Mübalağa değil, henüz 11 yaşında köy bakkallığı ile ticarete atılan, 21 yaşında ise şu an inşaat, kablo, aydınlatma, sağlık, serbest bölge işletmeciliği, üretim gibi birçok alanda faaliyet gösteren Borsan Grup'u kuran, grubun yönetim kurulu başkanı Adnan Ölmez; Platin Dergisi'nin #PlatinPortre köşesine konuk olarak sorularımızı içtenlikle yanıtladı. Tutkunu olduğu teknesinde bir araya geldiğimiz, dergimizin 20'nci #PlatinPortre'si olarak sorularımızı yanıtlayan Adnan Bey ile hem iş hem de sosyal yaşamına dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. İleri seviyede yaptığı deniz sporlarından çocuklarıyla olan ilişkisine, hayattaki en temel gayesinden karakterinde öne çıkan özelliklerine, röportajımız vesilesiyle 2025 yılı için müjdesini verdiği Adnan Ölmez Eğitim, Sanat ve Bilim Vakfı'ndan Borsan Grup'un ülkemiz için ehemmiyetine kadar pek çok konuda konuştuğumuz Adnan Bey, kendi deyimiyle sıfırın altından bu zamanlara gelmiş bir iş insanı. Gelin hep birlikte kendisini daha yakından tanıyalım...

"GÜNDEMİMİZDE YENİ YAPACAĞIMIZ YATIRIMLAR VAR"

* Adnan Bey nasılsınız, şu ara gündeminizde neler var, neler düşünüyorsunuz? Nasıl gidiyor hayat?

İyiyim, sağlığımız yerinde çok şükür. Bu ara gündemimizde yeni yapacağımız yatırımlar var. Borsan Grup bilindiği üzere; sağlık, inşaat ve serbest bölge işletmeciliği, üretim gibi birçok farklı sektörde faaliyet gösteren bir grup. Bugünlerde en çok meşgul olduğumuz konu, sanayi alanında faaliyet gösteren Borsan Kablo'nun 2-3 yıl içerisinde tamamlayacağı çok büyük ölçekli başlattığımız yatırım.

Samsun'da yeni kurulan emsalsiz, çok güzel bir yerde; limanı, tren yolu olan, hemen kara yolunun bitişiğinde bulunan, havalimanının yanında çok güzel bir lokasyonda, 150 bin metrekarelik bir alanda dolgulara başladık. En büyük gündemimizi şu anda bu oluşturuyor. Burada 3 yıl içerisinde mevcut üretim kapasitemizi yüzde 150 daha arttırarak nihayetlendireceğiz. Bu da yatırım bedeli olarak 180 milyon dolarlık bir bütçeye tekabül ediyor toplamda. Aynı zamanda bizim ayrıca LED aydınlatma üretimi yapan bir fabrikamız var. LED'de de bilindiği gibi Çin, bu konuda dünyanın en büyük tedarikçisi. Bütün yeni teknolojiler ve bütün yeni tasarımlar Çin'de oluyor. Dolayısıyla biz Türkiye'de yaptığımız üretimlerde biraz geriden gidiyorduk. Bu nedenle uzun yıllardan beri iş yaptığımız Çinli bir tedarikçi ile geçen ay anlaşmamızı yaptık. Kendilerine kısmi hisse vererek bir ortaklığımız söz konusu oldu. Türkiye'de Borled markası ile ürettiğimiz LED ürünlerini de Çinli bir ortakla büyüterek devam edeceğiz.

"EN BÜYÜK TUTKUM DENİZ"

* İş dışında neler yapmaktan keyif alırsınız, hobileriniz, tutkularınız, alışkanlıklarınız nedir?

