ChatGPT hayatımıza girdiğinde ilk başta eğlenceli gelmişti. Dünya ekonomisini altüst edecek bir gelişmenin öncü habercisi olarak kamuoyuna tanıtıldığı 2022'de, klasik bir chatbot (konuşma robotu) muamelesi görüyordu. Ne var ki bu görüş çok hızlı bir biçimde değişti. Bir anda insanların ulaşabileceği ve deneyimleyebileceği devasa bir yapay zeka altyapısı kullanıma girmişti. Ve yapay zeka iki yıl içinde başlı başına bir sektör oldu. Elbette sıfırdan iki yıl içinde var olduğunu söylemek yanlış. Sonuçta yapay zeka üzerinde yıllarca süren çalışmalar yapıldı, yapılıyor. Ancak kitlelere açık bir şekilde ulaşması ve yapay zeka şirketlerinin kendi aralarındaki rekabet ulaşılabilirliği artırdı. Böylece yeni iş modelleri ortaya çıktı. Daha çok pazarlama, medya ve sosyal medya gibi alanlarda yoğun olarak kullanılan bu modeller aynı zamanda iş dünyasını da etkiledi.

Endüstri 4.0 ile başlayan otomasyon ve robotikleşme çağı yapay zekanın yaygın bir biçimde kullanılmaya başlamasıyla yeni bir evreye ulaştı. Belki bir 10 yıl daha beklememiz gereken dönemi şimdiden yaşamaya başladığımızı söylemek yanlış olmaz. Bu hız, geleneksel iş modellerini terk etmek zorunda olan şirketleri de zorlamış durumda. Dünyadaki neredeyse tüm şirketler yapay zekaya uyum sağlamak, avantajlarını kullanmak ve geliştirmek ancak bunun yanı sıra gelen yeni riskleri de karşılayabilmek için stratejiler geliştiriyor, yatırımlar yapıyor.

TÜRK ŞİRKETLER YAPAY ZEKAYA HAZIRLANIYOR

Türkiye yapay zeka teknolojileri kullanımı açısından oldukça hazır ülkeler arasında yer alıyor. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın ortaklaşa yürüttüğü Ulusal Yapay Zeka Stratejisi hedeflerine emin adımlarla ilerliyor. Strateji kapsamında, yapay zeka alanında 9 uluslararası yarışma ve proje çağrısına çıkıldı, bu konuda çalışma yapan akademisyen sayısı 3 bin 562'ye yükseldi. Bu alanda 45 sınır ötesi çağrılı projeye katılım sağlandı, lisansüstü düzeyde 3 bin 494 mezun verildi. Yapay zeka alanında son yıllarda 648 doktora tezi tamamlandı ve bu konudaki girişim sayısı 616'ya ulaştı. Keza TÜBİTAK bünyesinde kurulan Yapay Zeka Enstitüsü burs ve destek programları kapsamında bugüne kadar yapay zeka alanında 3 bin 700'ün üzerinde proje ve bin 300'den fazla kişiye 6.7 milyar lira destek verildi. Teknoparklarda ise 2 bin 300'den fazla firma yapay zeka alanında faaliyet yürütürken 203 Ar-Ge merkezinde yapay zeka projeleri yürütülüyor. İTO'nun gerçekleştirdiği araştırmaya göre ise Türkiye'de 2000 yılında 5 olan yapay zeka ürünleri geliştiren firma sayısının 2023'te 1012'ye, 2024'te ise 1195'e yükseldiği görülüyor.

YAPAY ZEKA STRATEJİNİZİ BELİRLEYİN

Tüm bu çalışmaların karşılığında reel sektörde de yapay zeka kullanımının her geçen gün arttığını görüyoruz. Şirketler öncelikli olarak algoritmaları kullanarak 'metal yakalı' işçiler oluşturmaya başladı. Böylece insan kaynakları tekrarlanan işler yerine daha verimli kullanılıyor. Büyük verinin anlamlı bir şekilde işlenmesi pek çok sanayi şirketinin çalışma metodunu da değiştirecek güçte. Fabrikalarda kullanılan robotların işleyişinden hukuki belgelerin hazırlanmasına, hastalık tanılama ya da MR filmlerinin değerlendirmesinden erken teşhise, mimari tasarımlardan medya kullanımına kadar pek çok sektörde artık yapay zeka Türkiye'de de devrede. Zira bu teknolojiyi üreten şirketler İTO'nun da dikkatimizi çektiği gibi ülkemizde hızla artıyor. Platin dergisi olarak yeni yılın ilk sayısını hayatımızı direkt etkileyen ve sektörlerin geleceğine yön veren yapay zeka gelişmelerine ayırdık. 10 ayrı sektörde Türkiye'nin durumunu konunun otoriteleriyle görüşerek bir vizyon çıkardık. Sektörlerin yapay zeka yol haritasını belirledik. Hayal edilen gelecek o kadar hızlı geliyor ki. Reel sektör bu hıza ayak uydurmakta zorlanıyor. Tam bu nokta da hıza karış geliştirilen stratejilerin önemi ortaya çıkıyor. Okuyucularımızı 10 sektörün yol haritasını incelemeleri için sayfaları çevirmeye davet ediyoruz...