2025 yılının ilk portresi olarak sorularımızı yanıtlayan Narteks Teksil Yönetim Kurulu Üyesi ve BN Hotel İcra Kurulu Başkanı Yusuf Narlı ile Mersin'de bir araya geldik. Narlı ile yaşamına, hayallerine, iş hayatına ve hobilerine dair konuştuk. Genç bir iş insanı olarak sorularımıza kendinden emin ve içten yanıtlar veren Narlı, yaşına rağmen derin portresiyle tanıştırdı bizi. Buyurun o halde keyifli sohbetimize...
"ELİMDEN GELENİ YAPIYORUM"
* Yusuf Bey nasılsınız, şu ara gündeminizde neler var, neler düşünüyorsunuz? Nasıl gidiyor hayat?
Maalesef bu ara çok fazla olumlu şeyler düşünemiyoruz. Çünkü gündemdeki sıkıntılar herkesi etkilediği gibi bizleri de etkiliyor. Hem bir sanayici hem de bir turizmci olarak zorlu bir süreçten geçiyoruz. Bu zorlu sürecin getirdiği sorumluluk ister istemez, psikolojik olarak da bir yük ve ağırlık getiriyor. Bu yüzden daha iyi günlerin gelmesini temenni ediyoruz. Benim nasılıma gelecek olursak 31 yaşındayım. 27 yaşında babamı kaybettim. Ailenin en büyük çocuğuyum. 3 kız kardeşim var. Kardeşlerimden bizim işlerle ilgilenen yok. Rahmetlinin sorumluluklarını mecbur birinin sırtlanması gerekiyordu. Sadece kendim olsam devam edip gidebileceğim. Ancak 3 kız kardeşim ve annem var; onların sorumlulukları var. İster istemez kendine nitelikli vakit ayıramıyorsun. Yine de iyi olmak ve kendime vakit ayırabilmek için elimden geleni yapıyorum tabii ki.
"AT BİNMEKTEN VE SPOR YAPMAKTAN HOŞLANIYORUM"
* İş dışında neler yapmaktan keyif alırsınız, hobileriniz, tutkularınız, alışkanlıklarınız nedir?
Spora başladım. Ciddi anlamda yaklaşık 1 senedir spor yapıyorum. Keyif alıyorum spor yaparken. Kendim için bir şey yaptığım zaman mutlu oluyorum. Çok çalışmak gibi bir sorumluluğum var. Bunu olabildiğince dengeli götürmeye çalışıyorum. Kendime zaman ayırmaya çalışıyorum. Şunu inkâr edemem; şanslı biriyim, ekonomik sorunlarım yok. Bütün bunlarla beraber ayda bir yurt dışı seyahati yapıyorum. Bireysel olarak yalnız zaman geçirmeyi sevmeyen bir insanım ancak yalnız zaman geçirmenin kıymetini yaş ilerledikçe öğrenmeye başladım. Nerede yalnız kalıp, nerede düşünebilirim? Zihnimi nerede rahatlatabilirim? İşte burada da yürüyüşler devreye girdi. O kadar güzel bir şey ki yürüyüş yapmak... Evim sahile çok yakın, iniyorum, yürüyorum ve keyif alıyorum. Yeme içmeyi aşırı seviyorum. Farklı mutfaklar tadayım istiyorum. İyi restoran için çok gezerim ve çok kilometre yol yaparım. Kaliteli bir yemek beni mutlu ediyor. Özellikle grup yemekleri bana çok keyif veriyor. Aynı zamanda at binmekten hoşlanıyorum. Bizim kökenimiz çiftçilikten geliyor. Küçüklükten beraber hep bir atım oldu. Öyle olunca atlarla aramızda koşulsuz şartsız bir sevgi bağı oluştu.
"AMERİKA VE JAPONYA'YI SEVİYORUM"
* Gezdikleriniz arasında en sevdiğiniz ülke hangisi oldu?
Bugüne kadar gidip gördüğüm ülkeler arasında en sevdiğim yer Amerika oldu. Ciddi anlamda fırsatlar ülkesi olduğuna inanıyorum. Aradığın her şeye erişebileceğin bir yer orası. Kendini kısa zamanda daha üst noktalara taşıyabileceğin bir yer Amerika. Amerika'da yaşamak isterim. Öte yandan beni etkileyen bir diğer ülke de Japonya. Neden, Japonya'da geleceği hissettim ve gördüm. Tokyo'da özellikle... Her şey aşırı düzenli, insanlar aşırı saygılı, binalar üst üste, küçük evler... Acayip bir dünya ve düzen söz konusu.
"BİR ŞEYLERİ YAPMIŞ OLMAKİÇİN YAPMAK HOŞ DEĞİL"
* Sanat desem, ne dersiniz?
Sanatla ilgim şu, şiir okuyorum. Okumayı çok seviyorum. Henüz yazma tarafına gelemedim çünkü bir eser meydana çıkarabilmek için ilk önce dolmak gerekiyor. Bir sepet var, ben o sepeti gezerek, okuyarak, bu sohbetleri yaparak doldurmaya çalışıyorum. Bu sepet dolup taşacak ki bir eser ortaya çıksın. Bunun zamanı ne zaman inanın bilmiyorum. Ancak bugün o sepetin hâlâ dolmadığını hissediyorum. Hâlâ gezmem, okumam ve öğrenmem lazım... Ancak bu bir gün dolar ve bunu hissedebilirsem işte o zaman ortaya bir eser çıkar. Bir şeyleri yapmış olmak için yapmak benim için hoş bir şey değil. Hoşuma gitmez. Bir şeyi yaparken güzelini yapmak için emek sarf etmek gerekir. Bir şeyi elimize aldıysak en güzelini yapalım.
