USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Portre

28 Kasım 2021 15:11

"Ford Otosan olarak ürün ve teknolojilerimizle yüzümüzü tamamen geleceğe döndük"

Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün ile otomotiv sektöründeki son gelişmeler ile Ford Otosan'ın son dönemdeki hedeflerini Platinonline.com için konuştuk. Yenigün "Önümüzdeki on yıl boyunca otomotiv sektörünü bekleyen radikal değişimlerin farkındayız. Bu yüzden ürün ve teknolojilerimizle yüzümüzü tamamen geleceğe döndük" dedi.

"Ford Otosan olarak ürün ve teknolojilerimizle yüzümüzü tamamen geleceğe döndük"

1959'da kurulan , 2020 yılı sonu itibariyle 455 bin ticari araç ve 70 bin adet motor ve 140 bin adet aktarma organı üretim kapasitesi Ford Avrupa'nın en büyük ticari araç üretim merkezi konumunda olan Ford Otosan Platinonline.com'un dijitalleşme sohbetlerinin konuğu oldu.

Türkiye'de iç pazarın büyümesi, ihracatın gelişmesi için büyük bir potansiyel var. Ancak, vergi (ÖTV) konusunun bir an evvel çözüme kavuşturulması gerektiğini belirten Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, devletin yeni bir vergi düzenlemesiyle, vergi gelirleri azalmadan birim araç başına düşen verginin azalmasını sağlayabileceğini belirtti.

-Yılın ilk yarısını nasıl geçirdiniz? İkinci yarı ve yılsonu beklentileriniz nelerdir?

2021 yılının ilk 9 ayında yurt içi satış adetlerimizdeki yıllık %15 azalışa karşılık, olumlu satış miksi ve sürdürülen fiyatlama disiplinimiz sayesinde yurt içi satış gelirlerimiz %21 oranında artarak 10.203 milyon TL'ye ulaşmıştır. İhracat gelirlerimiz, ihracat adetlerimizdeki %35 artış, maliyet artışları ve ihracat anlaşmalarının yanı sıra kur etkisi (EUR/TL'de yıllık ortalama %28 artış) ve satış miksine bağlı olarak, %77 artış göstermiş ve 35.454 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Toplam satış gelirlerimiz ise satış adetlerimizdeki %21'lik büyümenin etkisiyle %60 artmış ve 45.657 milyon TL'ye ulaşmıştır. İlk 9 ayda ihracatın satış gelirlerimizdeki payı %78 olarak gerçekleşmiştir.

Ford Otosan olarak, yılın ilk dokuz ayında toplam pazarda %9,4 pay elde ettik. Perakende satışlarımız geçen yılın aynı dönemine göre %8 azalışla 54.112 adet oldu. Ticari araçlarda ise %30 pazar payıyla tartışmasız liderliğimizi sürdürüyoruz. İlk dokuz aylık sonuçlara göre; pazar payımız hafif ticari araçlarda %27,9, orta ticari araçlarda %35,2 ve kamyonda %25,9 oldu. Ocak-Eylül döneminde toplam üretim adedimiz yıllık bazda %24 artmış ve 254.916 adede ulaşmıştır.

2021 yılı sonunda otomotiv sektör hacminin toplam 825 bin ile 875 bin adet aralığında olmasını bekliyoruz. Yıl sonunda Ford Otosan olarak, perakende satış hacminin 80 bin ile 90 bin arasında, ihracatımızın 305 bin ile 315 bin arasında, toplam satışlarımızın da 385 ile 405 in arasında gerçekleşmesini bekliyoruz.

-Pandemi süreciyle araç tedarikinde büyük sıkıntılar yaşandı. Buna çip krizi de eklenince sektörde duraksamalar yaşandı. Bu konuda neler yaptınız?

Küresel çip krizi devam ediyor, etkilerinin 2022'de de görmeye devam edeceğiz. Ford Motor Company ve tedarikçilerimizle yaptığımız planlamalarla etkiyi en aza indirmeye çalışıyoruz. Gölcük Fabrikamızda 6 – 17 Kasım tarihleri arasında üretime ara verdik. Yeniköy ve Eskişehir fabrikalarımızda ise üretime devam ediyoruz. Ağırlıklı ihracat olmak üzere 2021 üretim ve satış hedeflerimizde 18.000 adetlik bir azalma etkisi olmasını bekliyoruz.

-Ar-Ge ve inovasyon konusunda neler yapıyorsunuz? Gelecek yatırımlarınızdan ve otonom araç projelerinizden ve sektöre yön verecek bahseder misiniz?

