USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Hazır Giyim

02 Kasım 2024 10:36

Rekabette yeşil dönüşüm zamanı

30 milyar dolarlık ihracat büyüklüğü ve 1 milyon kişiye yakın istihdam rakamıyla hazır giyim ve tekstil sektörü Türk ekonomisinin temel taşlarından biri olmaya devam ediyor. Son iki yılda küresel ve bölgesel gelişmelerden fazlasıyla etkilenen iki sektör yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir üretim teknolojilerine odaklanmış durumda. Küresel rekabetin son derece çetin olduğu bu sektörlerin yol haritası teşvikler, ihracatta ortak stratejiler ve yeşil dönüşüm yatırımlarından oluşuyor.

Rekabette yeşil dönüşüm zamanı

Rusya-Ukrayna Savaşı, Çin'e ticaret kısıtlamaları, İsrail vahşeti, ABD başkanlık seçimleri... Pandemi döneminden sonra yaşanan görece sakin küresel gündem yerini hızla savaşlara, ticari çekişmelere ve enflasyon ile mücadeleye bıraktı. Ülke ekonomileri toparlanmak ve pandemide aldıkları hasarı atlatmak için çalışırken diğer taraftan Avrupa Birliği'nin Yeşil Mutabakat ile küresel ticarette tüm dengeleri değiştirecek yeni kurallarına uyum sağlamaya çalıştı. Ekonomilerin yavaşlaması, tedarik zincirinde yaşanan sorunlar, temiz enerji ve elektrikli araçların roket hızıyla yükselişi pek çok dengeyi de değiştirdi. Türkiye tüm bu kaos içinde kaliteli, hızlı üretimi ve kur avantajı nedeniyle arka arkaya ihracat rekorları kırmaya başladı. AB pazarına coğrafi yakınlık bu dönemde avantaj olarak kullanıldı. 6 Şubat'ta meydana gelen, 11 ilimizi etkileyen ve 'asrın felaketi' olarak tanımlanan Kahramanmaraş merkezli deprem faciasının ekonomi üzerindeki etkileri 2023'e damgasını vurdu. Türkiye'nin önemli üretim ve sanayi yerleşkelerinin bulunduğu deprem bölgesindeki hasar olabilecek en hızlı şekilde giderilirken üretim çarkları dönmeye devam etti. Türk ihracatçısı tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen ayakta kalmayı ve büyümeyi başardı. Ne var ki küresel ticarette dahası Türkiye'nin en önemli pazarı olan AB'de yaşanan durgunluk Türk ihracatçısını da -rekorlara rağmen- olumsuz etkiledi.

HAZIR GİYİM VE TEKSTİLDE YIL SONU TOPARLANMA YAŞANACAK

Bu etkinin somut örneği tekstil ve hazır giyim sektörlerinde görülüyor. 2021 ve 2022'de ihracat rakamını toplamda 32 milyar dolara çıkartmayı başaran bu iki sektör, haberin girişinde kısaca değindiğimiz faktörlerle birlikte 2023'te toplam 23 milyar dolarlık ihracat yapabildi. 2024'ün ilk sekiz ayında ise toplam 21.2 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşıldı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "Tekstilde geçen yıl aldığımız tedbirlerle özellikle tekrardan fabrika çarklarının hızlandığını birlikte gözlemledik. Üretimde ve ihracatta artış trendleri devam etti. Tekstil üreticileri ilk 8 ay itibarıyla 6.2 milyar dolar ihracata ulaştılar ki geçen yılın rakamlarıyla kafa kafaya bir tablo" diyerek değerlendiriyor gelişmeleri. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ramazan Kaya da pandemi dönemi sonrasına dikkat çekerek, "Pandemi sonrasında yani 2021 ve 2022 yıllarında hazır giyim sektörünün ihracatı gerek Türkiye'de gerek dünya genelinde çok hızlı bir artış kaydetti. Bu artışta özellikle pandemi sonrası ürün bulamama, stoksuz kalma ve tedarikte sorun yaşama gibi endişeler etkiliydi. Buna bağlı olarak alımlar ciddi ölçüde arttı. Ancak sonrasında yaşanan savaşlar, ekonomik kriz endişeleri ve buna bağlı olarak tüketicilerin satın alma eğiliminin düşmesiyle birlikte ciddi bir stok birikimi oldu. Buna bir de maliyetlerde yaşanan artışlar eklenince geçtiğimiz yıl hazır giyim sektörü ihracatı hem ülkemizde hem de dünyada yaklaşık yüzde 9 düştü ve bu düşüş eğilimi bu yıl da devam ediyor" diyor. Kaya, yılın son çeyreğindeki siparişler ile birlikte kısmen de olsa bir iyileşme beklendiğini de anlatıyor.

