Pandemi, her alanda olduğu gibi çalışma hayatında da bütün ezberleri bozdu. Bu dönemde zorunlu olarak uzaktan çalışma sistemine geçen şirketlerde büyük bir dönüşüm yaşandı. Şu sıralar ise gelecekte çalışma hayatında nasıl bir devrim yaşanacağı ve şirketlerin buna nasıl hazırlanacağı konusu en çok merak edilenlerin başında geliyor. Gelecekte en köklü değişimin uzaktan/esnek çalışma modellerinin çalışma hayatına tam entegre edilmesi olacağını anlatan Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) Yönetim Kurulu Başkanı Buket Çelebiöven, bizi bekleyen bir başka köklü değişimin ise işlerimizin bizlere sağladığı anlam olacağına dikkat çekiyor. "Artık ekipler işlerini sadece bir kazanç kapısı olarak değil, hayatlarına anlam katan bir olgu olarak görüyorlar" diyen Çelebiöven, dolayısıyla da çalışanların bu yönde değişen beklentilerine yönelik yeni bir kurum kültürü ve çalışan deneyimi tasarlamak gerektiğini savunuyor. Ayrıca yakın gelecekte kurumların organizasyonel yapılarının da değişim geçireceğini söyleyen Çelebiöven, "Pandemi öncesinde şirketlerin yapıları verimlilik üzerine tasarlanırken, pandemi sonrasında bunlar artık dayanıklılık üzerinde temellendirilmeye başlanacak" diyor. Bu yıl 50. yılını kutlayan PERYÖN'ün Yönetim Kurulu Başkanı Buket Çelebiöven ile 22 Aralık'ta, 29'uncusunu hayata geçirecekleri PERYÖN-İnsan Yönetimi Kongresi'ni ve önümüzdeki dönem İK tarafında bizi neler beklendiğini konuştuk.

GELECEK, İNSAN KONUŞURSA BAŞLAR

Öncelikle PERYÖN olarak bu yıl 50'nci yılınızı kutluyorsunuz. Hem 50 yıllık tecrübeniz hem de pandeminin yarattığı bu dönüşümle birlikte önümüzdeki dönemde nasıl bir strateji uygulayacaksınız?

PERYÖN -Türkiye İnsan Yönetimi Derneği, "Şimdi ve gelecek için daha iyi bir çalışma hayatına liderlik etme" vizyonu ile hareket eden Türkiye'de çalışma hayatına katkı sunmak, koşulları herkes için daha iyi bir noktaya taşımak hedefiyle faaliyet gösteren yarım asırlık bir çınar. Biz de PERYÖN'ün 26. Dönem Yönetim Kurulu olarak geçen 50 yılımızı değerlendirdik ve ortaya yeni neler sunabileceğimizi tasarladık. Kurumsal kimliğimizi ve logomuzu yeniledik. Kısa vadeli hedefimiz iş dünyasında pandeminin yaralarını sarmak ve geleceğin iş dünyası için yaşanan dönüşüme kurumları adapte etmek. Uzun vadeli hedefimiz ise odağında 'insan' olan daha demokratik, daha İnsan'a yaraşır ve daha eşitlikçi bir iş dünyasının kapılarını açmak.

HERKESE AÇIK VE ÜCRETSİZ

Kongreniz, iş dünyası ve sektörünüz için nerede konumlanıyor? Nasıl bir değer yaratıyor?

