Platin Dergisi'nin #PlatinPortre köşesinde bu ay TAV Havalimanları CEO'su Serkan Kaptan'ı ağırlıyoruz. Kaptan, tutkusunu önce işine ve sonra da başarılı bir kariyere dönüştürebilen önemli portrelerden biri. İşine ve havacılık sektörüne tutkuyla bağlı. 30 yılı aşan bu yolculuktan epey mutlu ayrıca, bunu biz değil, kendisi söylüyor. Üstelik tüm bunları yaparken de sosyal yaşamını ihmal etmiyor. Yılın 200 gününü seyahat ederek geçiriyor; hobilerine, tutkularına ve özel ilgi alanlarına mutlaka nitelikli vakit ayırıyor. Koleksiyonerlik, sanat, Fenerbahçe ve performans arabaları başlıca zevkleri. Kısaca her açıdan dolu dolu bir yaşam sürmeye çalışıyor Kaptan. Bu da kaçınılmaz olarak portresini hem daha nitelikli hem de daha derin kılıyor. Biz de kendisini daha yakından tanımak istedik ve keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
* Serkan Bey nasılsınız, şu ara hayata ve gündeme dair neler düşünüyorsunuz? Kafanızı neler meşgul ediyor, paylaşır mısınız?
Bugünlerde iş, zamanımın büyük bölümünü alıyor. TAV Havalimanları tarihindeki en büyük yatırım döneminden geçiyor. Son üç yılda, pandeminin getirdiği olumsuz koşullara rağmen üç önemli yatırıma başladık. Kazakistan'da Almatı Havalimanı'nı satın alıp işletmeye başladık. Antalya Havalimanı'nda işletme süremizi 2052'ye uzattık ve havalimanı kapasitesini iki kattan fazlasına çıkarmak üzere yatırıma başladık. Son olarak Ankara Esenboğa'da da işletme süremizi 2050'ye uzatıp hava tarafını geliştirmek üzere çalışıyoruz. Bu yatırımlar için toplam 2.5 milyar doların üzerinde bir kaynak yarattık. Küresel ekonominin içinden geçtiği zorlukları düşününce bu hiç de kolay olmadı. TAV Havalimanları genç bir şirket, havalimanı işletmeciliğinde öncü, küresel ölçekte bu sektördeki sayılı markadan biri. En önemli sermayemiz ise bu alandaki bilgi birikimimiz ve sayıları 40 bine ulaşan çalışanlarımızın deneyimi... Havacılık sektörü tarihindeki en zorlu krizin içinden geçerken markamızı ve çalışanlarımızı korumak bizim için önemli. Hatta geleceğimizi kurmak için yatırım yapmanın riskleri de vardı ama bunu başarıyla yürüttük. Bu yıl Almatı'da, seneye de Antalya'da yatırımlarımızı tamamlayıp işletmeye alacağız. Bugünlerde tüm odağım bunun üzerine. CEO olarak tüm çalışma arkadaşlarımın sorumluluğunu üzerimde hissediyorum. Birlikte TAV Havalimanları'nı geleceğe başarıyla taşıyacak sağlam bir zemin oluşturuyoruz.
"FENERBAHÇE'NİN BENDE AYRI BİR YERİ VAR"
* İş dışında neler yapmaktan keyif alıyorsunuz; hobileriniz, tutkularınız veya yapmayı sevdiğiniz şeyler neler?
Çocukluğumdan bu yana mekanik olan her şeye ve özellikle de havacılığa büyük bir tutkuyla bağlıyım. Gençlik yıllarımda Kadıköy Anadolu Lisesi'nde okurken sık sık Yeşilköy'deki İstanbul Hava Kuvvetleri Müzesi'ne giderdim. Yabancı havacılık dergilerini takip ederek başlayan bu tutkum, daha sonra üniversite yıllarında dispeçer olarak çalışmaya başladığım havacılık sektöründe ilerleyen 30 yıllık bir kariyere dönüştü. Bundan da çok mutluyum, özel bir ilgiyle bağlı olduğum bu sektörde çalışma fırsatı buldum. Bu tutku iş hayatının yoğunluğu içinde bana her zaman kendimi yenilemek için yardımcı oldu. Maket uçaklar, arabalar ve lego projelerinden oluşan geniş bir koleksiyonum var. Fırsat buldukça ilgilendiğim, özellikle 1990'ların öne çıkan performans arabalarından oluşan bir koleksiyonum da bulunuyor. Son olarak, bir Kadıköylü olarak Fenerbahçe'nin bende ayrı bir yeri var. Fırsat bulunca dostlarımla vakit geçirmek için maçlara gitmeye çalışıyorum.
