USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Portre

04 Mart 2021 09:12

Ece Börü: Kadınların eğitime ve üretime katılımı için fırsat eşitliğini desteklemeye devam edeceğiz

TSKB'de 30 yılı aşan çalışma hayatı boyunca bankanın farklı alanlarında yönetsel görevler üstlenen Ece Börü, TSKB'nin ilk kadın genel müdürü oldu. Pandemi döneminde devraldığı genel müdürlük görevine hem ekiplerini hem de iş ortaklarını iyi tanımanın avantajıyla oldukça hızlı adapte olduğunu söyleyen Börü, TSKB'nin kapsayıcı kalkınma yönündeki çalışmalarını Platin'e anlattı.

Ece Börü: Kadınların eğitime ve üretime katılımı için fırsat eşitliğini desteklemeye devam edeceğiz

* TSKB'nin ilk kadın genel müdürü olarak liderlik koltuğuna oturduktan sonra neler yaptınız?

Göreve geldikten sonra en önemli önceliğim, çalışanlarımızın sağlık yönündeki endişelerini ortadan kaldırmak, etkin bir uzaktan çalışma sistemine geçmek ve ofislerimizdeki sağlık şartlarını düzenlemek oldu. Böylece yeni ekonomik şartlarda müşterilerimize ve iş ortaklarımıza katma değer yaratmayı, hizmetlerimizi kaliteli şekilde sürdürmeyi garanti altına aldık.

Müşterilerimizle sürekli iletişim içinde olduk ve salgından olumsuz etkilenen firmalara hızlı ve kalıcı çözümler üretmeye çalıştık. Ayrıca pandemi sürecinde, şirketlerimizin kısa dönemdeki sıkıntılarını gidermek yönünde Asya Altyapı Yatırım Bankası'ndan 200 milyon dolar fon sağladığımızı da belirtebilirim. Benzer fonları böylesi zor zamanlarda firmalarımıza önemli bir katkı olarak değerlendiriyorum.

* Pandemiyle birlikte yeni ürünler de gündeminizde miydi?

Koronavirüs salgını tüm dünyayı etkisi altına alırken, ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik kavramının altını da kalın çizgilerle çizdi. Bugün artık herkes iklim krizi risklerinin daha çok farkında. Bizler de bu alanda yenilikçi fonlarımız ve finansman modellerimizle çözüm üretmeye devam ediyor, tüm paydaşlarımızla ortak değer yaratıyoruz. Çünkü iklim değişikliğini durdurmak için hepimizin çözümün bir parçası olması gerekiyor. 2020 yılının son çeyreğinde iklimle ilgili düşük olasılıklı ancak yüksek yıkıcılıktaki riskleri ifade eden 'yeşil kuğu' kavramından hareketle TSKB Yeşil Kuğu Platformu'nu hayata geçirdik. Bu platformla iklim risklerine dikkat çekmeyi, iş dünyası, kamu, STK'lar, üniversiteler ve medya ile beraber sorumluluk alarak çözüm yolunda somut adımlar atmayı hedefliyoruz.

* Banka istihdamında ve yönetimde kadın gücü oranı, çalışan sayısı gibi konularda hedefleriniz neler?

Kurum içindeki insan kaynağı politikalarımız ve uygulamalarımızla fırsat eşitliğini güçlü bir şekilde destekliyoruz. Bankacılık kadrolarımızın yüzde 55'i, yönetim seviyesinin ise yüzde 51'i kadınlardan oluşuyor. TSKB olarak iş dünyasında kadın çalışan oranlarının yükseltilerek, sürekliliğinin sağlanmasında sertifikasyonların ve taahhütlerin önemli olduğunu düşünüyoruz. Biz de Women Empowerment Principles-WEPs'in ilk imzacılarındanız ve KAGİDER ile Dünya Bankası'nın ortak inisiyatifi olan Fırsat Eşitliği Modeli sertifikasyonuna sahibiz. İş ortaklarımızı, müşterilerimizi ve iştiraklerimizi de bu sertifikasyonlar yönünde teşvik ediyoruz.