Ford Otosan olarak, Ar-Ge'yi stratejik büyümemizde temel bir unsur olarak görüyoruz. Bu çalışmalarımızda akıllı mobilite, Endüstri 4.0, bağlı araçlar, dijitalleşme gibi alanlarda paydaşlarımızı dahil eden bir yaklaşımla ilerlemenin daha yenilikçi, yaratıcı ve etkili çözümler üretmek için en önemli etken olduğuna inanıyoruz. Tasarımdan itibaren proje süreçlerinin içinde olmak, dış kaynak bağımlılığını tamamen ortadan kaldırdı. Bizleri ortaya çıkardığımız ürünün tam anlamıyla sahibi olma noktasına getirdi. Sahip olduğumuz mühendislik bilgi birikimi oldukça önemli boyutlara ulaştı, ulaşmaya devam ediyor. "Yarının Şehri" konsepti ile geliştirdiğimiz teknolojiler ve akıllı araçlarla ulaşım ekosisteminin daha verimli, daha temiz ve daha güvenilir olmasını amaçlıyoruz. Ayrıca, akıllı şehirlerin altyapısını kullanarak yaşamı kolaylaştırmayı ve iyileştirmeyi hedefliyoruz.

"2 MİLYAR EUROLUK YATIRIM PLANIMIZI DUYURDUK"

Türkiye'nin ihracat şampiyonu şirketi olarak, dönüşen otomotiv endüstrisinde liderlik etmek, ülkemizin hak ettiği payı almasını sağlamak için otomotiv sanayinin dönüşümünde lider rol almak olmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kısa süre önce; Türkiye otomotiv sanayinin elektrikli dönüşümünde büyük katkılar sağlayacak elektrikli ve bağlantılı yeni nesil ticari araç projelerinin 2026 yılına kadar hayata geçirilmesi için 2 milyar euroluk yatırım planımızı duyurduk.

Kocaeli'de ilk etapta 2022 yılı itibarıyla Ford'un tam elektrikli ilk ticari aracı E-Transit'in Avrupa'ya yönelik seri üretimini gerçekleştireceğiz ve bataryalarını da yine Kocaeli'de temin edeceğiz. Yatırım ile Kocaeli fabrikamız, Türkiye'nin batarya dahil ilk ve tek elektrikli araç entegre üretim tesisi haline gelecek. 2023 itibarıyla ise 'Yeni Nesil Transit Custom' ailesinin dizel ve şarj edilebilir, hibrit elektrikli versiyonları ile tam elektrikli ilk versiyonunu da üretmeye başlayacağız. Ayrıca; Ford ve Volkswagen'in stratejik iş birliği kapsamında yeni nesil Volkswagen 1 tonluk ticari araç modeli de Ford Otosan olarak Kocaeli'de üreteceğiz.

Ayrıca, geçtiğimiz günlerde tasarımından test süreçlerine kadar tamamen mühendislerimizin geliştirdiği, "Türkiye'nin ilk ve tek yerli Ecotorq şanzımanı"nı tanıttık. Ford Otosan olarak, böylece motor, şanzıman ve aksın üçünü de geliştiren dünyadaki sayılı global kamyon üreticilerinden biri konumuna ulaştık. 58 milyon avro yatırım ile Ford Otosan mühendisleri tarafından tasarlanıp geliştirilen yerli şanzımanımız sayesinde Eskişehir'de ürettiğimiz ağır ticari araçlardaki yerlilik oranımız %74'ten %90'lara ulaştı. Yerli şanzımanımız, küresel arenada Türkiye'nin ağır ticari araç üretimindeki rekabet gücünün artmasına, yan sanayi ve tedarik ekosisteminin gelişmesine de katkı sunacak.

"GELECEĞİN TEKNOLOJİLERİNE ODAKLANMAYA DEVAM EDİYORUZ"

Ford Otosan olarak, sadece bugünün değil, geleceğin teknolojilerine odaklanmaya devam ediyoruz. Bu doğrultuda geliştirdiğimiz ilk otonom konsept kamyonumuz F-Vision da gelecek teknolojilerine olan bu bakışımızı ve vizyonumuzu en açık şekilde ortaya koyuyor. Sancaktepe'deki Ar-Ge Merkezimizde yer alan Tasarım Stüdyosunda Türk tasarımcılar ve mühendisler tarafından tasarlanan F-Vision, Ford Trucks'ın ilk konsept kamyonu. "Seviye 4 otonom" teknolojisine sahip elektrikli bir konsept kamyon modeli olan F-Vision, ilk kez sergilendiği 2018 Hannover Ticari Araçlar Fuarı'nda tüm dünyanın ilgisini üzerine çekti. Konsept aracımız aynı zamanda, Ford Trucks'ın elektrifikasyon, otonom ve bağlantılı sürüş, hafiflik ve sıfır karbon emisyonlu ürünler gibi konulardaki gelecek vizyonumuzun da bir göstergesi.