* Koleksiyonerliğe merakınız var mı bir iş insanı olarak?
Açıkçası önerilere açığım ama ben saatleri çok seviyorum. Hem bir yatırım aracı olarak görüyorum hem de kişisel bir hobi olarak bakıyorum. Pahalı bir alışkanlık. Ama nesiller boyunca devam edecek bir şey. Bunların hepsi birer eser, bu sebeple saat topluyorum.
"TEMKİNLİ BİR İŞ İNSANIYIM"
* Kendi iş vizyonunuzu nasıl tanımlıyorsunuz? Nasıl bir iş insanısınız?
Bir şeyleri sıfırdan yapmak çok zor. Ben üçüncü kuşağım. Birinci kuşağın görevi kurmak. İkinci kuşağın görevi büyütmek. Üçüncü kuşağın görevi de tutmak yani sürdürmekmiş. Dördüncü kuşağın da bir görevi de var. O da sanatçı olmak. Ben üçüncü kuşağım ama aynı zamanda dördüncü kuşak nasıl olabilirim diye çabalamak istiyorum. Yaptığım işlerle gerçekten topluma dokunmak istiyorum. Farklı izler bırakmak istiyorum. Aslında insanoğlunun da amacı nedir? Dünyaya bir iz bırakmak. İnsanlar neden çocuk yapıyor, o da bununla ilgili bence. Bense iş hayatında bunu yapmak istiyorum. Ama üçüncü kuşak görevimi de biliyorum ve bunun farkındayım. Ailenin ve geçmişin verdiği sorumlulukla yeni kararlar alırken de çok düşünmem gerekiyor. Bu yüzden temkinli bir iş insanıyım ve daha da temkinli olmaya çalışıyorum. Yaşımın verdiği heyecanla acele ve hızlı kararlar verebiliyorum bazen. Bunları törpülemeye çalışıyorum. Diğer taraftan yeniliklere gerçekten çok açığım.
"MİSAFİRLERİMİZ BURADA SAKİNLİĞİ DENEYİMLİYOR"
* Biraz da BN Hotel'den bahsedelim...
Sanayi işletmelerimizde yönetim kurulu üyesiyim. BN Hotel'de ise hem yönetim kurulu üyesiyim hem de icra kurulu başkanıyım. Turizm tarafında bugün süper miyiz, değiliz. Ancak dağın tepesine bir işletme getirmişim ve bölge halkına hizmet veriyorum. Sosyalleşemeyen bölge halkına bir tesis kazandırdık. Lokasyon olarak avantajlı bir konumda olduğundan dolayı insanlar arabasına atlayıp hemen buraya gelebiliyor. Öte yandan otel bölgesine bir at çiftliği kurmaya çalışıyoruz. Sadece göstermelik iki atla yapmayacağız bunu. Donanımlı bir at çiftliği kurmak hedefimiz. Şampiyonlara da ev sahipliği yapmak istiyoruz. Öte yandan BN Hotel, yeni bir destinasyon oluşturduğu için rakiplerinden ayrılıyor. Torosların eteğinde olduğumuzdan dolayı insanlar burada sakinliği deneyimliyor. Ayrıca burada narenciye, portakal, mandalina bahçelerimiz var. Bunları dalından koparıp yemek çok güzel bir keyif. Tarladan sofraya prensibini belirlediğimiz için misafirlerimiz çoğunlukla kendimizin yetiştirdiği ürünleri yiyor. Aynı zamanda kendilerinin toplama ve dalından tadına bakma imkanları oluyor. Bu bana göre çok güzel bir deneyim.
"ADRENALİNLE ALAKALI AKLINIZA GELEN NE VARSA HEPSİNİ YAPABİLİRİM"
* Karakterinizde en öne çıkan özellik nedir?
Yeniliklere çok açık ve maceracı bir insanım. Egolarından arınmış biri olduğumu düşünürüm. Şu hem sevdiğim hem de korktuğum bir özelliğim; deneyimlere çok açığım. Bu bayağı insanı cezbediyor hem de ürkütüyor. Adrenalinle alakalı aklınıza gelen ne varsa hepsini yapabilirim. Hiç geri durmam. Gökdelenin tepesinden mi yoksa uçaktan mı atlanacak, evet atlayalım. Bu zamana kadar neredeyse birçok atlamayı yaptım. Uçakta atlama ise listemde sıra bekliyor.
* 20'li yaşlardaki kendinize ne söylemek isterdiniz bugünden?
Kesinlikle sporla daha erken tanışmak isterdim. 20'li yaşlardaki kendime 'daha çok oku' derdim. Sepeti doldurmak için daha çok çalışmak lazım çünkü.
* Hayaliniz nedir peki?
Ben kesinlikle dünya turuna çıkmak istiyorum, yelkenli ile. Kıyıları ve dünyayı gezmek istiyorum. İlk olarak da sanırım Türkiye'den başlardım.
KISA KISA
* En sevdiğiniz yemek?
Hamburger
* En sevdiğiniz şehir?
Kyoto
* En son okuduğunuz kitap?
İnsan Mühendisliği