1 Ekim 2000 yılında %65 Sabancı Holding, %25 Toyota Motor A.Ş. ve %10 Mitsui ortaklığında kurulan, 2009 yılında Sabancı Holding'e ait %65'lik hisseyi ALJ A.Ş.'nin satın aldığı ve 1 Ekim 2009 itibariyle %100 ALJ Holding'e bağlı yabancı sermayeli bir firma olarak faaliyetlerine devam eden Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş., Platinonline.com'un dijitalleşme sohbetlerinin konuğu oldu.
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış A.Ş. CEO'su Ali Haydar Bozkurt, Toyota olarak ise 2021 Ocak-Ağustos dönemini 36 bin 507 adet satışla tamamladıklarını ve hedeflerinin bulunurluk durumuna göre 50 binler olduğunu söyledi.
Yılın ilk 8 ayını nasıl geçirdiniz? Yılsonu beklentileriniz nelerdir?
2021 yılı Ocak-Ağustos döneminde otomobil ve hafif ticari araç pazarında yüzde 24.3'lük bir artış görülüyor. Toplam satışlar da 501 bini geçmiş durumda. Araç bulunurluğu ve üretimde olan sıkıntılardan dolayı Ağustos ayında ise yüzde 5 oranında bir küçülme oldu. Geçen seneye göre büyüme gözükse de bu adetler tabii ki gerçek pazarı yansıtmıyor.
Toyota olarak ise 2021 Ocak-Ağustos dönemini 36 bin 507 adet satışla tamamladık. Hedefimiz bulunurluk durumuna göre 50 binler. Bu rakamın üzerine de çıkılabilir ama her şeyi bulunurluk sorunu belirleyecek.
Yeni ÖTV düzenlemesini nasıl karşıladınız?
Uzun bir süredir umutla beklediğimiz ve dile getirdiğimiz ÖTV matrahlarında yapılan düzenlemeyi sektörümüz açısından çok olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Otomobil fiyatlarında artan kur baskısını azaltmak için çok uygun bir zamanda alınmış yerinde bir karar. Matraha dayalı ÖTV sistemi, otomobil fiyatlarının neredeyse her ay artmasına yol açmaktaydı. Yükselen döviz kuru sebebiyle, birçok model yüzde 80'lik vergi dilimine girmiş, son dönemde yüzde 50 ÖTV baremine giren model neredeyse kalmamıştı. Tam zamanında yapılan bu düzenleme; özellikle ülkemizde üretilen yerli modellerin çok büyük kısmının yeniden yüzde 50'lik ÖTV diliminde yer almasını sağlayacaktır ve yerli üretimi destekleyecektir.
Pandemi süreciyle araç tedarikinde büyük sıkıntılar yaşandı. Buna çip krizi de eklenince sektörde duraksamalar yaşandı. Bu konuda neler yaptınız?
Özellikle ÖTV düzenlemesinin ardından tüm markalara yoğun bir talep geldiğini gözlemledik. Ancak çip sorunu ve pandemi koşullarının kısmen de olsa devam etmesi bulunurluk halen gündemde tutuyor.
Önümüzdeki aylarda da böyle devam edecek gibi görünüyor. Ne zaman normale seyrine girme konusunda net bir tarih elimizde yok. Ancak yılın sonuna doğru bir iyi niyetli beklenti var. 2022 yılının ortalarına kadar süreceği yönünde de bazı duyumlar da alıyoruz.
Hem sıfır hem de ikinci el araç fiyatlarında neredeyse 2-3 kat yükselme yaşandı. Fiyatlar bu düzeyde devam edecek mi?
Sıfır araç bulunurluğundaki sıkıntılar sebebiyle ikinci elde fiyatlar pandeminin başlangıcıyla birlikte yükselmeye başladı. Ancak fiyat yükselmesinin tek sebebini buna bağlamamak gerekir. Sıfır araçların fiyatları da artan döviz kurları ve faizler nedeniyle belli oranda yükseldi. Bu durum ikinci el fiyatlarının yükselmesine yol açan bir diğer etkendir.
Gelecek yatırımlarınızdan ve otonom araç projelerinizden ve sektöre yön verecek bahseder misiniz?
Günümüzde mobilite kavramı da büyük önem kazandı. Marka olarak geleceği mobilitede görüyoruz. Herkesin özgürce hareket ettiği bir dünyayı gerçekleştirmek amacıyla yola çıkan markamız "yalnızca bir otomobil markası değil, artık bir 'mobilite' şirketine" dönüşme yolunda ilerliyor. Herkes için mobilite kavramı etrafında birleşen markamız, temel anlayışımız olan insan hayatını kolaylaştıracak her türlü çözümü geliştirip dünyaya sunmaya hazırlanıyor.
Her türlü ihtiyaç için mobilite kavramı etrafında birleşen markamız, temel anlayışımız olan insan hayatını kolaylaştıracak her türlü çözümleri geliştirip dünyaya sunacaktır. Bu çalışmalarımızla engellilerin, hastalıklarından dolayı hareketleri kısıtlı kişilerin, yaşlıların, 7'den 70'e herkesin dünya üzerinde zahmetsizce ve keyifle hareket etmelerini sağlayacak ileri teknolojiye sahip ürünlerle onlara yardımcı olmayı amaçlıyoruz. Bu yaklaşım; robot teknolojisinden otonom araçlara, yapay zeka uygulamalarından insanlara günlük hayatında sunulabilecek mobilite çözümlerine kadar birçok alanı kapsıyor.