Daha güvenli, verimli ve çevreci ve otonom taşımacılığa yönelik teknolojileri araştırmaya ve geliştirmeye devam ediyoruz. Bu çalışmalarımızdan öne çıkan bir diğer Ar-Ge projemiz ise "Platooning – otonom konvoylar" teknolojisi. Donanım, yazılım ve simülasyon testlerini başarı ile gerçekleştirdiğimiz bu teknolojiyi kısa süre önce yolda da başarı ile test ettik. Projemizin sonraki safhasında yani uzun vadede "SAE-Seviye 4 Platooning" fonksiyonun devreye girişi ile Uçtan-Uca (Hub-to-Hub) Otonom Otoban Taşımacılığının yapılmasının önü açılacak. Şu an, otonom kamyonlar üzerinde çalışan, bu alana yatırım yapan ve en önemlisi gösterimini yapabilecek bir prototip ürüne sahip olan dünyadaki sayılı kamyon üreticilerinden biri konumundayız. Türkiye'de bir ilk olan bu Ar-Ge projesi, karbon emisyonu ve maliyetleri azaltacak. Güvenliği artıracak ve otonom ve birbirine bağlı (bağlantılı) araçlar konusunda önemli bir temel oluşturacak.

-İşlevsel ve fonksiyonel olarak yeni seçenekler sunacak ne gibi dijital uygulamalara odaklanacaksınız. Dünyada bu konuda neler oluyor, Türkiye'nin bu konuya adaptasyonu için nasıl bir yol haritası izlemesi gerekiyor?

Önümüzdeki on yıl boyunca otomotiv sektörünü bekleyen radikal değişimlerin farkındayız. Bu yüzden ürün ve teknolojilerimizle yüzümüzü tamamen geleceğe döndük. Ford Otosan olarak, otomotiv sektörünün değişen mobilite ve akıllı üretim ortamında başarılı olmak için, şirketlerin benzeri görülmemiş bir hızda değişiklik yapmaları ve yeni iş modelleri, uygulamaları benimsemeleri gerektiğini görüyoruz. Otomotivin değişimi, gelişimi çok ciddi miktarda yeniliğe açlık getiriyor ve bunu da sağlayacak olan büyük şirketlerden ziyade küçük, daha çevik şirketler olacak... Yani start-uplar...

"GİRİŞİMCİLERLE İŞ BİRLİKLERİ GELİŞTİRMEYİ PLANLIYORUZ"

Bu gelişmeler ışığında; elektrikli araçlar ve akıllı mobiliteye yönelik 'girişim ekosistemi' tüm dünyada hızla büyürken, biz de geleceğin otomotiv dünyasında start-up ve girişimcilerle iş birlikleri geliştirmek üzere gerekli adımları atıyoruz. Bu doğrultuda girişim ekosistemini hem Türkiye'de hem dünyada takip edebilecek, fırsatları ve yeni teknolojileri anlayacak bir yapı oluşturmaya karar verdik. Yeni iş modellerini ve olası iş birliklerini hayata geçirecek bir yapıyı kurmak için harekete geçtik ve elektrikli yolculuğumuzda bize büyük fayda sunacak girişim sermayesi şirketimiz "Driventure"u hayata geçirdik. Amacımız da otomotiv endüstrisi ve mobilite dünyasının geleceğini şekillendiren yeni teknolojilerden tetiklenmiş girişimleri bulmak, büyütmek ve Ford Otosan'ın vizyonunu destekleyecek şekilde iş birlikleri ve yatırımlar yapmaktı. Geçtiğimiz aylarda yatırım yaptığımız 2 yeni girişimi de açıklayarak, Driventure'u kamuoyuna ve girişim ekosistemine tanıttık. Driventure bünyesinde otonom teknolojiler, bağlantılı araçlar, müşteri deneyimi, akıllı hareketlilik (mobilite), endüstri 4.0 ve elektrifikasyon olmak üzere başlangıçta 6 odak alanında girişimcilerle iş birlikleri geliştirmeyi planlıyoruz. Bu odaklar için teknoloji keşfi yaptığımız öncelikli coğrafi bölgeler ise Türkiye, Avrupa ve Silikon Vadisi. Yatırım yaptığımız girişimlerden ilki yeni nesil rota optimizasyon platformu 'Optiyol' diğeri ise elektrikli araçlar için akıllı mobilite çözümü 'Bluedot' oldu.

