Nuray Şuman / [email protected]

Dünyanın dijital değişimi ve dönüşümü Covid-19 salgını sayesinde daha da hızlandı. Dijitalleşme, Covid-19 sonrası yeni normalimizle birlikte, tüm dünyada devletlerin, kurumların ve bireylerin gündeminde en üst sırada. Covid-19, hem geleceğin çalışma biçimlerine hem de dijitalleşme ve otomasyon alanlarındaki gelişmelere ivme kazandırıyor.

Sağlık tehdidi yanında, dünya ekonomisinde ciddi bir durgunluğa yol açan Covid-19 salgını ilaç, temizlik ve gıda gibi sektörlerin yoğunluğunu artırırken belli başlı tüm sektörlerde üretim ve iş modellerini, ürün ve hizmete ulaşma biçimlerini ve organizasyonları köklü bir değişime zorladı. Bu dönemde Covid-19 salgını; teknolojinin gücünü, dijitalleşmenin gerekliliğini, verinin, güvenliğin, mobilitenin, bağlanabilirliğin, otomasyonun vb. kritik önemini hepimize bir kez daha öğretti.

Şirketler ayakta kalmak, uyum sağlamak, gelişmek, sürdürülebilir bir çizgi yakalayabilmek, içinde yaşadığımız dünyayı olumlu yönde değiştirebilmek için neler yapıyor, neler yapmalı? Yeni normal düzende ‘Dijital dönüşüm hemen, şimdi’ mottosunun çok öne çıktığını görüyoruz. Dolayısıyla bu noktada şirketlerin de öncelikleri değişti. Şirketler, dijital dönüşümü hızlandırmaktan uzaktan çalışmaya, dijital çalışan deneyimini iyileştirmekten bulut ve altyapı stratejilerinin yenilenmesine, yeni çalışma kültürünü destekleyecek güvenlik politikalarına, yapay zeka ve robotik süreç otomasyonundan müşterilerin dijital deneyimlerinin artırılmasına, akıllı tedarik zincirinden dinamik veri analitiğine kadar pek çok konuya aynı anda önem vermek durumunda kaldılar. 

Yeni normal düzende dijital dönüşüm süreçlerini nasıl yönettiklerine yönelik şirket yöneticilerinin görüşlerini aldık.