Dijitalleşme, bankacılık sektörünü kökten değiştirerek sadece operasyonel süreçleri değil, aynı zamanda sektörel zihniyetleri de dönüştürdü. Artık ekonominin temel taşı olan tüm sektörler yapay zekadan dijital dönüşüme kadar pek çok teknolojik gelişmeyi hem yakından takip ediyor hem de hayata geçiriyor. Bankacılık, bu dönüşümün en hızlı yaşandığı sektörlerin başında yer alıyor. Türkiye Finans da 2023'te dijital rekabette güçlenmek hedefiyle organizasyon yapısını değiştirdi ve Dijital Bankacılık İş Grubu'nu oluşturdu. Bu yeni yapıda; Melis Tosun Arslan da Dijital Bankacılık Genel Müdür Yardımcılığı sorumluluğunu üstlendi. Geçen ay Arslan ile görüştük ve hem dijital bankacılığı hem de Türkiye Finans'taki son durumu konuştuk. Arslan, bu dönüşümün bankacılık sektöründe hız, kolaylık ve kişiselleştirme gibi yeni öncelikleri beraberinde getirdiğini belirtiyor. Bankaların artık yalnızca finansal hizmet sunan kurumlar olmaktan çıkarak müşterilerinin dijital yaşamlarının bir parçası olmayı hedeflediklerini vurgulayan Arslan, bu sürecin müşteri deneyimini baştan aşağı yeniden tanımladığını ifade ediyor.
BANKACILIKTA EKOSİSTEM YAKLAŞIMI
Dijitalleşme süreci, bankaların müşteri deneyimini yalnızca hizmet sunmaktan öteye taşıyarak bir deneyim yaşatma noktasına getirdi. Arslan, "Veri analitiği, yapay zeka, robotik otomasyon ve bulut teknolojileri, müşterilerimizin ihtiyaçlarını daha iyi anlayıp çözümler sunmamızda en önemli araçlarımız haline geldi" diyor. Türkiye Finans olarak bu dönüşümün merkezinde olduklarını belirten Arslan, dijital yatırımlarla hem iş modellerini dijitalleştirdiklerini hem de erişilebilirliği artırarak müşterilerinin finansal refahını geliştirmeye odaklandıklarını söylüyor. Bu süreçte ekosistem bankacılığı kavramı öne çıkıyor. Bankaların finansal hizmetlerin ötesinde, kullanıcılarının günlük yaşamlarında etkin bir rol oynadığını belirten Arslan, örnek olarak finansman ihtiyaçlarının hızlı ve entegre çözümlerle karşılanmasını sağladıklarını ifade ediyor. Türkiye Finans'ın geliştirdiği 'Kolay Finansman Platformu' bu anlamda dikkat çekiyor.
DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE FİNANS'TAKİ YANSIMALARI
Türkiye Finans, dijitalleşme sürecini 'insan odaklı teknoloji' stratejisiyle şekillendiriyor. Arslan, bu stratejiyi 'müşteriler için teknoloji', 'çalışanlar için teknoloji' ve 'yarınlar için teknoloji' başlıkları altında topladıklarını belirtiyor. Yapay zeka teknolojilerinin dijital süreçlere entegrasyonuyla, müşteri deneyimini en üst seviyeye çıkarmayı hedeflediklerini vurgulayan Arslan, şu ana kadar atılan adımlarla dikkat çekici sonuçlar elde ettiklerini ifade ediyor.
Türkiye Finans, dijital kanallarında sunduğu yenilikçi ürün ve hizmetlerle müşterilerine hesap açmadan finansmana kadar birçok işlemi hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirme imkanı sunuyor. Örneğin, mobil uygulama üzerinden birkaç dakika içinde hesap açma hizmeti, müşterilerden yoğun ilgi görüyor. Bankanın chatbot asistanı ARI, 500 binden fazla tekil görüşme gerçekleştirdi ve müşterilerden olumlu geri dönüşler aldı. Robotik Süreç Otomasyonu (RPA) projeleriyle, manuel işlemleri otomatikleştirerek 22 bin saatin üzerinde iş gücü tasarrufu sağladı.
Arslan; bu projelerin yalnızca operasyonel verimlilik sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda müşterilere daha hızlı ve etkili çözümler sunduğunu belirtiyor. "Özellikle küçük işletmeler ve bireysel kullanıcılar için hazırladığımız dijital çözümler, finansal süreçlerin karmaşıklığını ortadan kaldırıyor" diye ekliyor.