Optiyol çözümlerinin Ford Otosan'nın ağır ticari markası Ford Trucks ve son teslimat çözümlerinde kullanılmasını öngörüyoruz. Türkiye'nin farklı illerinde milyonlarca teslimat ile başarısı kanıtlanmış yeni nesil rota optimizasyonu Optiyol, esasen 'veri'ye dayalı bir teknoloji platformu olarak öne çıkıyor. Sürücü ve işletmelerin haritadaki tüm rotaları görüntülemesini, rota mesafeleri, maliyetleri ve kapasite kullanımı gibi farklı metrikleri analiz etmelerine imkan sunuyor. Ayrıca operasyonel süreçlerde imza alma, sipariş detayları, görsel gibi konularda da önemli avantajlar sağlıyor. Proje ile Ford Otosan'ın rota optimizasyonu & lojistik bilgi birikimine de erişim sağlanması hedefleniyor. Daha sürdürülebilir ve temiz şehirler için elektrikli bir araç ve şarj istasyonu hareketliliği yaratma misyonuyla çalışan, yatırım yaptığımız bir diğer girişim Bluedot ise filo yöneticilerinin elektrikli dönüşümü için yazılım çözümü üzerinde çalışıyor. Tüm dünyada yükselen elektrikli araç trendine paralel olarak öne çıkan Bluedot, esasen Ford Otosan'ın elektrikli araç müşterileri için akıllı bir mobilite çözümü olarak stratejik fırsatlar sunacak. Elektrikli araç kullanıcıları için bütünleşik tek bir platform üzerinde müşteri aracının şarj tipi/teknolojisi her ne olursa olsun şarj etme hizmeti sunuyor. Şarj istasyonlarının ve ağlarının AirBnb'si gibi düşünebilirsiniz. Tüm bunların yanı sıra Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde devreye alınan yeni politikalar ve teşviklerle müşterilerin tercihleri elektrikli araçlara yönelik olacak şekilde değişiyor.

"DİJİTAL MÜKEMMELLİK MERKEZİ" PLATFORMUNU KURDUK

Diğer yandan artan mobilite ve sürekli bağlı kalma ihtiyacı ile birlikte elektrikli araçların hayatımıza girmesine paralel Bağlanabilirlik (Connectivity) teknolojileri ile tüketicilere çok daha katma değerli servislerin sunulması hedefleniyor. Bu nedenle artık süreçlerin hızlanması ve yalınlaşması gerekiyor. Bu yolda 'akıllı fabrika' ile entegre olmuş çevreci, verimli üretim sistemlerini konuşmaya başladık. Her şirketin üretimdeki geleceğini tasarlayıp, kendine göre tanımladığı bir yöntem olan akıllı fabrikalara geçişte, biz de kendi tanımımızı yaparak uzun vadeli yol haritamızı çıkardık. Bu doğrultuda, Kocaeli Fabrikamızdaki tüm makineleri birbirine bağlayan, bir "Dijital Mükemmellik Merkezi" platformunu kurduk. Bunun sonucunda şunları sağlıyoruz; bu platform ile atölyelerdeki tüm makinelere erişim sağlayarak, ekipmanın üretim, kalite, bakım ve iş güvenliği ilgili verisine ulaşmamızı sağlıyor. Lojistikten fabrikanın üretimine ve fabrikadan bayilerimize uzanan geniş bir alanı kapsayan bir zincir olan bu sistemde, üretim yapıldığı sırada tedarikçilerimiz ihtiyaç olan malzemelerin bilgisini alarak buna göre malzeme sevkiyatını yapıyor. Öte yandan çevreye verilen zararı en aza indiriyor, önceden makine ve iş gücü gerektiren birçok süreç otomasyonla gerçekleşiyor. Bu da emisyon, elektrik, su tüketimi ve atık gibi birçok konuda avantajlar sunuyor. Endüstri 4.0 maliyet avantajının yanı sıra sistemlerin dinamik olarak yönetilmesine ve bu sayede esnekliğin de sağlanmasına imkan tanıyor. Akıllı sensörler ile anlık olarak tüm süreçlerin koordinasyon ve takibini gerçek zamanlı olarak yapabileceğiz. Tüm makine ve enstrümanlara uzaktan erişim ve kontrol sağlayacağız. Gelişmiş otomasyon alt yapısı sayesinde 7/24 çalışma imkanı elde edeceğiz.

