"Metro Türkiye olarak İnsan Kaynakları yaklaşımımızda çeşitlilik ve kapsayıcılık odağında bir 'dönüşüm yolculuğu' başlattık" diyen Metro Türkiye İnsan ve Kültür Direktörü ve YK Üyesi Ebru Taşcı Firuzbay, bu dönüşüm kapsamında hayata geçirdikleri projeleri Platin okurlarına anlattı.
"YAPAY ZEKA BAZLI ARAÇLARLA ADAY GÖRÜŞMELERİ YAPIYORUZ"> Metro Türkiye olarak İK alanında nasıl bir değişim ve dönüşüme imza atıyorsunuz?
İnsan kaynakları uygulamalarımızdan başlayıp, değerlerimiz ve dolayısıyla kurum kültürümüze doğru gelişen bu dönüşüm sürecinde öncelikle departman ismimizi 'İnsan ve Kültür' olarak değiştirdik. Tüm çalışanlarımıza gelişim fırsatı sunduğumuz ve geleceğimizi birlikte tasarlama vaadinde bulunduğumuz işveren markamızla yolculuğumuzu sürdürüyoruz.
Ana hedefimiz, değişen çalışma hayatına uyum sağlamak ve daha iyi bir çalışan deneyimi sunmak. Dört farklı jenerasyonun bir arada uyumla çalıştığı Metro'da çalışanlarımızın becerilerini geliştirmeyi ve yeteneklerini çok çeşitli eğitim-gelişim programları ile desteklemeyi hedefliyor ve bu sayede herkes için liderlik fırsatı sunuyoruz. Bununla birlikte İnsan ve Kültür departmanımızı sadece iş stratejisinin destekçisi değil, strateji ile bütünleşmiş bir iş ortağı olarak konumlandırıyoruz.
Belirlediğimiz yeni hedefler doğrultusunda, dijital çözümlere odaklanarak İnsan ve Kültür ekibimizin bordro & özlük gibi alanlardaki operasyonel işlerini otomatize ederek, onların iş kültürünün de ana sahiplenicisi ve yöneticisi rolünü üstlenmelerini sağladık. Merkez ekiplerimizin uzmanlığında olan yetenek yönetimi, kurum kültürü, çeşitlilik ve kapsayıcılık, işveren markası yönetimi gibi birçok başlıklardan oluşan bir gelişim programı hazırladık. İnsan kaynakları süreçlerine dair yürüttüğümüz dijital dönüşüm doğrultusunda mağazalarımızdaki İnsan ve Kültür ekiplerimize kazandırdığımız gelişim zamanında onların da bu alanda gelişmeleri ve çalışanlarımızın çalışan deneyimlerinde uçtan uca yetki sahibi olmalarını sağladık.
Özetle şunu söyleyebiliriz ki ekibimizdeki bütün arkadaşlarımız artık teknik rollerden daha analitik ve şirket vizyonunu destekleyen rollere doğru ilerliyor. İnsanı, kültürü ve çalışma ortamını algılayan, anlayan ve Metro prensipleri doğrultusunda, çalışandan beslenen bir yapıyla bu kültürü yönetiyorlar.
> Bu yolculukta dijitalleşmenin nasıl bir rolü var?
Dönüşüm yolculuğunun başarıyla yürütülebilmesi için İnsan ve Kültür ekibimizin günlük rutindeki işlerinin dijitalleşmesi gerekiyordu. Çünkü ancak bu sayede operasyonel iş yükü hafifletilerek, yeni odak noktası üzerinde daha verimli bir şekilde çalışmak mümkün olabiliyor.
İşte bu nedenle Metro Türkiye olarak biz öncelikle yol haritamızdaki dijital projeleri tamamlayarak bu dönüşüm yolculuğuna adım attık. Öncelikle insan kaynaklarının rutin işlerine yönelik teknolojik dönüşümünü gerçekleştirdik.
Çalışanlarımızı hem seçerken hem kariyer yolculuklarında desteklerken bilgiyi ve analitiği iyi kullanmaya odaklandık.