PERYÖN-İnsan Yönetimi Kongremiz, tam 29 yıldır; insan yönetimi profesyonellerini bir araya getirerek, iş dünyasının nabzını tutuyor ve alanımızdaki en yeni gelişmeleri katılımcılara aktarıyor. Bu yıl Kongremizi, 22 Aralık 2021'de 50'nci yıl kutlamalarımız kapsamında ücretsiz ve herkese açık olarak gerçekleştiriyoruz. İçeriği ise PERYÖN'ün 50'nci yılı dolayısıyla başlattığımız diyalog seferberliğinin bir sonucu olarak çok kapsamlı olacak... Yine birbirinden değerli konuşmacıları, farklı sektörlerden şirketleri ve binlerce profesyoneli bir araya getiriyoruz. Değişimi, belirsizliğin getirdiklerini, kültürü, yeni dönemde İK'nın değişen rolünü, yeni dönemin çalışan bağlılığını, wellbeing'i, yetenek yönetimini, yapay zekayı, çeşitlilik ve kapsayıcılığı ve en önemlisi anlamı, amacı ve geleceği konuşacağız. Ülkemizden ve dünyadan pek çok önde gelen isim ile birlikte geleceğin iş dünyasını tasarlayacağız. 29. PERYÖN İnsan Yönetimi Kongresi, bu yıl Bloomberght.com üzerinden canlı yayında herkes tarafından izlenebilecek. www.peryonkongre.com web sitesi üzerinden de eşzamanlı İngilizce çeviri ile yayınlanacak olan Kongremiz, PERYÖN sosyal medya hesaplarından da yayınlanacak. Kongre'nin iki saatlik özeti ise 25 Aralık Cumartesi günü BloombergHT TV'den izlenebilecek.

Kongre, hangi içeriklerle farkındalık yaratacak?

PERYÖN olarak 50'nci yılımızda çalışma yaşamında her seviyede diyalog seferberliği başlatıyoruz demiştik. Daha fazla duymak daha fazla dinlemek daha çok insana ulaşmak istiyoruz. Bu anlamda 50'nci yıla özel kongremizin teması da tabii ki 50. yıl mottomuz gibi "Gelecek #İnsanKonuşursa başlar." Bu yıl planımız da geçtiğimiz yıllardan farklı. Tek gün, tek akışta 18 oturum ve 35 konuşmacıyla buluşacağız. 'Gelecek #İnsanKonuşursa Başlar' teması altında üç ayrı ana başlık yer alıyor. İlk başlık olan #İnsanKonuşursa (#WeTalk) bölümünde insanı ve anlamı konuşmak isteyen herkesle buluşmayı hedefledik. Belirsizlikte yaşayabilmeyi, kurumsal kültürü, çeşitlilik & kapsayıcılığı, İK'nın yeni dönemdeki rolü ve çalışma modellerini burada konuşacağız. İkinci başlık; #UmuduParlatanlar (#SilverLining) bölümünde umudu konuşacağız fakat umudu artık fark etmekte ve harekete geçmekte arayacağız. Çalışmak için yaşamaktan çok ötede olan yeni düzeni, yeteneğin keşfini, dönüşümü, nelere ihtiyacımız olduğunu ve hatta mutluluğu bu kısımda konuşacağız. Üçüncü başlık #OrtakPayda (#AllConnected) bölümünde ise 'Gelecek' konuşulacak. Yıkıcı geleceği, bu geleceğin eşiğinde mesafesiz liderliği, bağlılığı ve söz hakkı vermeyi, göçü ve yetenek açığını; kısacası geleceğe dair ortak gündemlerimizi bu kısımda konuşacağız.

TÜRKİYE'NİN İK GÜNDEMİ DEĞERLENDİRİLECEK

Türkiye'den ve dünyadan alanında önde gelen pek çok uzman ismin ağırlanacağı kongrede; Fütürist ve Girişimci Martin Ford-Türkçe'ye de çevrilen Robotların Yükselişi kitabıyla New York Times'da çok satanlar listesinde yer alan ve Financial Times& McKinsey tarafından verilen Yılın En İyi İş Kitabı ödülünün sahibi, Amerikalı Psikolog ve yazar Barry Schwartz- Seçme Çelişkisi üzerine konuşmasıyla dünyada on altı milyondan fazla izlenen, The Paradox of Choice: Why More Is Less ve Why We Work kitaplarının yazarı, Ravin Jesuthasan- Reinventing Jobs ve Work Without Jobs kitaplarının yazarı ve Jenn Lim-Zappos Kültür Kitabı'nın yaratıcısı, Beyond Happiness kitabının yazarı ve Delivering Happiness'in CEO'su gibi yabancı keynote konuşmacılar da yer alacak. Kongrede ayrıca Avrupa İnsan Yönetimi Birliği Başkanı Even Bolstad, dünya ve Türkiye'nin İK gündemlerini değerlendirecek.