Tüm bunlarla birlikte; entegre planlama süreçlerinden başlayıp, tedarikçiden, akıllı ambar yönetimine kadar uzanan, otonom süreçleri ve verimli yedek parça yönetimini içeren, veri analitiği ile desteklenen bir 'Dijital Tedarik Zinciri'ne sahip olmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda: tüm tedarik zinciri içerisinde müşteriden, tedarikçiye olan süreçlerde etki seviyemizi artırmaya, otomasyon seviyemizi, hem fiziksel akışta hem de sistemsel akışta geliştirmeyi hedefliyoruz. Bugüne dek, 1 milyon üzerinde metrekareye yaygın tesisimizi dijital ortama taşıdık. Gölcük fabrikamızdaki 300 bin sensörden veri alıyoruz. Yaklaşık 1000'e yakın robot ve PLC'den veri aldığımız ve yıllık 50 terrabyte'ın üzerinde veri oluşturan bir yapı kurduk, bir IoT platformu. Bu aslında tüm fabrikayı izlenebilir, bağlı, akıllı hale getirmek ve fabrikanın bu yeni öğrenmelerle bir sürü kararı kendinin verebiliyor olması anlamına geliyor. Fabrikamızın dijital ikizi dediğimiz bu yapı ile sayısız senaryo ile simulasyon oluşturmak ve gelecek öngörüsü yapmak mümkün. Bunun bize en büyük katkısı da elbette çarklarımızın her daim dönüyor, her daim üretiyor olmamız.

Bu yatırım ve çalışmalarımız sonucunda Kocaeli Fabrikamız, Türkiye'de bir ilk olarak, Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) dünyada kabul ettiği ilk 16 fabrikadan biri olarak "Global Lighthouse Network" ağına katıldı. Bu gelişme ile Endüstri 4.0 çalışmalarımız hem dünya çapında tescillendi hem de Ford'un tüm dünyada bu listeye giren ilk fabrikası olmanın gururunu yaşadık.

-Bazı ülkelerde benzinli ve dizel araçların satışına yasak geldi. Türkiye'de bu seviyeye ne zaman gelinebilir?

Şunu çok net söyleyebiliriz; otomotivin geleceği elektrikli araçlarla şekillenecek. İçten yanmalı geleneksel benzin ve dizel motorlu araçlar; hatta hibrit araçlar dahil 5-10 yıllık bir süreç içerisinde elektrikliye dönüşecek. Bunu başta Avrupa olmak üzere; devletler çeşitli politikalar ve teşviklerle destekliyor. Avrupa'da bu konuda önceden yapılmış bir hazırlık var. 2 trilyon euronun üzerinde bir teşvik paketi hazırlandı. Örneğin; İngiltere 2030'dan itibaren içten yanmalı motorlu araçları satmayacak. Bununla birlikte, kısa süre önce Türkiye, Paris Anlaşmasını Meclis'te onayladı. Böylece, Avrupa'da emisyonların azaltılması ve iklim değişikliğiyle mücadeleye ivme kazandırmak için taşımacılık sektörünün karbon nötr olması yolunda aldığı kararların Türkiye'de de hızla alınmaya başlanacağını öngörüyoruz. Bu konuda her ülke kendi tarihlerini belirliyor. Yani Avrupa'da araç satmak istiyorsak; 5 yıl içinde %100 elektrikli modellerimizi hazır etmek zorundayız.

"ÖTV KONUSUNUN BİR AN EVVEL ÇÖZÜME KAVUŞTURULMASI GEREKİYOR"

Ford Otosan olarak, biz de Cumhuriyet tarihinin en büyük otomotiv yatırımıyla bu treni yakalayacağız. ÖTV konusunda ise önemli olan devletlerin elektrikli araçlar için verdiği teşvikler... Devletin araç alırken vatandaşlara sunduğu teşvik ve ayrıcalıklar önemli bir rol oynuyor. Avrupa'da bu teşvikler, vatandaşa araç alırken doğrudan indirim veya hibe şeklinde uygulanıyor. Türkiye'de iç pazarın büyümesi, ihracatın gelişmesi için büyük bir potansiyel var. Ancak, vergi (ÖTV) konusunun bir an evvel çözüme kavuşturulması gerekiyor. Devlet yeni bir vergi düzenlemesiyle, vergi gelirleri azalmadan birim araç başına düşen verginin azalmasını sağlayabilir. Elektrikli araç almanın teşvik edildiği bir mekanizma üzerinde sektörün paydaşları ile ortak, iş birliği içinde bu düzenlemeleri gerçekleştirebiliriz. Hayata geçirilecek yeni vergi mekanizması sayesinde araç satışlarının da artmasıyla vergi gelirleri de artacaktır.

EN ÇOK OKUNANLAR