Yarattığı markalar ve sunduğu vizyonla tekstil ve hazır giyim dünyasında kıymetli bir yerde duran iş insanı ve yazar Mithat Samsama, Platin Dergisi'nin kasım sayısı için sorularımızı yanıtladı. Samsama içinde bulunduğu sektörü heyecan verici olarak adlandırıyor ve şu yorumda bulunuyor: "Tekstil ve hazır giyim sektörü ülke ihracatına sağladığı katma değer ve istihdam olanakları nedeniyle gelişmekte olan ülkelerin lokomotifi ve ekonomik kalkınma sürecinde önemli rol oynayan bir sanayi sektörüdür. Günümüzde tekstil ve hazır giyim sektörü hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke ekonomilerinin önemli bir ayağını oluşturuyor. Aynı zamanda birçok ülkede bütçe gelirlerinin önemli bir kısmını ve dünya genelinde milyonlarca insana istihdam kaynağı sağlıyor. Birçok gelişmekte olan ülkelerin önemli bir ihracat kalemini de oluşturuyor. Tekstil ve hazır giyim sektörü, dünyada gelişen moda akımları ve sürekli değişen trendlerle insanları mutlu eden ve yaşam tarzına katkı sağlayarak sosyal yaşamlarına büyük ölçüde katkı sağlayan dinamik bir sektördür. Dinamik yapısı sürekli gelişerek, değişimi zorunlu kılan bir alandır. Moda trendlerinin, tüketici davranışları ve sürdürülebilirlik gibi konuları; sektörün farklı alanlarda gelişmesini sağlayan önemli unsurlardır. Bu sektörü insanlara yaratıcı düşünceyi ve yenilikçiliği teşvik etmesi açısından oldukça heyecan verici buluyorum."
"2024 ZORLUKLARLA DOLU BİR SÜREÇ OLDU"
*İlgili sektörde yer alan bir iş insanı olarak Türk tekstil veya hazır giyim ihracatında 2024 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz? 2025 beklentileriniz, öngörüleriniz neler?
Öncelikle 2024 yılı Türk tekstil ve hazır giyim sektörü, açısından zorluklarla dolu bir süreç oldu. Öngörülemeyen döviz kuru, artan enerji ve işçilik maliyetleri, rakip ülkelere göre üretimdeki maliyet yüksekliği, alım gücündeki erime ve talepte yaşanan düşüş ile birlikte maalesef birçok sektörü olduğu tekstil ve hazır giyimi de vurdu. Türk tekstil ve hazır giyim sektörü, 2024 yılında birçok zorlukla karşılaşsa da fırsatlar da sunuyor. Küresel ekonomik dalgalanmalar, hammadde maliyetleri ve enerji fiyatlarındaki artışlara sebep olabilir ve sektördeki rekabeti zorlaştırabilir. Ancak markalaşmanın çok daha önemli olduğunun farkındalığının artması ile daha nitelikli ürünlere yönelmemiz gerekliliğinin ön plana çıkması, Türk ürünlerinin kalitesi ve hızlı teslimat süresi, rekabet avantajı sağlamaya devam ediyor. 2025 için beklentilerim, başta faizlerin düşmesiyle birlikte enflasyonun düşmesi ve döviz kurundaki dalgalanmaların ihracatçıyı en azından tatmin edecek kadar bir rakamda olması sürdürülebilirlik ve dijitalleşme odaklı bir dönüşüm yaşanacağı yönünde. Üreticilerin çevresel etkiyi azaltma çabaları, tüketici taleplerinin artmasıyla daha da önem kazanacak. Ayrıca yeni pazarlara açılma çabaları ve e-ticaretin, dijital pazarlamanın gelişmesi ile sektördeki büyümeyi destekleyecektir. Öngörülerim arasında, inovatif tasarımlar ve teknolojik yatırımların artması, yerli üretimin desteklemesi ve uluslararası iş birliklerinin güçlenmesi yer alıyor. Bu unsurlar, Türk tekstil ve hazır giyim sektörünün rekabet gücünü artırarak, ihracatın büyümesine katkısı büyük olacaktır.
