Yapay zeka, son yıllarda tüm dünyanın dikkat kesilme noktasında ortak bir refleks sergilediği konuların en başında geliyor. İnsanlarla beraber üreticileri, alanları, disiplinleri, markaları, şirketleri, kurum ve kuruluşları çoktan etkisi altına almış durumda yapay zeka. Bundan nasibini alan en temel alanlardan biri de sanat oldu... Sanatın bir disiplin olarak, yapay zeka ile tanışması ya da tam tersi durumu, sanatçılar yani üreticiler ve sanat alıcıları için heyecan verici olarak tanımlanıyor. Yapay zekanın uçsuz bucaksız nitelikteki teknik üretim/donanım birikimi ile sanatın potansiyel olarak bünyesinde taşıdığı 'duygulu' ve 'ruh' barındıran hali birbirine yakışır türden hiç şüphesiz. Peki ya bu iki alan birlikte üretecekse sanatçılar yani üreticisi bu işin neresinde? Yapay zeka sanat yaratabilir mi? Yapay zeka, yaratıcılığı taklit edebilir mi? İşte bu temel soru veya sorunlar karşılıyor şu an bizi.
HEM ARACI HEM DE ÜRETİCİ KONUMDA
Sanat daha çok insanlar tarafından üretilen bir disiplin olarak görülüyor, böyle de kabul ediliyor. Ancak son yıllardaki gelişmelerle birlikte yapay zeka hem üreticinin kendisi hem de aracısı konumunda. Resimler, müzikler, şarkılar, edebi eserler gibi birçok türden yaratıcı sanatı üretebiliyor. Yapay zekanın sanat üretme sürecine dahil olmasıyla birlikte, yaratıcılık yalnızca insanın içsel bir gücü olarak görülmekten çıkıyor ve teknolojinin katkısı ile genişliyor. Bu noktada yapay zeka ile savaşmak yerine onu kabul etmek ve 'birlikte üretmek' seçeneği de doğuyor bizler için. Ancak tüm bunlarla beraber yapay zekanın duygu eksikliği ve ruh yoksunluğu da karşımıza çıkıyor. Hal böyleyken yine de yapay zekâ şaşırtıcı derecede nitelikli ve insan eline yakın derecede üretimlerde bulunabiliyor. Bu da bizi üretim sürecinin duygusal niteliklerden ibaret olmadığı gibi başka bir gerçekle de karşılaştırıyor. Belki de yapay zekanın yaptığı eserlerin; karşı tarafta yani insanlarda çeşitli duygusal durumlar ortaya çıkarması da bunu destekler nitelikte kabul edilebilir.
ALIŞILMADIK TÜRDEN YENİ BİR ÜRETİM SÜRECİ DENEYİMİ SUNUYOR
Öte yandan birçok sanatçı, yapay zekanın olanaklarından faydalanarak kolektif bir üretim sürecine girdiler. Ortaya çıkan sonuçlarda da hiç denenmiş çıktılar olabilirken; yapay zeka sanatçılara ilham olabiliyor, onların yaratıcı süreçlerini hızlandırarak alışılmadık türden yeni bir üretim süreci deneyimi sunuyor. Tüm bunlar yapay zekanın; sanatçıların veya üreticilerin yerini alacağı, onlar için birer tehdit unsuru olduğu anlamına gelmiyor. Bu noktada yapay zekayı bir araç olarak kabul etmek gerekiyor. Tüm bu süreç böyle devam ederken yapay zekanın üretimlerini de 'dogma güzel', 'dogma doğru', 'dogma iyi' kabul etmemek de gerekir. İnsanlar da bazı üretimleri hayal kırıklığı yaratabilir. İşte bu süreç de beraberinde yeni bir tartışmayı da getirebilir. "Sanat nedir?", "Sanatın esas yaratıcısı kimdir?" gibi felsefi nitelikli sorular, başka bir gündemin habercisi olabilir. Bu da iyiye işarettir.