Covid-19 döneminde e-ticaret hiç olmadığı kadar öne çıktı. Bu dönemde internet üzerinden alışveriş yapan kişi sayısının ve Türkiye’de e-ticaret hacminin ciddi şekilde yükseldiğini görüyoruz. Özellikle gıda gibi temel ihtiyaçları dakikalar içerisinde tüketicinin ayağına getiren e-ticaret şirketlerinin önemi bu dönemde daha da arttı. Dolayısıyla yine bu dönemde altyapısı ve ürün tedarik sistemi güçlü olan şirketler birkaç adım öne çıktı. Bu şirketlerden biri olan Hepsiburada’nın CTO’su Gürkan Coşkuner ile yeni normal düzene nasıl hazırlandıklarını konuştuk: 

> Değişim zorunluluğunu nasıl yönettiniz? 

Türkiye’nin ve bölgesinin lider e-ticaret platformu olarak teknolojik yeniliklere öncülük ediyor, dijital dönüşümün tam merkezinde yer alıyoruz. Biz bir teknoloji şirketiyiz. Girişimcilik ve inovasyon bizim DNA’mızda var. Bir teknoloji şirketi olarak DNA’mızda işleyen bu dijital dönüşüm, her zaman odak noktalarımızdan biriydi. 

Dolayısıyla salgın döneminde büyük bir değişime maruz kaldığımızı söyleyemeyeceğim. Biz zaten bu dönüşüme hazırlıklıydık ve uzun yıllardır çalışmalarımızı bunun üzerine kuruyorduk. 

Salgın döneminde de bunu deneyimleme fırsatı bulduk. Müşterilerimize sağlık, kalite ve hızdan ödün vermeden hizmet sunmaya devam ettik.

> Geliştirilen yeni iş modelleri neler oldu? 

Hepsiburada, bugün geldiği noktada Türkiye’nin ve bölgenin en büyük e-ticaret platformu konumunda. 40’a yakın kategoride, 30 milyonu aşkın ürün çeşidini müşterilerimizle buluşturan, aylık 200 milyonun üzerinde ziyareti ağırlayan dev bir platformuz. 

Salgın dönemiyle birlikte platformumuzda hem talep hem de müşteri sayısında ciddi bir artışla karşılaştık. Hazırlıklarımız ve teknolojik altyapımız bu yoğunluğu kaldırmaya uygun olsa da biz stratejik olarak her zaman müşterilerimize daha iyisini sunmak için çalışıyoruz. 

Ölçek ve hacim büyüdükçe operasyonel çalışmalarımız hızlandı ve genişlendi. Bu anlamda salgın öncesi hizmete aldığımız, tüm günlük ihtiyaçların hızlı teslimat yöntemiyle müşterilerimizin kapısına ulaştığı Hepsiexpress hizmetinin yaygınlığını ve kapsamını artırdık. Randevulu ve aynı gün teslimat hizmeti sunduğumuz kendi lojistik şirketimiz Hepsijet ile müşterilerimize seçtikleri zaman diliminde hizmet götürmeye devam ettik. 

Lojistik sektörüne yenilikçi bakış açısı kazandıran Hepsijet’in randevulu teslimat özelliği sayesinde müşterilerimiz, aldıkları ürünleri hafta içi veya hafta sonu fark etmeksizin istedikleri gün ve saat diliminde teslim alma özgürlüğünü yaşadı.

Servislerimizi genişletmenin yanı sıra, müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak üzere yeni modeller sunmaya devam ettik. Hepsimat hizmeti bunlardan biri oldu. 

Hepsimat ile müşterilerimiz, siparişlerini ev ve işyerleri dışında bir teslimat noktasından 7 gün 24 saat boyunca teslim alabiliyor. 

Bu modelde Petrol Ofisi istasyonları ve esnaf dükkanları gibi yüzlerce farklı nokta ile anlaşmalar yaptık. Yıl sonuna kadar da farklı teslimat noktalarımızı 600’ün üzerine taşımayı hedefliyoruz.

> Ekiplerin değişimini ve uyumunu nasıl yönettiniz? 

Teknolojik ve esnek bir yapıya sahip olmamız, salgının getirdiği yeni normale uyum sağlamamızı kolaylaştırdı. Tek bir gecede tüm ekibimiz evden çalışmaya başlayabildi. 

Ancak salgın sürecinde tüketicilerin online alışverişe kayması işlem hacmimizi artırdığı için insan kaynağı ihtiyacımız da arttı. Tüketicilerimize kesintisiz bir hizmet verebilmek için ihtiyacımız olan insan kaynağını da artan talebe göre hızla artırmamız gerekti. Teknoloji ekiplerinde sayımız neredeyse 2 katına çıktı. Uzaktan çalışmaya rağmen verimliliğimiz arttı. Bunun sırrı ise, ekiplerin start-up ruhuyla takım çalışmasına uyum sağlaması oldu.

> Yönetim stratejinizi hangi dinamiklere göre değiştirdiniz? 

Hepsiburada olarak stratejimiz; Silikon Vadisi ile Kapalı Çarşı kültürünü birleştirmek, veri ile tecrübeyi harmanlamak üzerine kurulu. Bu topraklarda binlerce yıllık ticaret kültürü var. Kültürel olarak mal almayı, satmayı, tüketiciyi anlamayı, göz göze bakmayı iyi biliyoruz. Bu kültürü, Silikon Vadisi’nin veriye, teknolojiye dayalı iş yapış şekilleriyle birleştirerek çalışıyoruz.  Dolayısıyla salgın döneminde de stratejimiz bu şekilde kalmaya devam etti. Her zaman müşteriyi odağına alan bir yaklaşımla çalışıyoruz.