Fırsat eşitliği alanında uzun soluklu sosyal sorumluluk projelerinin de fark yarattığına inanıyoruz. Yürüttüğümüz #EşitAdımlar Platformu, Eğitimden Üretime Burs Fonu, Yarının Kadın Yıldızları gibi projelerimizle kadınların eğitime, üretime ve kültürel hayata katılımını destekliyoruz.

* TSKB'nin kadın istihdamı konusunda hem kredi temini hem de kaynak aktarımı nasıl şekilleniyor?

TSKB olarak kadınların eğitime ve üretime eşit katılımının toplumsal gelişim ve küresel refah için olmazsa olmaz olduğunu düşünüyoruz. Biz de hem finansman modellerimiz hem de toplumsal projelerimizle bu alanlara odaklanıyoruz. Özel sektör firmalarına dönük 'Kadın İstihdamı Kredi' programımızla kısa sürede çok önemli katma değer yarattık. Program kapsamında, önce firmaların fırsat eşitliği uygulamalarını analiz ediyoruz. Belli bir seviyenin üzerindeki şirketlere de uygun olanaklarla yatırım kredisi sağlıyoruz. Gelişim ihtiyacı olan firmalara ise rehberlik yapıyor, fırsat eşitliği uygulamalarını hızla hayata geçirmeleri için destek oluyoruz. Son dört yılda programa dahil ettiğimiz firmalarda kadın istihdamındaki artış yüzde 15, politikalar, eğitim, çalışma koşulları, yönetimde temsil gibi gelişim alanlarında kaydedilen performans artışı ise yüzde 30'a ulaştı.

Geçtiğimiz kasım ayında bizim de üyesi olduğumuz IDFC öncülüğünde Paris'te düzenlenen ve dünyanın farklı coğrafyalarından 450'ye yakın kalkınma bankasının yer aldığı Finance In Common Zirvesi'nde Cinsiyet Eşitliği oturumuna liderlik ettik. Bu platformda kadın istihdamı konusunun en önemli başlıklardan biri olması, gelecek için umutlarımızı daha da güçlendirdi.

* CSR Works International'ın 'Asia's Top Sustainability Superwomen 2020' listesinde yer alan 13 kadın liderden biri oldunuz. Bu konuda değerlendirmenizi alabilir miyiz?

TSKB'de sürdürülebilirlik uzun soluklu bir yolculuk. Bankamızda sürdürülebilirlik çalışmalarını yönetim kuruluna bağlı bir komiteyle yürütüyoruz. Farklı disiplinlerden yöneticilerimizin ve çalışma gruplarımızda yer alan pek çok genç arkadaşımızın yoğun çabasıyla çıtayı her yıl daha yukarı taşıyoruz. Ben de sürdürülebilirliği tam anlamıyla içselleştirmiş bir kurumda, çalışma arkadaşlarımın hayal ortağı olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. CSR Works International tarafından benim nezdimde TSKB'ye layık görülen bu onur, aslında sürdürülebilir bir geleceğin inşasında fırsat eşitliğinin de altını çiziyor. Yönetim ve istihdamda kadın temsiliyetinin artmasıyla dünyamızın daha sürdürülebilir olacağına inanıyorum.

* Ece Börü'nün 8 Mart Kadınlar Günü mesajını alabilir miyiz?

Pandemiden en çok kadınlar etkilendi. O yüzden bu yıl 8 Mart Kadınlar Günü farklı bir anlam içeriyor. Çalışan, ev ve bakım sorumluluğu olan tüm kadınlar dünyadaki en dezavantajlı grubu oluşturdu. BM'nin bu yöndeki küresel seferberlik çağrısını duymak ve kadınları güçlendirmek konusunda çabaları artırmak zorundayız. Küresel riskler gibi kadın istihdamı ve fırsat eşitliğinin de önceliğimiz olması gerektiğine inanıyorum. Bu yaklaşımın, hem sosyal hem de ekonomik boyutuyla sürdürülebilir bir geleceğin ana arteri olduğuna inanıyorum. 8 Mart Kadınlar Günü'nün bu bakış açısını yaygınlaştırmak için bir fırsat olacağını umut ediyorum.

EN ÇOK OKUNANLAR