Bununla birlikte aday seçiminden başlayıp, çalışanlarımızın kurum içinde kariyer yolculuğu boyunca devam eden süreç için de dijital araçları etkin bir şekilde konumlandırdık. Data ve analitiği ön planda tuttuğumuz bu süreçte AI bazlı araçlarla aday görüşmeleri, özgeçmiş taramaları, online değerlendirme araçları ile hem ekiplerimizin yeni dijital dünyada gelişmelerini destekliyoruz hem de adaylarımıza ve çalışanlarımıza yepyeni deneyimler sunma imkanı yakalıyoruz.
Yeni dönem odağımız ise yine teknolojiyle desteklenen ve çalışan dünyasına dair öngörüler geliştirip bizlere yeni yol haritaları çizebilecek sistemler kurmak. Çalışana daha çok dokunan, onun dünyasını daha çok anlayan bir model oluşturabilmek üzere odaklanıyoruz ve bu dönüşüm yolculuğu sürecinde de aslında İnsan ve Kültür Bölümü olarak yeni vizyonumuzu çalışanlarımızla birlikte geliştiriyoruz.
"SESSİZ SAAT KURALIMIZ İLE ÇALIŞANLARIMIZIN GÜN İÇİNDE RAHATLAYABİLECEKLERİ ZAMAN YARATIYORUZ"> Son dönemde kurumlar iş yerindeki refahı artırabilmek için pek çok çalışma yürütüyor. Sizin de bu anlamda hayata geçirdiğiniz uygulamalar var mı?
Daha iyi bir çalışan deneyimi yaratabilmek misyonuyla hayata geçirdiğimiz pek çok uygulamamız var. Çalışanlarımızın gelişimini desteklerken hayatlarını da zenginleştiren bu uygulamalarımızla yıllardır insan kaynakları alanında dünyanın en seçkin kuruluşlarından Top Employers Institute tarafından En İyi İşveren Ödülü'ne layık görülüyoruz. Perakende sektöründe üst üste 6 yıldır Türkiye'nin En İyi İşvereni olarak seçiliyoruz. Global bazda yapılan bu değerlendirmeyle birlikte, son iki yıldır da Türkiye'de Happy Place to Work tarafından perakende sektöründe mükemmel çalışan deneyimi sunan şirket olarak seçiliyoruz. Üstelik bu seçim, Danışma Kurulu'nun yanı sıra bizzat kendi çalışanlarımızın da verdiği oylarla yapıldığı için bizim için çok değerli.
Elbette bu ödüller İnsan ve Kültür ekibi olarak bizlere ayrı birer sorumluluk daha getiriyor: Çalışan deneyiminde yarattığımız bu memnuniyeti sürdürülebilir kılabilmek çok kritik. Bu nedenle değişen koşulları, çalışan ihtiyaçlarını yakından takip ediyor, çalışanlarımızın iş yerindeki refahını, esenliğini artırmak için yeni uygulamalarla destekliyoruz. Bu alanın günümüzde bir tercihten öte bir gereklilik olduğuna inanıyoruz. Yetenekleri bünyemize kazandırmakta ve elde tutmakta refahın ve sürdürülebilir bir çalışma hayatının öneminin farkındayız.
Bulunduğu iş ortamında eşit gelişim ve kariyer fırsatlarına sahip olan, mevcut yetkinliklerini geliştirerek işte zenginleşen çalışanlar aynı zamanda daha fazlasını başarabilmek için de gönüllü çaba sarf eder, bu de şirketlerin bugünü ve geleceği için çok büyük değer taşır.
Biz çalışan esenliğini sadece fiziksel ve ruhsal bir iyi olma hali olarak görmüyoruz. Bizim için çalışan esenliği dört ana alandan oluşuyor: Kariyer&Entelektüel Alan, Fiziksel&Duygusal Alan, Finansal Alan ve Sosyal&Kültürel Alan. 'Birlikte İyiyiz' ismi ile yaklaşık iki yıl önce tasarladığımız çalışan esnekliği programımız, bu dört alana da odaklanıyor.