AÇIK BANKACILIK VE İŞ BİRLİKLERİ
Açık bankacılık uygulamaları, bankacılık dünyasında iş birliği ve rekabeti bir arada getiriyor. Türkiye Finans, açık bankacılık stratejisi çerçevesinde müşteri bilgilerini güvenli bir şekilde paylaşan ve farklı platformlarla entegrasyon sağlayan yenilikçi çözümler geliştirdi. Örneğin, Trendyol ve Hepsiburada gibi e-ticaret platformlarıyla iş birliği yaparak müşterilerine hızlı finansman seçenekleri sunuyor.
Melis Tosun Arslan, "Servis modeli bankacılığı ve ekosistem bankacılığı stratejilerimizin önemli bir parçası. Amacımız, müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu her anda yanlarında olmak ve onların hayatlarını kolaylaştıracak yenilikler sunmak" diyerek, Türkiye Finans'ın bu alandaki iddialı hedeflerini dile getiriyor. Ayrıca, açık bankacılık sayesinde bireysel kullanıcıların finansal verilerini farklı uygulamalarda kullanarak daha bütüncül bir finans yönetimi sağlayabildiklerini vurguluyor.
GELECEĞİN BANKACILIĞI
Türkiye Finans, teknolojiyi yalnızca süreçleri dijitalleştirmek için değil, aynı zamanda müşterilere katma değer sunmak amacıyla kullanıyor. Arslan, dijital dönüşümün dinamik bir süreç olduğunu ve bu süreçte gelişen teknolojileri yakından takip ederek proaktif adımlar attıklarını belirtiyor. Banka, mobil ve internet bankacılığı kanallarını güçlendirmekle kalmayıp yapay zeka, makine öğrenmesi ve üretken yapay zeka çözümleriyle müşterilerine kişiselleştirilmiş ürünler sunmaya hazırlanıyor.
Bunun yanı sıra, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda dijital ürünlerini karbon ayak izini azaltacak şekilde tasarladıklarını belirten Arslan, "Dijitalleşme yalnızca bir teknoloji yatırımı değil, aynı zamanda bir zihniyet değişimi gerektiriyor. Türkiye Finans olarak, bu değişimi müşterilerimiz ve çalışanlarımız için fırsata çevirmeyi hedefliyoruz" sözleriyle dijital bankacılığın geleceğine olan inançlarını vurguluyor.
BİR SEYAHATİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Geçen ay bir basın toplantısı nedeniyle Sırbistan'ın başkenti Belgrad'a gittim. Uçağımız Nikola Tesla Havalanı'na iniş için alçalmaya başladığı andan itibaren gözüm hep penceredeydi... Dikkatimi kilometrelerce uzanan tarım arazileri çekti. 3.5 milyon hektarlık tarım arazisine sahip ülkede yaklaşık 2.5 milyon hektarda tarım yapılıyor. Ülkenin ekonomisi tarıma dayalı ve halkın yüzde 20'si tarımdan geçimini sağlıyor. GSYH'nın yüzde 10'unu, ihracatın ise yüzde 20'sini tarım ürünleri oluşturuyor. Benim dikkatimi çeken şey ekilen tarlaların büyüklükleri oldu. Genelde uçaktan bakıldığında patchwork işi bir örtüye benzeyen yeryüzünde bu sefer 'yama'ların büyüklüğü oldukça dikkat çekiciydi. Aynı durum Romanya'da Bükreş'ten kırsal kesime gittiğim kilometrelerce boyunca uzanan ekili arazilerde de mevcuttu. Keza Romanya'da da iş gücünün yüzde 29'u tarım sektöründe çalışıyor. Türkiye'de ise toplam istihdamın yaklaşık yüzde 15'ini tarım sektörü karşılıyor.
Tarım arazileri ne kadar az parçalı olursa yönetim ve planlaması da o kadar kolay oluyor. Türkiye bu konudan uzun yıllardır mustarip. Ancak arazi toplulaştırma konusunda önemli adımlar da atılmış durumda. 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda çok parçalı arazi yapısının ortaya çıkardığı küçük tarım parsellerinin uygun ölçeğe getirilmesi amacıyla hız verilen arazi toplulaştırma çalışmalarında, toplulaştırması tamamlanan alanın bu yılın sonunda 9.9 milyon hektara, tescili tamamlanmış yerlerin ise 7.6 milyon hektara ulaşması bekleniyor. Gelecek yıl ise 456 bin hektar alanda toplulaştırma çalışmasının başlatılması ve 464 bin hektarda tescil işlemlerinin tamamlanması planlanıyor. Keza geçen yıl kasım ayında miras kalan tarlaların iki yıl boşta kalması durumunda kiralanacağına yönelik düzenleme de yapıldı. Gıda güvenliğinin son derece ön plana çıktığı günümüzde tarım planlamasını kolaylaştıracak, verimi artıracak ve teknolojik yeniliklerin daha hızlı uygulanmasını sağlayacak, bölünmemiş büyük 'yama'ların adedi hızla artar.