Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), teknolojinin geleceğini şekillendirmek üzere yapılması gerekenleri ve paydaşlara düşen görevleri değerlendirdiği "Bilişim Sektörünün Geleceği ve Ekosistem Ekonomisi" konulu toplantıyı 18 Kasım'da gerçekleştirdi. TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Tombalak, Türkiye'nin geleceğini bilişim sektörünün belirleyeceğini vurguladı. Sektörün büyümesinin ise, teknolojiyle, ekosistemle ve yatırımla olacağının altını çizdi. Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten ve Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, dijital ekosistemde güç birliklerini ve küresel büyümeyi artırmanın yollarını aynı başlıklı panelde masaya yatırdı.
TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Tombalak'ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıda, PwC Türkiye Dijital Hizmetler Lideri Cem Aracı "Ülkemizde Yatırımla Büyümek", KPMG İnovasyon ve Teknoloji Danışmanlığı Lideri ve şirket ortağı Gökhan Mataracı "Ülkemizde Ekosistemle Büyümek", Deloitte Mühendislik Yapay Zeka ve Veri Lideri Barış Yenidünya ise "Ülkemizde Teknolojiyle Büyümek" başlıklı analizlerini sundular.
"IN-HOUSE GELİŞTİRİLEN ÇÖZÜMLER EKOSİSTEM EKONOMİSİNE KATILMALI"
TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Tombalak, konuşmasında şunları dile getirdi: "Kurumların in-house geliştirdikleri sektörel çözümlerin ürünleştirilerek ekosistem ekonomisine katılmasıyla; kurumların veri merkezlerinin ekosisteme taşınarak değer merkezine dönüştürülmesiyle; verinin ekonomik değere dönüştüğü, en hızlı büyüyen alanlardan başlayarak, global pazarlardan pay elde edilmesi; ekosistem şirketlerimizin, dünyanın en hızlı büyüyen yenilikçi servis pazarlarında ölçekli servis şirketleri çıkartabilmesi veya ölçekli servis şirketlerine dönüşebilmesi; beyin göçüne odaklanmak yerine beyin gücünü değere dönüştürmeye odaklanan, tersine şirket göçünü sağlayacak teşvik sisteminin ve yatırım ortamının iyileştirilmesi; yatırım yapılan şirketleri zaman içerisinde yatırım yapabilen şirketlere dönüştürmek için tersine şirket satın almaların önünü açacak yatırım ortamının geliştirilmesi, ekosistemin bu konuya özel olarak belirlenecek stratejilerle teşvik edilmesi; şirketlerimizin birleşerek büyümesini ve ölçeklenmesini sağlayacak etkin teşvik yöntemlerini hayata geçirerek, bölgesel ve global marka şirketlere dönüşmesinin önünü açarak yapabiliriz."
"GÜNÜ YÖNETMEK İÇİN DEĞİL DÖNÜŞÜM YAPMAK İÇİN EKOSİSTEM ÖNEMLİ"
Moderatörlüğünü TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Tombalak'ın yaptığı "Dijital Ekosistemde Güç Birliği ve Küresel Büyüme" panelinin konuşmacıları ise Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜSİAD 2017-2018 Dönemi Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran ve Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten oldu.
İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, büyük çaplı dijital dönüşüm programlarında şirketlerin bilgi teknolojileri departmanlarında inhouse kaynakların yeterli olmadığını belirterek, "Özellikle günü yönetmek için değil dönüşüm yapmak için ekosistem çok kıymetli" dedi. Dijital dönüşümde büyük yoğunlukların yaşandığı, karmaşık durumlarda sistemlerin çalışmama riskini bertaraf etmek için yalın bir mimarinin, basit ve sade sistemler oluşturulmasının önemine işaret eden Aran, "Aynı şekilde ekosistemin de uyum içinde olması, karmaşıklığın iyi yönetilmesi, özellikle risk yöneten kurumlar için ilave riskler oluşmaması çok önemli. Ekosistemin katma değer yaratacak bir mimariye sadık kalacak şekilde yönetilmesi gerek" diye konuştu.