Program kapsamında aldığımız aksiyonların önemli bir kısmı sadece çalışanlarımızı değil, ailelerini de kapsıyor. Birlikte İyiyiz diyerek ekip arkadaşlarımızın aileleri ile de kullanabilecekleri, iş-özel hayat dengelerini kolaylıkla yaratabilecekleri, yeni hobiler edinebilecekleri, keyif aldıkları aktivitelere yer açabilecekleri, sağlıklı yaşamdan hukuki danışmanlığa kadar birçok konuda alanında uzman kişilerden diledikleri zaman destek alabilecekleri programlar sunuyoruz.
METRO Çalışan Destek Hattı ile acil sağlık, psikolog, hukuk, mali danışmanlık, yeni doğan bakımı, veterinerlik, teknoloji gibi birçok başlıkta 7/24 ücretsiz profesyonel destek sağlıyoruz. Üstelik bu hizmeti sadece çalışanlarımıza değil birinci dereceden aile üyelerine de sunuyoruz. Bu hizmet ile çalışanlarımız online ya da birebir psikolojik destek alabiliyorlar. Ya da acil bir sağlık problemi olduğunda hemen destek isteyebiliyorlar. Hukuk ya da mali konularla ilgili özel bir sorusu varsa bu destek hattı sayesinde avukatlara ya da mali uzmanlarına ücretsiz olarak ulaşıp cevap bulabiliyorlar. Yeni doğanla ilgili acil soruları olan çalışanlarımız için de bu hat büyük bir yardımcı. Evcil hayvanıyla ilgili acil bir sorusu olanlar da veteriner desteğinden yararlanabiliyor. Sunduğumuz destek hattındaki en önemli başlıklardan biri de teknolojik destek. Teknoloji dünyasında her şey hızla değişirken buna çok ihtiyacımız olabiliyor. Özellikle aile büyüklerinin bu konuda zorlandığını düşünürsek, METRO destek hattının çalışan ailelerine de hizmet sunması, daha büyük bir değer yaratıyor.
Hem çalışanlarımız hem de aileleri için sunduğumuz diğer yatırımımız ise, Studio Canlı uygulaması. Esenliği farklı yöntemlerle destekleyen bu uygulama ile ruhsal ve fiziksel iyi olma hali için nefes, yoga, plates gibi ücretsiz online dersler ve atölyelere katılma imkanı sunuyoruz.
Öğle saatinde uyguladığımız 'sessiz saat' kuralımız ile çalışanlarımızın gün içinde rahatlayabilecekleri zaman yaratıyoruz.
Genel Merkez çalışanlarımız için her ayın ikinci haftası Cuma günleri 1 saat Kişisel Gelişim Saati uygulamamız bulunuyor. Çalışanlarımız bu saatte isterse Metro Akademi eğitimlerine girebiliyor, dilerse Stüdyo Plus'tan bir wellbeing dersine katılabiliyor ya da bunların dışında özel ilgi alanına yönelik bir eğitimi alabiliyor. METRO Akademi olarak biz de sürdürülebilirlik 101, toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik-kapsayıcılık gibi kurum kültürümüze dair güncel eğitimlerle dileyen çalışanlarımızın bu konularda daha fazla bilgi sahibi olmasını sağlıyoruz.
Tüm çalışanlarımıza sunduğumuz doğum günü izni ile de bu özel günlerini diledikleri gibi sevdikleriyle kutlayabilmeleri için fırsat yaratabilmekten mutluluk duyuyoruz. Çalışanlarımızın iş konuları dışında da bir araya gelip sosyalleşebilecekleri platformlar sunabilmek de bizim için çok önemli. Bu bakış açısıyla hayata geçirdiğimiz Kahve Sohbetleri, hobi kulüplerimiz, çalışma alanlarımızdaki oyun ve spor salonları gibi mekanlar ile farklı jenerasyonlardaki çalışanlarımız bir araya geliyor, özel ilgili alanlarına dair paylaşımlarda bulunuyorlar. Tüm bu aktivitelerin yanında dönemsel olarak gerçekleştirdiğimiz Paylaşım Toplantılarımız, özel gün etkinliklerimiz, her yıl düzenlediğimiz Eğitim Gelişim Festivalimiz, Spor Festivalimiz gibi organizasyonlarla her fırsatta çalışanlarımızla birlikte olmanın gücünü hissediyoruz. Bu buluşmalarda hem işe dair paylaşımlarda bulunuyor hem de birlikte eğlenme fırsatı yakalıyoruz.