"RUSYA'YI MARKAMIZ İÇİN ÜS OLARAK SEÇTİK"
*Markanız Climber B.C. farklı ülkelerde çok büyük bir marka. Markanızın yurt dışı çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
Eski SSCB ülkeleri, başta Rusya olmak üzere yaklaşık 30 yıldır bu pazarlara kendi markamız ile hizmet veriyoruz. Öncelikli hedefimiz, 10 yıl içerisinde bu pazarlarda en az 200 mağaza açmak. Biz organize perakendeyi Rusya'da başlattık ve burayı üs olarak seçtik. Rusya'da 10 mağaza mono brand bize ait olmak üzere diğer SSCB ülkelerinde toplam 80 adet mono brand mağazamız bulunmaktadır. Ayrıca 'multi brand' olarak yaklaşık 400 satış noktamız bulunmakta. Dünyadaki ekonomik krizin olmasıyla birlikte aynı zamanda Rusya'nın Ukrayna ile savaşı bizim de stratejilerimizi tekrar gözden geçirmemizi gerekliliğini ortaya koydu. Yaklaşık bir yıldır organize perakendeyi daha sağlam temeller üzerine kurgulamak açısından yoğun mesai harcıyoruz.
"TÜRKİYE'DE FİZİKSEL BİR MAĞAZA AÇMAYI DÜŞÜNMÜYORUZ"
*Peki markanız neden Türkiye'de yok? Fiziki bir mağaza açmayı düşünmüyor musunuz ülkemizde?
Türkiye'de fiziksel bir mağaza açmayı şu an için düşünmüyoruz. Çünkü öncelikli hedefimiz stratejik olarak mevcut pazarlara odaklanmak. Markamızın uluslararası bilinirliğini artırmak istiyoruz. Markamızın Türkiye'de olmaması birkaç stratejik nedene dayanıyor. Öncelikle, her pazarın kendine özgü dinamikleri ve tüketici alışkanlıkları var. Türkiye gibi dinamik ve değişken bir pazara girmek, dikkatli bir analiz ve hazırlık gerektiriyor. Fiziki mağaza açma planlarımız var, ancak bu süreç, doğru zamanlamayı ve doğru lokasyonları bulmayı gerektiriyor. Öncelikle dijital kanallar üzerinden varlık göstererek, yerel pazarın tepkilerini gözlemlemek istiyoruz. İlerleyen dönemlerde Türkiye'de daha fazla görünürlük kazanmayı planlıyoruz.
"YURT DIŞINDAKİ ÜRETİMLERİMİZ MALİYETLERDEN KAYNAKLI"
*Climber B.C.'nin üretim kapasitesi nedir ve nerede üretim yapıyorsunuz, maliyetler nedir?
Belirli ürün guruplarını kendimiz üretiyoruz. Fakat tüm ürünleri kendimizin üretmesi çok mümkün değil. Biz yıllardır çıraklıkla başladığımız denim pantolonlar dışındaki tüm ürünlerimiz kalite standartları yüksek ve kendi alanlarında başarılı üreticilerle çalışıyoruz. Türkiye'de öngörülemeyen döviz kuru, artan enerji ve işçilik maliyetleri ve üretimdeki maliyet yüksekliğinden dolayı... Üretimimizin bir kısmını Türkiye'de ve bir kısmını ise uzak doğu ve Asya ülkelerinde üretiyoruz. Yurtdışındaki üretimlerimiz tamamen maliyetlerden kaynaklı. Ayrıca kullanılan malzeme maliyetleri, işçilik, enerji tüketimi ve genel işletme giderleri gibi malzeme ve iş gücüne göre maliyetler değişiklik gösteriyor.
*Yeni markalar ya da benzeri projeleri üzerinde çalışıyor musunuz?
Evet, yeni markalar üzerinde çalışıyoruz. Bu projeler, farklı müşteri segmentlerine hitap etmeyi ve çeşitliliğimizi artırmayı hedefliyor. Yeni markalar veya projeler üzerinde çalışmak her zaman heyecan verici. Pazar trendlerini ve hedef kitleyi analiz ederek yenilikçi çözümler geliştirmek önem taşıyor.