30 çalışma arkadaşımız bu işleri yapıyordu. Onların daha katma değerli işlere yönlendirilmesiyle dijitalleşme ve insan kaynağının doğru kullanılması sağlanmış oldu. Uzmanlık alanlarına göre eğitilmiş çalışma arkadaşlarımız bu proje sonrasında fabrikanın çeşitli hatlarına yönlendirerek makine operatörü olarak görev yapmaya başladı. Operasyonel uzmanlığı artırma şansına sahip olduk.