Metro Türkiye olarak finansal esenliği destekleyici aldığımız dönemsel aksiyonların yanı sıra, çalışanlarımızın sahip oldukları yan hakları ihtiyaçlarına göre diledikleri gibi şekillendirebildikleri bir esenk yan hakları programı sunuyoruz.
Bizim için kariyer tarafında gelişim de çalışan esenliğini destekleyen çok kıymetli bir konu. METRO Akademi çatısı altında çalışanlarımıza sağladığımız kişiye özel eğitimler, organizasyonel gelişim departmanımızla yürüttüğümüz kariyer gelişim programları ile çalışanlarımız için sürekli gelişim ilkemizle destekliyoruz.
Değişen çalışan dünyasıyla ve koşullarla birlikte, zaman zaman da yaşadığımız pandemi, deprem gibi kriz ve afetlerle maalesef esenlik çalışmalarımızı gözden geçirip yeni aksiyonlar almamız gereken dönemler olabiliyor. Bu nedenle bahsettiğimiz tüm bu uygulamaları ölçümlüyoruz, çalışanlarımızın bu uygulamaları ne kadar kullandığı ve memnun kalıp kalmadığını takip ediyor, gerekli durumlarda güncellemeler ve farklı uygulamalarla destekliyoruz.
Etkisini kaybettiğini gördüğümüz bir çalışmayı yeni uygulamalarla geliştirerek bu alandaki çalışmalarımızı sürekli güncelliyoruz.
Çalışan refahının sağlandığı, kariyer ve finansal açısından güvende olduğu ve gelişimini hissettiği bir iş ortamının çalışan mutluluğunu beraberinde getirerek, motivasyonu, performansı ve başarıyı artıracağına inanıyoruz.
Özellikle uzmanlaşan kadrolarımızda ulaştığımız yüksek kıdem oranları, bizim için çalışan mutluluğunu sağlayabildiğimizin bir göstergesi. Çalışan bağlılığında ulaştığımız sonuçlarla birlikte bağımsız kurulları tarafından yapılan değerlendirmeler ve ödüllerimiz de bu alandaki başarımızı ortaya koyuyor.
"HAYAT BOYU ÖĞRENME DİSİPLİNİNİ BENİMSEMELERİNİ TAVSİYE EDEBİLİRİM"> Özellikle Z kuşağı iş süreçlerinde bir anlam arayışında. Çalışanlarınıza ve potansiyel Metrolulara nasıl bir dünya vaat ediyorsunuz?
Anlam arayışında olan genç kuşaklar, yaptıkları işin kurumun büyük resmine katkısını ve parçası olduğu kurumun dahil olunan toplumsal çevreye, doğaya katkısını görmek istiyor. İş ve özel hayat sınırlarının kalktığı bir ortamda profesyonel iş yaşamı içinde bir denge kuracak işveren politikaları arıyor.
İşveren markası, kurumun içeride mevcut çalışanlarına sunduğu kültürün bir yansımasıdır. Bu kültür de kurumun ticari markası ve müşterine verdiği vaadin yanı sıra kurumun değerleri ve vizyonuyla oluşur.
Bu doğrultuda özellikle genç yeteneklerin beklentilerini doğru analiz edebilmek ve markanın bu beklentileri de kapsayacak şekilde şekillenmesini sağlamak son derece önemli.
Biz de global vizyonumuz, misyonumuz ve kurum değerlerimizle paralel bir işveren markası oluşturduk. Tüm faaliyetlerimizin insan kaynakları stratejilerimizle de uyumlu olabilmesi ve içeriden beslenebilmesi için İşveren Markası ve Kurum Kültürü Bölümümüzü yeniden yapılandırdık. İnsan ve Kültür çatısı altında faaliyet gösteren bölüm iç iletişim sorumluluğu ile çalışan deneyimini iyileştirmek adına tüm stratejiyi yönetirken, eş zamanlı bu inisiyatiflerin dış dünya ile de paylaşılabilmesi için sosyal medya kanallarımız, zirve katılımları, sponsorluklar, üniversite etkinlikleri gibi hedef odaklı alanlarda çalışmalar yürütüyor.
