Pasifik Okyanusu kıyı şeridinde 4 bin 300 km uzunluğuyla dünyanın en uzun ülkelerinden Şili, aynı zamanda dünyanın en güneydeki ve Antarktika'ya en yakın bölgesi... Bu uzun Güney Amerika ülkesi yağmur ormanlarını, dünyanın en kurak sıcak çölü Atacama Çölü'nü, buzulları, fiyortları, yaklaşık 2 bin yanardağı ile dünyanın en ilginç taş insan heykellerine ev sahipliği yapan Paskalya Adası'nı bünyesinde barındırıyor. Pek çok gezgin seyahat için bahar aylarını tercih etse de ülkenin yaz ve kış aylarının da ayrı güzelliklere sahne olduğunu söylemek gerekiyor. Şili, aynı zamanda gurme mutfağıyla da dikkat çekiyor. Deniz ürünleri, özellikle de Şili'ye özgü çeşitli balık türleri, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere eşsiz tatlar sunuyor. And Dağları'ndan okyanusa kadar birbirinden etkileyici manzaralara da ev sahipliği yapan bu büyük ülkede, her biri farklı bir hikaye anlatan dört şehir öne çıkıyor: Santiago'nun hareketli metropol havası, Valparaíso'nun renkli sokakları, Punta Arenas'ın kutup esintileri ve Puente Alto'nun kendine has yerel dokusu ile Şili'de unutulmaz bir yolculuğa hazır mısınız?
VALPARAISO: SANAT VE RENKLERİN KENTİ
Türkçe ismi cennet vadi anlamına gelen liman kenti Valparaíso, hem sanatseverler hem de macera tutkunları için bir ideal.UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bu kent; renkli sokak sanatı, etkileyici mimarisi ve kendine has enerjisiyle görenleri kendine hayran bırakıyor. Adeta bir sanat galerisi izlenimi veren Valparaíso'da Cerro Alegre ve Cerro Concepción mahalleri, kentin en ünlü sokak sanatçılarının eserleriyle dolu. Sokakları gezerken, her köşede sizi etkileyen yaratıcı bir mural ya da grafitiyle karşılaşabilirsiniz. Şehir, 42 tepe üzerine kurulu ve bu tepelerin bazılarına çıkmak için tarihi asansörler kullanılıyor. Bunların arasında Ascensor Reina Victoria ve Ascensor Artillería, hem tarihi deneyimlemek hem de nefes kesici manzaraları seyretmek için birebir.
SANTIAGO: MODERNLİK VE TARİHİN BULUŞMA NOKTASI
Şili'nin başkenti Santiago, ülkenin kalbinin attığı yer. And Dağları'nın eteklerinde kurulu şehir, bir yandan modern mimarisiyle dikkat çekerken, diğer yandan tarih kokan sokakları ve müzeleriyle geçmişe yolculuk sunuyor. Şehir merkezinde yer alan Plaza de Armas, Santiago'nun tarihi ve kültürel simgesi. Bu meydanda, Santiago Metropolitan Katedrali'nin büyüleyici mimarisini ve Kolonyal Dönem'den kalma binaları keşfedebilirsiniz. Bellavista ise rengarenk duvar resimleri ve bohem havasıyla şehrin sanat merkezi. Şair Pablo Neruda'nın evi La Chascona da burada bulunuyor. Şehri seyretmek için de San Cristóbal Tepesi'ne çıkabilir, tepede bulunan Virgen de la Inmaculada Concepción heykelini görebilirsiniz.
PUNTA ARENAS: MACERACILAR İÇİN BİR KEŞİF NOKTASI
Dünyanın en güneyindeki yerleşim merkezlerinden Punta Arenas, Patagonya bölgesinin en önemli şehirlerinden biri olarak Antarktika'ya yapılan turların başlangıç noktasında yer alıyor. Şehir, Patagonya'nın uçsuz bucaksız doğal güzelliklerine yakın olup, dağlar, göller ve buzul alanları ile çevrili. Macellan Boğazı'nın kıyısındaki bu şehir, penguen kolonilerini ziyaret etmek, trekking yapmak ve büyük buzul dağlarını görmek isteyenler için ideal bir destinasyon. Punta Arenas, ayrıca Şili'nin en lezzetli deniz mahsullerini tatma fırsatı sunuyor.
PUENTE ALTO: YEREL HAYATIN MERKEZİ
Puente Alto, Şili'nin otantik yüzünü keşfetmek isteyenler için cazip bir kent. Burada yerel pazarlar, el yapımı ürünler ve şehrin sakin yaşam temposu, ziyaretçilere farklı bir deneyim sunuyor. Puente Alto'da yerel halk genellikle çok çeşitli geleneksel yemekler sunan pazarlarda alışveriş yaparken, en bilinen yemekler arasında empanadalar, cazuelas (et ve sebze çorbaları) ve asado (barbekü) bulunuyor.