(Serkan Kaptan ve Ali Demirtaş)"Çocukluğumdan bu yana mekanik olan her şeye, özellikle de havacılığa büyük bir tutkuyla bağlıyım. Gençlik yıllarımda Kadıköy Anadolu Lisesi'nde okurken sık sık Yeşilköy'deki İstanbul Hava Kuvvetleri Müzesi'ne gider, yabancı havacılık dergilerini takip ederdim. Bu tutkum, daha sonra üniversite yıllarında dispeçer olarak çalışmaya başladığım havacılık sektöründe ilerleyen 30 yıllık bir kariyere dönüştü. Bundan da çok mutluyum"
"DAİMA ÖNYARGILAR VE SÖYLENTİLERİN ÖTESİNDE KARAR VERMEYE ÇALIŞIRIM"
* Değerleriniz ve karakterinizde en öne çıkan özelliğiniz nedir?
Cumhuriyet değerlerine bağlılık, dürüstlük ve empati duygularının gelişmiş olması önemsediğim değerler. Eşitsizliklerin, çatışmaların, yoğun bir rekabetin olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu ülkenin ve tüm insanlık ailesinin bir parçası olarak birbirimize karşı sorumluyuz. TAV Havalimanları'nda da kişisel hayatımda da bu değerlerin hayata geçmesi için çalışıyorum. Öte yandan önemli kararlar alırken bilgisine ve sağduyusuna güvendiğim insanlara danışmayı önemserim. Önyargılar ve söylentilerin ötesinde durumu eldeki verilere göre analiz etmeye ve ancak ondan sonra bir karar vermeye çalışırım. Takım oyununa inanıyorum ama hayatın hızı bazen bunu yapmamı engelliyor.
"BU HİKAYENİN BİR PARÇASI OLDUĞUM İÇİN MUTLUYUM"
* Peki TAV özelinde neler söylemek istersiniz, TAV'ın sizdeki karşılığı nedir?
TAV Havalimanları'nın kuruluşundan bu yana içinde yer aldım. Şirketin büyüme ve özellikle de yurt dışına açılma hamlesinde sorumluluk üstlendim. İnişleri ve çıkışlarıyla inanılmaz bir hikayesi oldu TAV'ın. Ben de bu hikayesinin bir parçası olduğum için mutluyum. Sektörün ve dünyanın ihtiyaçlarına en iyi cevap verecek şekilde sürekli dönüşürken uzun vadede yeni başarı hikayeleri yazacağımızdan eminim.
* Ailenizle diyaloğunuz ve ilişkiniz nasıl, onlarla neler yapmaktan keyif alıyorsunuz?
Eşim ve kızlarımla Türkiye'de ve yurt dışında seyahat etmekten, yeni yerleri birlikte keşfetmekten keyif alıyorum. Büyük kızım Selin üniversite hayatına adım atıyor. Küçük kızım Mina ise bu yıl liseye başlayacak. Onların büyüme yolculuğuna eşlik etmekten büyük bir mutluluk duyuyorum ve hayatlarındaki önemli dönüm noktalarında mutlaka yanlarında olmaya özen gösteriyorum.
"İŞE BAKIŞIM HERKES İÇİN EN YÜKSEK FAYDAYI YARATMAK ÜZERİNE KURULU"
* İş vizyonunuzu nasıl tanımlıyor ve adlandırıyorsunuz? Sizce diğer iş insanlarından ayrıldığınızı düşündüğünüz noktalarınız var mı?
Günümüzde şirketler kâr odaklı olmaktan fayda odaklı olmaya doğru dönüşüyor. İklim değişikliği gezegenin ve insanlığın geleceğini tehdit eden küresel bir sorun olarak karşımızda. Bir diğer önemli başlık da toplumsal kalkınma düzeyindeki eşitsizlikler ve bunun yol açtığı yoksulluk, yeterli beslenme, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim gibi sorunlar. İş dünyası da hem sorunun hem de çözümün bir parçası. Böyle bir dünyada son 40 yılda öne çıkan liderlik modeli de değişime uğruyor. Takım çalışması önem kazanıyor ve finansal kazançların ötesine geçerek şirketlerin gezegenin korunması ve ilişkide oldukları paydaşlar için yarattıkları fayda öne çıkıyor. Bugünün liderlik anlayışının paydaşlar arasında ilişki yaratan, iş birlikleri ortaya çıkaran bir yöne doğru evrildiğine inanıyorum. Giderek küçülen ve hızlanan dünyada bu karmaşık sistemleri ancak aralarındaki ilişkileri kurarak ve yöneterek yönlendirebiliriz. Dolayısıyla benim işe bakışım farklı paydaşların ihtiyaç ve beklentilerini anlamak, buna uygun ilişkileri kurmak ve herkes için en yüksek faydayı yaratmak üzerine kurulu.