Türkiye, yıllık 2 bin 700 saat güneşlenme süresi ile güneş enerjisinin etkin kullanılabilmesi için oldukça uygun bir ortam sunuyor. Güneş enerjisinden elektrik üretiminde potansiyeli çok yüksek olan ülkemizde, TEİAŞ verilerine göre, 2023 sonu ile 14 bin 100 megavat olan kurulu gücümüz, bugün itibari ile 15 bin megavatlara ulaşmış bulunuyor. Türkiye'de toplam kurulu güç 110 bin megavat olup, bunun yaklaşık yüzde 15'ini güneş enerjisi santralleri (GES) oluşturuyor. Yenilenebilir enerjiye olan ilgi, teknolojik gelişmeler ve yatırım maliyetindeki düşüşler ile ilerleyen zamanda bu oranın hızla artacağını belirten Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Murat Özdemir ile güneş enerjisindeki gelişmeleri ve Türkiye'nin potansiyeli hakkında konuştuk.
* Türkiye'nin güneş enerjisindeki konumunu kısaca değerlendirir misiniz?
Ülkemizde yaşanan ekonomik koşullar nedeniyle elektrik tüketiminde düşüşler yaşanıyor. GES yatırımlarının hızlanması için ekonomik koşulların düzeltilmesi ve elektrik tüketiminin artması gerekiyor. Ayrıca yenilenebilir enerji yatırımlarının artmasını destekleyen finansmana erişim, mevzuat, izinler, şebeke kısıtları gibi etkenlerin doğru değerlendirilmesi en kritik başlıklar olarak gösterilebilir.
"TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİYLE GÜNEŞİN YANINA DEPOLAMAYI DA EKLEDİK"
* Güneş enerjisinde Türkiye'nin 2024 ve gelecek projeksiyonu hakkında bilgi verebilir misiniz?
İlerleyen yıllarda yenilenebilir ve enerji depolamadaki teknolojik gelişmeler sayesinde, kurulan enerji depolamalı RES ve GES'lerle mikro şebekeler oluşturularak üretimlerin ve tüketimlerin bölgesel bazda dengelenmesi sağlanacak ve şebekeler verimli çalışacak. Bu ortamda enerji depolamanın önemi çok daha artacak. GENSED olarak bu öngörümüzle 2018'de tüzüğümüzü değiştirerek, güneşin yanına depolamayı da ekledik. Çünkü güneş enerjisinin gelişimi için enerji depolama sistemlerinin gelişmesi gerekir. Çok yakın bir zamanda bunu herkes hissedecek. İnsanlar şebekeden bağımsız olabilmek adına güneşten elde ettiği enerjiyi depolayarak istediği zaman kullanabilecek. Geçtiğimiz yıl Enerji Bakanlığı'nın açıkladığı 2035 Ulusal Enerji Planı'na göre, bugün 13 bin 500 MW olan kurulu güneş kapasitesi gücü, 2035'te 53 bin MW'a çıkacak. Yani 11 yıl içinde 5 kat büyüme öngörülüyor. Çünkü güneş enerjisi sadece OSB'lerle sınırlı kalmayıp, evlere de girecek. Bunun için gerekli olan mikro finans çözümlerinin geliştirilmesi için hem STK hem şirketler hem de Enerji Bakanlığı'nın çeşitli iş modelleriyle bunu desteklemesi son derece önem taşıyor.
"SEKTÖRÜ İHRACATA DAHİL ETMELİYİZ"
* Sektörde katma değeri artırmak için neler yapılabilir?
2035'te toplam kurulu gücün yaklaşık 200 bin megavata ulaşması, bunun da 50 bin megavatının yani yüzde 25'inin güneşten karşılanması bekleniyor. Ancak bunu başarmanın çok da kolay olmadığını görmekteyiz. Her yeni mevzuat, ilerleme sağlamak için yapılsa da beraberinde devletin ilgili kurumları arasında ayrı bir koordinasyon ihtiyacı doğurabiliyor. Bu durum da bürokrasi sürecini yavaşlatabiliyor. Enerjide dönüşümün en önemli noktalarından biri de elektrikli araçlar ve depolama. Güneş ışınlarından faydalanarak elektrikli araç ekipmanları ve teknolojileri üreterek ihraç eden bir ülke konumuna gelebiliriz. Ülke olarak her şeyi sağlayabilecek yerli aksam üreticileri ve hizmet sağlayıcılara sahibiz. Sektörü yurtdışı ile buluşturarak ihracata dahil etmek bu dönemde atılacak en doğru adımlardan biri olacaktır.
* Bu yıl ve sonrasında yenilenebilir enerjide öne çıkan trendler neler olacak?
Enerji santrallerinde dönüşüm ancak ekonomik büyüme ile hızlandırılabilir. Üretimin artması için tüketimin, bunun için de endüstriyel üretimin artması gerekir. Ülkemizde 5 yıldan beri elektrik tüketimi artmıyor. OECD ülkelerinde kişi başına elektrik tüketimi yaklaşık 10 megavat saatken, Türkiye'de 3 megavat saat. Yılda 10 megavat saate yaklaştığımızda enerji nakil hatları eklenecek, yenilenecek ve yeni yapılacak olan santraller yenilenebilir enerji santralleri olacak. Böylece fosil yakıtlı santrallerin içerisinde oran düşecek. Dönüşüm ancak böyle olabilir. Bunun en büyük destekleyicisi de yine enerji depolama. Şu an sektörde iki saatlik depolamadan bahsediyoruz; bunu 4-6 saate çıkarmak zorundayız.
"ŞEBEKELERİN STABİL ÇALIŞABİLMESİ İÇİN DEPOLAMA SİSTEMLERİNE ODAKLANILMALI"
* Türkiye'nin GES teknolojileri ve enerji depolama sistemleri kapsamında dünyadaki konumunu kısaca değerlendirir misiniz?
Bir Akdeniz ülkesi olarak, yılda ortalama 2 bin saatten fazla güneş görüyoruz. Dünyanın en iyi teknolojisine sahip güneş enerjisi paneli fabrikaları ülkemizde faaliyet gösteriyor. Yerli ve milli üretim yapıyoruz. Tüm bunlarla beraber ekipmanların yaklaşık yüzde 90'ını ülkemizde üretecek potansiyele sahip olmamıza rağmen bu rakamları yakalayamıyoruz. Çünkü güneş ve rüzgar kesintili enerji grubuna girer. Şebekelerin stabil ve yüksek performansta çalışabilmesi için enerjiyi öteleyen depolama sistemlerinin gelişmesi son derece önem taşıyor.