Bu ay iş ve yaşam şekillerimizin son bir yıldır gösterdiği zorunlu değişim nedeniyle mobilya sektörüne odaklandık... Başta üretim olmak üzere lojistik ve perakende ağında pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında gelen Türkiye mobilya sektörü, 2023 yılı hedeflerini öne çekti. Küresel çapta yaşanan krize rağmen, 2020 yılını beklentilerin üzerinde bir rakamla; 3.4 milyar dolar ihracatla kapatan sektörün 2023 hedefi olan 5 milyar dolar ihracat rakamına bu yıl sonunda ulaşması bekleniyor. 2023 yılı için belirlenen yeni hedef ise 10 milyar dolar. Amerika ve Avustralya pazarına yönelik önemli adımları olan sektör, dünya mobilya pastasından aldığı yüzde 2'lik payı yüzde 3'e çıkarmak istiyor.

Türkiye'de mobilyacılık işinin önemli bir endüstri haline dönüşmeye başlaması, 1960'lı yıllara dayanıyor. Bugün geldiğimiz noktada ise çok başarılı ev, ofis mobilyaları üreticilerimiz ve çok önemli üretim merkezlerimiz var. Sektör, bugün yıllık yaklaşık 60 milyar TL iş hacmine sahip. Yalnız ihracat rakamlarını analiz ettiğimizde Türkiye'nin ihracat kilogram değerinin düşüklüğü ile karşılaşıyoruz. Bunun sebebi de markalaşma yolculuğunda geri kalmamız. 'Marka Ol E Mi?' kitabının yazarı Ömer Şengüler, bu ay Platin için kaleme aldığı değerlendirme yazısında; "Dünyanın en kaliteli ürünlerini en ucuza satan ülke, bizim ülkemizdir. Kanımca, bu sorunun en büyük nedeni markalaşamamak... Dünyanın gözünde bizler markalar değil, ürünler üretiyoruz. Markalaşmayı da fuarlara katılım, reklam yapmak, katalog basmak veya sosyal medyada var olmaktan ibaret sanıyoruz" diyor.

Hem tüketicileri hem de üreticileri ilgilendiren dünya trendlerini, Türkiye'nin fark yaratan üretici markalarının yeni dönem hedeflerini ve sektörün gelişimine yönelik çözüm önerileri sunan uzman görüşlerini bu ayki sayımızda bulacaksınız.

Haziran sayımızda buluşmak üzere, keyifli okumalar...