Deniz tutkunuyum, en büyük tutkum deniz. Kendimi denizde inanılmaz özgür hissediyorum. Bana farklı bir dünya sunuyor gibi. Denizde olduğum zaman kendimi huzurlu hissediyorum. Boş vakitlerimi olabildiğince denizde harcıyorum. Tekne ise bir yaşam biçimi benim için. 40'lı yaşların başından beri tekne sahibiyim. Hayalim her zaman daha çok denizde vakit geçirmek. Şu an yılda 4 ayımı denizde geçirebiliyorum. Hobilerim ise spor yapmak... Sörf, tenis, at biniciliği ve kayak çok iyi yapabildiğim sporlar arasında yer alıyor. Bu sporları ileri derecede iyi yapabiliyorum. Aynı zamanda müzikle alakadarım, şarkı söylemeyi seviyorum. Bu konuda amatör eğitimler de aldım. Zaman zaman çalışmalarım da oluyor. Öte yandan bağlama çalıyorum çocukluğumdan beri. Ayrıca düzenli yürüyüş yapma alışkanlığım var. Her gün düzenli olarak en az 5 kilometre yürümek temel alışkanlığım.

"SANAT TEMEL BİR İHTİYAÇ"

* Sanat desem, ne dersiniz?

İnsanın en temel ihtiyacı yemek ve barınmadır. Bana göre bunlardan sonraki en önemli ihtiyaç ise sanat. Hayatın aslında çok büyük bir alanını dolduruyor sanat. Sanatın insanlar için su gibi ihtiyaç olduğunu düşünürüm hep. İnsanının ruhunu besleyen, hayata büyük renk ve katkı sağlayan bir disiplin. Sanatı bir bütün olarak görüyorum, alan ayrımı gözetmeksizin. Sergi ve müze gezmeyi seviyorum ama bir biriktirme ve koleksiyon alışkanlığım yok ne yazık ki. Böyle bir birikimim olmadı maalesef.

"ÇOCUKLARIMLA DOST GİBİYİZ"

* Ailenizle diyaloğunuz ve ilişkiniz nasıl?

Çocuklarımla ilişkim harika. Dostluk ve arkadaşlık bağlamında yürütüyoruz diyaloğumuzu. Benimle oturup, her şeyi konuşup, paylaşabilirler. En büyük hayalim, bütün edinimlerimi bir vakıf altında toplamak. O döneme de çok yaklaştık. İnşallah 2025 yılında vakıfın kurulumu gerçekleşecek. Çocuklarım da bu vakıfın içinde olacaklar. Onlar da benim hayal ettiğim her şeyi en ileri derecede desteklerler. Ayrıca kendi işlerini yaparlar.

* Nasıl bir babasınız sizce?

İyi bir baba olduğumu düşünüyorum. Benim için iyi bir baba olmak demek çocuklarımın her istediğini onlara vermek demek değil. Onlara ayakta durmayı öğretebilmektir aynı zamanda. Ben de bunu becerdiğimi düşünüyorum. Yani kendi yaptıklarıyla yaşamayı biliyorlar, bunu da gayet mutlu bir şekilde yapabiliyorlar. Bence onlara verebildiğim en büyük miras, kendi ayakları üzerinde durabilme yeteneğidir.

"NET VE KARARLI BİR KARAKTERİM VAR"

* Sizce karakterinizde en öne çıkan özelliğiniz nedir?

Karakterimde en öne çıkan özellik, ortak iş yapma kültürüne sahip olmak. Ortak akılla hareket etmeyi seviyorum. Bugüne kadar onlarca ortağım olmuştur ve hâlâ da bir sürü şirkette 20 civarında ortağım var. Ortak iş yapma kültürü karakterime çok yatkın. Herkesten fikir alırım bir şeye karar vereceğim zaman. Ama karar verdikten sonra da o karara sadık kalırım. Kısacası net ve kararlı bir karakterim var.

* Elinizde herkese ulaşacak bir mesaj olsaydı...

Hiç uzatmaya gerek yok. Mesajım şu olurdu, "İyi insan olmak iyidir".

"HAYATTA HİÇ KEŞKEM YOK"

* 20'li yaşlardaki kendinize ne söylemek isterdiniz bugünden?