İşveren vaadimizin temelinde ise çalışanlarımıza olan güvenimiz ve METRO'nun geleceğini birlikte yaratma çağrısı bulunuyor. Sahip olduğumuz yenlikçi yaklaşımla ve çalışnlarımıza sunduğumuz sorumlulukla METRO'da geleceği 'şekillendirmek', birlikte 'büyümek', sektöre 'ilham olmak' ve sürdürülebilirlik yaklaşımımızla değerlerimizi 'geleceğe taşımak' üzere genç yeteneklere çağrıda bulunuyoruz.
Tüm iş süreçlerimize yansıttığımız ve özellikle gençlerin beklentileriyle de karşılık bulan sürdürülebilirlik yaklaşımımız, tüm çalışanlarımız için özel bir anlam ifade ediyor. Bu anlamı birlikte büyüterek, daha iyi bir gelecek için birlikte çalışıyoruz.
> İş dünyasına atılacak olan yeni mezunlara tavsiyeleriniz neler olur?
Eğitim fırsatlarının yaygınlaşması, online öğrenme platformlarıyla birlikte gençlerin kendilerini birçok alanda akademik olarak donanımla hale getirmesi dijital dünyanın belki de en değerli kazanımları oldu. İşe alımlarda adayların teknik beceri setleri açısından ayrışmadığı durumlarda onları ön plana çıkartan sosyal yetkinlikleri oluyor. Adayın öğrenme ve gelişime olan açıklığı, değişime adapte ve hatta değişimi yönetebilme becerisi ve iç motivasyonu yüksek, zorluklar karşısında yılmayan bakış açısına sahip olması ile birlikte tecrübe, bizim için en büyük farkı yaratan unsurlar. Önemli kazanım fırsatları sunan sosyal kulüpler, dahil olunan projeler, sosyal sorumluluk projeleri ve stajlar, genç yeteneklerin işe alımında değerlendirdiğimiz kriterler olarak öne çıkıyor.
İletişimin her zamankinden çok daha değerli bir noktaya geldiği bir dönemdeyiz. Öğrenci ve profesyonelleri bir araya getiren platformlar gençler için çok önemli fırsatları da beraberinde getiriyor. Gençlerin gelecek hedeflerini netleştirmeden önce bu networkler içine olabildiğince çok dahil olmaları çok önemli kazanımlar sağlayacaktır. Böylece hem meslekleri hem de çalışma ortamlarını çok daha yakından görme, deneyimli kişilerden mentörlük alma fırsatları olacaktır. Akademik birikim ve bu deneyimler sonrası gençler kendilerini fade edecekleri, birlikte üretmekten mutluluk duyacakları sektörleri ve işverenleri seçebilirler. Yeni mezunlara da bu alanlarda kendilerini geliştirmeleri, hayat boyu öğrenme disiplinini benimsemelerini tavsiye edebilirim.
Diğer yandan gençlerle kurulan etkileşimin tek taraflı bir fayda sağladığını söylemek de doğru olmayacaktır. Bu etkileşim deneyimli profesyoneller için de çok değerli bir gelişim fırsatı sunmakta. Gençleri dinlemek, beklentilerini öğrenerek iş hayatının geleceği için hazırlanmak, çok değerli.
"PROGRAMA KATILAN GENÇLERİMİZ KURUMLARA ÇOK DAHA HAZIRLIKLI VE ÖZGÜVENLİ BAŞLAYABİLİYOR"> Yakın zamanda üniversite öğrencilerini kurumsal iş dünyası ile buluşturduğunuz Metro Business Academy'i (MBA) hayata geçirdiniz. Metro'daki eğitim süreçlerinden ve MBA'den bahsedebilir misiniz?
Dönüşüm yolculuğumuzda en önemli araçlarımızdan biri 'Gelişim Progranlarımız'. METRO Akademi çatısı altında çalışanlarımıza ihtiyaçlarına yönelik eğitim programları sunarken, hem sektörümüzün gelişimine katkıda bulunmak hem de ilerde bünyemizde çalışabilecek genç yeteneklere kapı açmak için eğitimler gerçekleştiriyoruz.