Diğer taraftan bütün ezberlerin bozulduğu bir pandemi süreci geçirdik. Şirketler yaşanan hızlı dijital dönüşüme ayak uydurabiliyor mu? Siz bu kapsamda kendilerine ne gibi önerilerde bulunmak istersiniz?

Pandemi dönemi ile birlikte daha çok şirketin dijital dönüşüm yolunda hızlı adımlar attığını görmeye başladık. Dijitalden daha fazla yararlanmak ve onu kullanarak katma değer yaratabilmek için yeni yeteneklere ve teknoloji ile çalışabilen ekiplere ihtiyaç var ve bu ihtiyaç günden güne daha fazla artıyor. Bununla birlikte henüz şirketlerin yeteri kadar dijital bir nüfusa sahip olmadığını söyleyebiliriz. Bu alanda şirketlere geliştirilmesi gereken yönleri konusunda tavsiye verdiğimizde ise strateji ve değer yönetimi çerçevesinde veri analitiği, akıllı otomasyon sistemleri, dijital iletişim ve takip sistemlerine daha çok yönelmeleri gerektiğini söyleyebiliriz.

Çalışan esenliği için şirketler neler yapmalı?

Özellikle pandemi dönemi ile birlikte çalışanlarımız için hayatı ve iyi olma halinin korunmasının, sadece fiziksel değil, mental sağlığının da ne kadar önemli olduğunu anladık. Bu dönemde kurumların yapabilecekleri arasında; çalışanları maddi olarak desteklemek, onlara çalışmak istedikleri zamanlar konusunda esneklik sağlamak, gün içerisinde onların dinlenebilecekleri zamanlar yaratmak, mental olarak yıprandıklarında ek izinler vermek, seminerler ve eğitim programları amacıyla kendilerini geliştirmelerine yardımcı olmak, kimi zaman işin dışarıda bırakıldığı ve sadece sohbet etme amacıyla gerçekleştirilen iş dışı toplantılar düzenlemek ve her şeyden önce dinlemek ve anlayarak problemlerine çözümler bulmak gibi uygulamalar geliyor.

ŞİRKETLER DAHA İNSAN ODAKLI OLMALI

İK tarafında önümüzdeki dönemde trendler neler olacak?

Dijitalleşme ve sürdürülebilirliğin dönüştürücü etkisini yaşadığımız çağımızda şirketler daha esnek, daha yalın, daha hızlı, değişim karşısında daha dayanıklı olmanın yollarını arıyor. Bu dönüşümü sağlamanın temelinde insan var, önümüzdeki dönemde şirketler daha insan odaklı olmalı ve herkes için adil, açık, kapsayıcı ve güvenli bir kültür yaratmalılar. İnsanın bu kadar iş dünyasının merkezine oturması ile birlikte İK'nın rolü de değişiyor ve stratejik hale geliyor. İK, 'İşin Geleceğini Tasarlama' konusunda etkin rol almalı. İK'lar yetenek stratejisini organizasyonun stratejisi ile bağlantılı hale getirerek organizasyonlarında herkesi ortak amaç ve değerler altında birleştirmek, organizasyonu ve operasyonları daha çevik hale getirmek, büyüme ve gelişim kültürü yaratmak konusunda daha aktif olmalı. Aslında İK'nın pandemi de kazandığı önem ve liderliği şirketlerde sürdürmesi çok önemli. Önümüzdeki dönemde İnsan Kaynaklarının öncelikleri arasında, mümkün olan en iyi çalışan deneyimini yaratmak, liderleri ve değişim yönetimi kaslarını güçlendirmek, stratejik iş gücü planlaması yapmak, çalışanları teknoloji ile birlikte değişen beceriler doğrultusunda geliştirmek ve yeni beceriler edinmelerini sağlayacak şekilde bir öğrenme kültürü yaratmak olacak. İK'nın kendisinin de dijitalleşmesi gerekiyor. Çalışan deneyimini dijital olanakları ile yeniden tasarlayabilen, İK analitiği ile tahminler oluşturarak proaktif olabilen, fırsatları görüp üzerine gidebilen ve yeni yöntemlere ayak uydurabilen şirketler için daha kazançlı bir dönem yaşanabilir.