Plastik sektörü, Türkiye ekonomisinin en önemli kaldıraçlarından birini oluşturuyor. Bugün 10 milyon tona yakın toplam üretimi, 33 milyar dolar civarındaki cirosu, beş milyar dolara yaklaşan direkt ihracatı ile sektör, ulaştığı üretim kapasitesiyle Avrupa'da ikinci, dünyada ise altıncı sırada yer alıyor.

30'dan fazla sektöre girdi sağlayan plastikte, 2021'de; 11.4 milyon ton üretimle 44.5 milyar dolar, 4.2 milyon tonluk ihracatla, 9.4 milyar dolara ulaşmak hedefleniyor. 2022'de ise 12 milyon ton üretimle 42 milyar dolara ulaşmayı amaçlayan plastik sektörünün, bu dönemde 4.5 milyon tonluk ihracatla 9 milyar dolara çıkması öngörülüyor. Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün, yatırımcının iştahlı olduğunu belirterek, önümüzdeki dönem için ihracat odaklı büyümeyi sürdüreceklerine işaret ediyor.

KATMA DEĞERLİ STRATEJİ

Pandemi öncesi dönemde gelişmekte olan ülkelere etkin şekilde ihracat gerçekleştiren sektör, bu ülkelerin pandemi koşullarından daha derin etkilenmiş olması sonucunda girişimlerinin yönünü değiştirmek zorunda kaldı. "Bu doğrultuda hedef pazarlarımız; AB ülkeleri ve ABD başta olmak üzere yeniden şekillendi" diyen Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün, önümüzdeki yıl da mevcut koşullar göz önünde bulundurulduğunda hedef pazarların aynı kalacağını belirtiyor. Bunun yanı sıra alanda önümüzdeki dönemde uzun yıllardır önemi dile getirilen katma değerli üretime geçiş için stratejiler geliştirmek ön planda olacak.

TARİHİ ÜRETİM BEKLENTİSİ

Geçtiğimiz yıl, pandeminin etkisiyle üç-dört aylık bir süreç çok düşük rakamlarla tamamlanmış olsa da Türkiye plastik sektörü ilerleyen zamanda gücünü toparlayarak performansını mümkün olduğunca yükseltti. Bu nedenle bu yıl, sektörün pozitif bir tablo ile yılı tamamlayacağı düşünülüyor. Sektörün yaklaşık yüzde 13 daha fazla mamul işlediği ilk altı aylık süreçteki performansını sürdüreceğini dile getiren Gülsün, "Sektör tarihi üretim seviyesinin üstüne çıkacak" diyor.

YATIRIMLAR SÜRÜYOR

Gülsün'e göre aşılanma ile birlikte normalleşme adımları atılmış olsa dahi, Türkiye ve dünyada özellikle ihracat pazarlarında aşılanma daha yaygın hale gelmediği sürece sektörün ticari aksiyonlar almak için rahatlaması mümkün olmayacak. Gülsün, "Bu dönemde sektörün büyüme trendi olmasına karşın yatırım söz konusu olduğunda hâlâ tedirginliklerin mevcut olduğunu söyleyebiliriz. Bu temkinli yaklaşıma karşılık ise pandemi dolayısıyla tüketimi hızla artan hijyen ürünleri gibi dönemin zaruri ihtiyaçları haline gelen ürünler adına üretim yapan sektör alt dallarında ivedilikle yatırım yapılmaya devam ediliyor" diye konuşuyor.