Bu konuda en son hayata geçirdiğimiz uygulamalardan biri de Metro Business Academy (MBA). Üniversite öğrencilerini henüz staj bile yapmadan kurumsal iş dünyası ile buluşturmayı amaçladığımız programı sosyal sorumluluk ruhu ile tasarladığımızı söyleyebilirim. Üniversitelerin 2. 3, ve 4. Sınıflarındaki 120 gencimizin katılımını sağladığımız programımız, bu yıl ilk mezunlarını verdi. Finansal okuryazarlıktan tasarım odaklı düşünmeye 10 farklı başlıkta eğitimin yer aldığı programla hedefimiz henüz kurumsal firmalarda staj deneyimi dahi olmadan gençlerimizi kurumsal dünyanın 101'i denilebilecek eğitimlerle buluşturmak oldu. Programa katılan gençlerimiz böylece ilk staj ve iş deneyimlerine dahil olacakları kurumlara çok daha hazırlıklı ve özgüvenli başlayabiliyor.
MBA programı ülkemizin genç yeteneklerine yaptığımız önemli bir yatırım, hedefimiz her yıl daha da çok katılımcı ile gençlerimizin yanında olmaya devam etmek.
> İşte eşitlik ve kapsayıcılık, cam tavanların yıkılması son dönemin iş dünyasındaki en önemli konularından. Siz bunları sağlamak adına ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Rakamsal anlamda da değerlendirmenizi alabilir miyiz?
Ana hedefimiz, tüm çalışanlarımız için fırsat eşitliği ortamı sunan bir şirket kültürü sunabilmek. Farklılıklarla zenginleşip büyüyerek sorunlara daha yaratıcı çözümler geliştirebildiğimize inanıyoruz.
Tüm çalışanlarımıza fikirlerinin önemli olduğu ve değer kattığı için takdir edildiği, kapsayıcı bir iş ortamı sunma vizyonuyla hareket ediyoruz.
Bu nedenle başta cinsiyet olmak üzere çalışanlarımızı ayrıştırıcı tüm alt kimliklerden uzak ve bağımsız, kapsayıcı bir yaklaşımla, her çalışanın olduğu gibi kabul gördüğü bir çalışma kültürü sunmaya odaklanıyoruz.
Bu doğrultuda, Metro Türkiye olarak kapsayıcılık yolculuğumuzun en önemli prensiplerinden biri 'Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' insiyatifimiz.
'Mutfağımızda Eşitlik Var' diyerek çıktığımız bu yolculukta temel hedefimiz, çalışma alanlarımızda cinsiyet ayrımı olmaksızın eşit fırsatlar sunabilmek. Bu amaçla METRO içinde bölüm/ unvan bağımsız tüm çalışanlarımızın katıldığı eğitim ve atölye çalışmaları gerçekleştirdik. Ardından belirlediğimiz ve her mağazamız ve Genel Merkez'deki her bölümümüzü temsil eden 60 kişilik bir MEV gönüllü ekibi oluşturduk. Tabandan başlattığımız bu hareketle amacımız toplumsal cinsiyet eşitliği algısını sadece insan kaynakları sistemlerinde değil, her seviyede çalışanımızda yaratabilmek.
Bizim için her zaman çok önemli olan toplumsal cinsiyet eşitliği konusunu, 2022 yılı itibarıyla stratejik önceliklerimiz arasına koyarak daha odaklı şekilde ele almaya başladık. Metro Türkiye'de yaklaşık 1.400 kadın çalışanımızla ülkemizin önde gelen şirketlerinden biriyiz. Bu rakam, bünyemizde çalışan her 3 kişiden birinin kadın olduğu anlamına geliyor. Ayrıca Yönetim Kurulu üyelerimizin yüzde 60'ı kadınlardan oluşuyor. Türkiye ortalamasının çok üzerinde olan üst düzey kadın yönetici sayımız ile sektörümüze örnek teşkil ediyoruz. Hedefimiz, bu oranı uzmanlık gerektiren tüm alanlarda yakalamak. Mevcut oranlarımızla ülkemizdeki Kadın Dostu Şirketler Araştırmasında, Yönetim Kurulunda Kadın Üye Oranı En Yüksek 10 Şirket ve Kadın Dostu 100 Şirket arasında yer alıyoruz. Bu oranları daha da iyileştirerek sektörümüze örnek olmaya devam etmeyi amaçlıyoruz.