Hayatta hiç keşkem yok diyebilirim. Evet, bir sürü yanlışım olmuştur ama o yanlışları da o günün doğrusu olarak kabul ederim. Ayrıca imkanım olsa dahi 20'li yaşlarıma tekrar dönmek istemem. Çünkü 40 yıl buraya gelmek için uğraştım, bir daha o yolu katetmek istemem. Bugünün konforunu yaşamayı tercih ederim.

"VAKIF 2025'TE KURULACAK"

* Hayattaki en temel gayeniz nedir?

En büyük gayem bütün edinimlerimi bir vakıf altında toplayabilmekti. Bunun hayalini çok kurdum. Beni bundan sonra yaşatan ve motive eden en temel şeylerden biri bu oldu. Hayatta her anlamda keşke şunu da yapabilseydim dediğim bir şey kalmadı. Ancak bu vakfı kurmak benim için önemliydi. Vakıf, hayatımın önemli bir bölümünü kapsıyor. Bilim, sanat ve eğitime katkı sağlayan bir vakıf kurmak benim bundan sonraki amacım. İsmi de belli Adnan Ölmez Eğitim, Sanat ve Bilim Vakfı. 2025 yılında bir aksilik olmazsa kuruluşunu yapacağız.

"BORSAN GRUP TÜM KAZANIMLARINI ÜLKESİNE GETİRİYOR"

* Biraz da Borsan Grup'tan bahsedelim... Borsan Grup bu ülke için neden önemli?

Borsan Grup, bu ülke için çok önemli çünkü Türkiye'nin önemli ihracatçılarından biri... Son 15-20 yıldır Türkiye'nin büyük ihracatçıları sıralamasında önemli bir noktada yer alıyor. Ayrıca istihdam sağlayan kıymetli gruplardan biri. İhracat yaptığı için de önemli ama bundan daha da önemlisi yaptığı ihracattan ya da yurt dışındaki faaliyetlerinden elde ettiği gelirlerin tamamını çok açık ve net bir şekilde Türkiye'ye getiren bir yapı olduğu için çok önemli. Adnan Ölmez, dünyanın neresinde olursa olsun gerek ihracattan gerekse yatırımlarından elde ettiği gelirlerin tamamını Türkiye'ye getiriyor. Buradaki kazanımlarımızı dışarı götürmüyoruz aksine dışarıdaki kazanımlarımızı da ülkemize getiriyoruz. Bütün bunlar bizi önemli kılan noktalar.

* Kendi iş vizyonunuzu nasıl tanımlıyorsunuz?

Çok soran, kolay karar veren ve kararından dönmeyen bir insanım. Öte yandan işin hem icra hem de yönetim tarafını çok iyi biliyorum. Bu sebeple bence iyi bir vizyona sahibim.

* Hem iş hem de özel/sosyal yaşam yolculuğunuza bakacak olduğunuzda ne geçiyor aklınızdan?

Güzel ve keyifli bir yolculuktu açıkçası. Akşam başımı yastığa koyduğum zaman vicdanımı sızlatan hiçbir şey yok. Geriye dönüp baktığım zaman da keşke dediğim hiçbir şey bulunmuyor. Bu nedenle iyi bir yolculuk diyebilirim yaşamıma. Hayattan da alacağım bir şey olduğunu düşünmüyorum.

"KENDİ ALIŞKANLIKLARIMI ONLARA DİKTE ETMEDİM"

* Çocuklarınıza küçüklüklerinden bu yana tekrar tekrar söylediğiniz öğretiler var mı?

Onlara hep iyi bir insanın olmanın önemiyle ilgili şeyler söyledim. Aynı zamanda onları birçok konuda özgür bırakmışımdır. Kendi alışkanlıklarımı onlara dikte etmedim hiçbir zaman. Hayat doğrularımı onlara aşılamak için bir çaba içine girmedim. Ama evrensel doğruları ve kendi ayaklarının üzerinde durabilmenin ne kadar değerli bir şey olduğunu anlattım onlara hep. Benim yaptıklarıma güvenmemelerini, onun üzerine bir kurgu yapmamalarını söyledim. Öte yandan benim oturduğum koltuğun onlara ait olmadığını ancak isterlerse orada olabileceklerini söyledim çocuklarıma.