Bazı ülkelerde benzinli ve dizel araçların satışına yasak geldi. Türkiye'de bu seviyeye ne zaman gelinebilir?
Son veriler bizlere özellikle Avrupa'da ilk kez hibrit, şarjlı hibrit ve elektrik motorlu araç satışı dizeli geçtiğini gösteriyor. Avrupa genelinde dizel motorlu araç satışları toplam Pazar içinde yüzde 27'ye gerilemiş durumda. Ülkemizde de dizel otomobillerin payı sürekli geriliyor.
Özellikle kurumsal yapıların, artık karbon ayak izini takip etmek ve düşürmek amacıyla şirket araçlarının hibritler başta olmak üzere daha çevreci modellere evrilmesi konusunda düğmeye bastıklarını görüyoruz. Teşvikler ve teknolojinin gelişimiyle elde edilen maliyet avantajları sayesinde hibrit modeller ile dizel ya da benzinli otomobiller arasında bir fiyat uçurumu da artık yok.
Toyota olarak binek otomobil üretiminde dizel motordan vazgeçtiğimizi ilan etmiştik. Üreticilerin bundan sonraki planlamaları da bu doğrultuda değişecektir. Tüm bunlar birleşince bir de verimlilik hesabı yapıldığında müşterinin yılda yaptığı kilometre ortalama 15 bini bulmuyor. Bu da müşterilerimizin dizel için daha fazla para vermesi kesinlikle fizibıl çıkmıyor. 'Bu kadar bedel ödüyorum karşılığında bir şey elde edemiyorum' diyor. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda dizeldeki düşüş daha çok hızlanır. Ayrıca bakım maliyetlerini karşılaştırıldığında hibrit araçlar dizel araçlara göre yüzde 33 oranında avantaj ile öne çıkarken benzinli modeller ile karşılaştırıldığında ise bu oran yüzde 35'e kadar çıkabiliyor. Bunun yanında ikinci el rakamlarını karşılaştırıldığında da hibrit araçların benzinli araçlara göre yüzde 4, dizel araçlara göre ise yüzde 6 daha avantajlı ikinci el değerine sahip olduğu görülüyor.
Hibrit ve elektrikli araçların ülkemizde kullanım oranları tam olarak ne zaman olacak?
Dünya otomotiv sektörü; katı regülasyonlar nedeniyle "0" emisyon hedefine ulaşmak için çalışmalarını ara vermeden sürdürüyor. Avrupa başta olmak üzere tüm dünya doğa dostu otomobiller konusunda ciddi kararlar alıyor. Toyota olarak bunu önceden gördük ve stratejimizi bu şekilde planladık. Hibrit ürün gamı bunun en önemli göstergesi. Toyota bu konuda en ciddi çalışmaları yapıyordu. Bugün her modelimizin bir hibrit modeli mevcut.
0 emisyona geçiş, belli bir süre alacaktır. Toyota olarak bu geçiş döneminde en rasyonel çözüm olarak hibrit motor teknolojisini görmekteyiz. Sektörde "devrim niteliğindeki" hibrit teknolojisini Türkiye ile tanıştıran Toyota, tüm dünyada da 18 milyona yaklaşan satış adedine de ulaştı. Ülkemizde bu satış rakamı 50 binler seviyesinde. Çevreci yakıt teknolojilerine ve tasarruflu sürüşe son yıllarda büyük ilgi gösteren Türk kullanıcıların tercihleriyle hibrit otomobillerin payı, 2021 yılının ilk 8 ayında toplam satışlarda yüzde 8'ler seviyesine ulaştı. Bu oran içinde yüzde 65'lik payı ise Toyota'nın hibritleri oluşturuyor.
Diğer yandan elektrikli otomobillere baktığımızda ise 15-20 seneden önce bunun tam anlamıyla gerçekleşeceğini öngörmüyorum. Çünkü elektrikli araçlarda batarya maliyetlerinin oldukça pahalı olması altyapı ve şarj etme sorunlarını beraberinde getirecek. Uzun şarj süreleri de insanların bugüne kadar edindikleri kullanım alışkanlıklarına ters düşüyor. Yaygınlaşma demek; sadece o yıl içinde yapılan satış adetleri değil, mevcut araç parkının içinde belli seviyeye ulaşması demektir. Bunun için biraz daha zamana ihtiyaç var. Zamanla elektrikli otomobiller de araç parkında yüzde olarak yerlerini alacak.
Sadece elektrikle çalışan araçların sisteme entegrasyonun zor olduğu günümüzde, Avrupa başta olmak üzere refah seviyesi yüksek ülkeler konvansiyonel motor ve elektrik motorunun birlikte kullanıldığı hibrit araçlara yöneliyor. Tamamen elektrikli araçların menzili belli bir mesafeye ulaşana kadar hibrit tercihi sürecektir. Toyota'da elektrikli araçlar ile ilgili çalışmalarını ara vermeden sürdürüyor. Ancak markamız bu süreçte kendi kendini şarj eden hibritler, kablo ile de şarj edilebilen hibritler, hidrojen yakıt hücreliler ve bataryalı elektrikli araçlar olmak üzere hepsinin birer rolü olduğu vizyonuyla hareket etmeye devam ediyor.