Kapsayıcılık ve çeşitlilik odağına ele aldığımız bir diğer temel prensip, Tek METRO anlayışı. Her Metro Türkiye çalışanı birbirinden farklı; hepimizin kendine özgü yetenekleri, tercihleri, hayat anlayışı var. Her birimiz farklı özelliklerle bir vücudun farklı organları, farklı sistemleri gibi ayrı görevler, sorumluluklar üstleniyoruz. Ayrı ayrı olduğumuzda anlamımızı ve fonksiyonumuzu kaybedebiliyoruz. Bizi tek vücut gibi birleştiren ve zenginleştiren şeyse, Tek Metro Ruhu. Biliyoruz ki hepimizin aynı yetenekte, görüşte olması bizim hareket kabiliyetimizi sınırlayacak ve hatta varlığımızı sürdürmemizi zora sokacaktır.
Bu nedenle Metro Türkiye çalışanları olarak biz; bir aradayız, iyi bir ekip olarak çalışıyoruz ama hepimiz birbirimizi farklılıklarımızla kabul ediyoruz ve bu kurum içinde farklılıklarımızla kendimizi temsil edebiliyoruz.
Tek Metro anlayışı ile merkezde ve sahada çalışan tüm arkadaşlarımıza fırsat eşitliği sunuyoruz. Herhangi bir gelişim fırsatında hem mağazadaki hem genel merkezdeki arkadaşlarımıza ortak platformlar açabiliyoruz.
Attığımız her adımda mağaza ve genel merkez çalışanlarımızı dengeli bir şekilde ödüllendirecek, mutlu edecek, geliştirecek eşit ve adil şekilde tasarlanmış yapılar kurmaya çalışıyoruz.
Sistemlerimizde kurduğumuz eşitlikçi yaklaşımın yanı sıra sosyal ortamlarımızla da çalışanlarımızın bir arada olması destekliyoruz. Öğrenme ve Gelişim Festivali, Spor Festivali gibi programlarımızla tüm çalışanlarımızın bir araya geldiği öğrenmenin ve sporun birleştirici gücüyle sosyalleşebildiği, Tek Metro ruhunu hissedebildiğimiz ortamlar yaratıyoruz.
Çalışanlarımıza kendini ifade edebileceği, anlam bulup anlam yaratabileceği bir ortam veriyoruz.
Öyle ki kıdeminden bağımsız olarak aramıza yeni katılan yeni mezun bir arkadaşımıza önemli bir projede sorumluluk alabiliyor. Yeter ki bize bunu istediğini ve projeyi, görevi üstlenip yürütebilecek kapasiteye sahip olduğunu gösterebilsin. Biliyoruz ki yeni jenerasyonlar bu konularda çok daha talepkar, biz de onların bu cesaretini destekleyecek fırsatlar ve kariyer yolculuklarında kendilerini güçlendirebilecekleri bir ortam sunuyoruz. Çalışanlarımızla birlikte büyüyen, öğrenen ve geleceğe hazırlanan bir şirket olarak onlara Metro'ya ilham ver, Metro'yu büyüt ve şekillendir diyoruz.
Küresel marka olmanın gücüyle çalışanlarımızı ve şirketimizi geliştirirken, ülkemizde sektörümüze yön ve güç veriyoruz. Sektörü ileriye taşıyacak insan kaynağının yetişmesi konusunda ciddi bir sorumluluk üstleniyoruz. Bu konuda ana hedefimiz kendi liderlerimizi yetiştirirken yetişmiş insan kaynağımızla ülkemizde sektörü ileriye taşıyabilmek. Bununla birlikte, sunduğumuz yurt dışı kariyer fırsatı ile Metro Türkiye bünyesinde yetişerek Metro AG'nin diğer mağazalarında ve merkezinde görev alan arkadaşlarımız da var. Şirketimizin ve ülkemizin adının yurt dışında bu şekilde temsil edilmesi de bize gurur veriyor. Ayrıca yurt içinde de farklı ülkelerden iş arkadaşlarımızla birlikte çalışabiliyoruz.