TASARIM, MARKALAŞMA VE HIZLI TESLİMAT

Hazır giyim ve tekstil sektörleri, GSYİH'nın yaklaşık yüzde 6.7'sini, imalat üretiminin yüzde 14'ünü ve toplam imalat istihdamın yüzde 26'sını temsil ederek Türkiye ekonomisinin merkezinde yer alıyor. 2022'de bu iki sektörün 32 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmasıyla birlikte yeni hedef olarak 40 milyar dolar telaffuz ediliyordu. Ne var ki küresel ekonomide yaşanan daralma ve bir de bölgemizde gerçekleşen savaşlar pandemi dönemi sonrasında yakalanan bu ivmeyi olumsuz etkiledi. Sektörlerin yeni hedefi 2022'de yakalanan rakamlara geri dönmek olarak belirtiliyor. Ancak elbette konjonktürel olarak yaşanan geri çekilmeler Türkiye ekonomisinin temel taşlarından biri olan bu iki sektörün gelecek planlarını ve stratejilerini etkilemiş değil. Bakan Bolat, "Bugün dünyada Avrupa'nın üçüncü büyük ihracatçısı, dünyanın yedinci büyük ihracatçısı konumuna ulaştık. Hazır giyimde, geçen yıl 20.6 milyar dolar, tekstilde de 12.3 milyar dolar ihracat ile 30 milyar doların üzerinde tekstil ve hazır giyim ihracatı yaptık. Demek ki Türkiye'nin toplam ihracatında aşağı yukarı yüzde 13-14'lük pay oluşturuyor. Sektörün en büyük katkısı istihdama, katma değere ve vergi gelirlerinin artmasına... Pamuk üreticisi olmamız, hedef pazarlara yakın olmamız, iki günde mal teslim edebilmemiz, geniş ürün yelpazemiz ve özgün tasarımlarımız bu başarıda önemli bir rol oynadı. Bundan sonra da yol haritası belli; daha fazla tasarım, daha fazla markalaşma, daha hızlı teslimat" diyerek iki sektörde de izlenecek yol haritası hakkında ipuçlarını anlatıyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YATIRIMLARI DEVAM ETMELİ

Bakan Bolat'ın çizdiği yol haritası her iki sektör tarafından çok sıkı şekilde takip ediliyor. Keza konjonktürel daralmalar her zaman yaşanıyor ve özel sektör-devlet iş birliği ile bunların aşıldığı ve hatta sektörlerin güçlenerek bu dönemleri atlattığı da bir gerçek. Bu nedenle Türk tekstil ve hazır giyim sektörünün rekabet avantajlarını kullanarak pazar çeşitlendirmesi, inovasyon, sürdürülebilir üretim ve kalite odaklı stratejilerle küresel pazarda güçlü bir konum elde etmeyi hedeflemesi gerekiyor. Halihazırda hem özel sektör hem de devlet tarafında bu çalışmalar tüm hızıyla sürdürülüyor. Şu anda şirketler Türkiye'nin tedarik güvenliği, sürdürülebilirlik ve entegre üretim yapısı gibi avantajlara yoğunlaşarak bu zorlu dönemden güçlenerek çıkmak için çalışıyor. TGSD Başkanı Ramazan Kaya, son bir buçuk yıla kadar sektörün yeşil dönüşüme ciddi yatırımlar yaptığını ancak daralma nedeniyle bu yatırımların aksadığına da değiniyor. AB Yeşil Mutabakat ile ilgili uyum süreci, sektör için büyük önem taşıyor. 2028'den itibaren AB, hazır giyim sektöründe yeni düzenlemeleri devreye alacak. Bu tarihten önce ihracatçı firmaların bu kriterlere hazır hale gelmesi gerekiyor. Bu noktada devlet desteklerinin devreye girdiğini de görüyoruz. Bakan Bolat alınan önlemleri şu sözlerle anlatıyor: "Hükümet olarak, devlet olarak, Türkiye olarak tekstil ve konfeksiyon sektörünü asla ihmal etmedik, etmeyeceğiz. Diğer sektörler için de aynı sözü hep söyledik ve dünya çapında bir şöhrete ulaşan Türk tekstili, Türk markaları hem tekstilde hem konfeksiyonda büyümeye devam edecekler. Yeter ki istişare ile doğru reçetelerde buluşalım, doğru tedbirler alalım ve markalaşma yoluyla, inovasyon yoluyla, kaliteli üretim yoluyla sizlerin dünya arenasında, ticarette daha kârlı, daha yüksek fiyatlı ürünler satabilmeniz mümkün olsun demiştik. Bizim bütün aldığımız tedbirler bu doğrultuda oldu. Firma başına 10 milyon lira, yeşil dönüşüme uyum çalışmaları başlatan firmalara danışmanlık hizmetlerinde yüzde 50'ye kadar hibe desteği verme paketidir bu. Bu yola giren firmalar Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın ve Eximbank'ın uygun şartlarda yeşil dönüşüm finansman paketlerini de almaya hak kazanacaklar."

STRATEJİLER YEŞİL DÖNÜŞÜMDE YOĞUNLAŞIYOR

Platin Dergisi olarak bu ay hazır giyim ve tekstil sektörlerinin önümüzdeki dönemde izleyeceği yol haritasının detaylarını araştırdık. Her iki sektörden de şirketlerle görüşerek yeni dönemdeki stratejilerini inceledik. Kuşkusuz Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uyumda tüm sanayimizi derinden etkileyen yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik konusundaki yol haritasını çıkardık (sf. 68). Sürdürülebilirliğin vazgeçilmez bileşenlerinden biri olan dijital dönüşüm konusundaki çalışmaları (sf. 84) ve iki sektör içinde hayati öneme sahip olan dijital pasaport konusunu masaya yatırdık (sf. 88). Hazır giyim ve tekstil sektörleri gerek istihdama olan katkısı gerekse ihracattaki önemli payı ile Türkiye'nin geleceğinde kilit rol oynuyor. Bir yandan küresel gelişmeler diğer taraftan Yeşil Mutabakat her iki sektörü de zorluyor. Ne var ki daha önceki yıllarda örneklerini yaşadığımız gibi iki sektörün de bu kritik dönemden güçlenerek çıkacağını söyleyebiliriz.

EN ÇOK OKUNANLAR