Bankacılık gibi regülasyonun yoğun olduğu bir sektörde destek alınan şirketlerin gerekli koşulları sağlayacak nitelikte olmasının, kalıcılığının ve sürdürülebilirliğinin kritik olduğunu ifade eden Aran, bilgi teknolojileri alanındaki faaliyetlerin yüzde 80 oranında inhouse'da kalmasının ana nedeninin bu konudaki ağır regülasyonlar olduğunu belirtti. Aran, ülkemiz bankacılık sektörünün dünyada teknoloji kullanımı anlamında iyi bir noktada olduğunu, rekabette geriye gidilmemesi için regülasyonların da teknolojide, yapay zekada ve bulut bilişimde güncel gelişmelere ayak uydurmasının önem taşıdığını vurguladı.
"BANKALAR OLARAK BU EKOSİSTEMDEN YETERİNCE FAYDALANAMIYORUZ"
Türkiye'de bilişim sektörünün ölçeğini ve bankaların bu alandaki yatırımlarını değerlendiren Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten: "Türkiye'de bankalar 90'lı yıllardan beri teknolojiye çok ciddi yatırım yapıyor. Bu anlamda Avrupa ve dünyada en ön konumdayız. Bu sektörel öncülük, hızlı bir şekilde yerel kaynaklarla içerik ve ürün geliştirme kapasitemizi artırıyor. Bankalarımızın kendi bünyesinde insan kaynağına büyük yatırımı ve mühendislik organizasyonları var. Ancak teknoloji ve fintek ekosistemine baktığımızda ölçek olarak gelişmiş ülkelerin gerisindeyiz. Dolayısıyla özellikle bankalar olarak bu ekosistemden yeterince faydalanamıyoruz, operasyonlarımızı yüzde 80 oranında in-house olarak yürütüyoruz. Finansal açıdan kuvvetli, regülasyonla uyumlu, maliyet avantajı sunacak iş ortaklarına da ihtiyaç duyuyor ve bu anlamda iş birlikleri de yapıyoruz" dedi.
Mahmut Akten, "Türkiye'nin halen ciddi bir genç nüfusu var ve bu nüfus teknolojiyi yoğun kullanıyor. Diğer taraftan ülkemizde 800'den fazla fintek mevcut ve bu sayı artmaya da devam ediyor. Burada altını çizmek istediğim konu bankacılık sektörünün bu ekosistemdeki yeri. Türkiye'de güçlü bir bankacılık sektörünün olması fintek ekosisteminin gelişmesinde çok önemli. Sektörde son yıllarda dijital banka, açık bankacılık, servis bankacılığı, gömülü finans gibi yasal düzenlemelerle de desteklenen bu alanlardaki gelişmelerin önemli fırsatlar sunabileceğini görüyoruz. Bankalar ve fintek şirketleri arasındaki iş birliği tam bir kazan–kazan modeli yaratıyor. Bizi geleneksel bankacılık faaliyetlerimizde de daha müşteri odaklı olmaya, çok daha iyi bir deneyim sunmaya zorluyor. Bir fintek için ise müşterilerine daha hızlı, güvenli ve esnek ürünler sunabilme potansiyeli sağlamış oluyor. Fintekler ayrıca finansal kapsayıcılığın artmasında da önemli rol oynuyor" diye konuştu.
"KAÇAN BALIK BÜYÜK OLMASIN DİYORSAK GÜÇLÜ BİR EKOSİSTEM İÇİN ADIM ATMALIYIZ"
Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜSİAD 2017-2018 Dönemi Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, panelde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "İnsanlık tarihi boyunca büyük sıçramalar hep teknolojinin itici gücüyle gerçekleşti ve bugün bu güç, yapay zekâ, 5G, bulut bilişim, nesnelerin interneti, makine öğrenimi ve robot teknolojilerinde saklı. İkinci yüzyılımızda hızın yanında, uzak hedeflere de ulaşmak büyük önem taşıyor. Bugün, sektörel çapta rakip olan birçok paydaşın bir araya gelerek bu hedefleri birlikte kovalamasını görmekten onur duyuyorum. Birlikte güçlü bir ekosistem için adım atmamız bir zorunluluktur. Bunu başarmamız yalnızca bilişim sektörümüzün küresel rekabet gücünü artırmakla kalmayacak. Aynı zamanda diğer sektörlerin dijital dönüşümünü tetikleyerek, genel verimliliği ve rekabet gücünü yükseltecek. Teknolojinin şekillendirdiği bir gelecekte, 'kaçan balık büyük olmasın' istiyorsak, kurallar ve kurumları kapsayan topyekûn bir strateji belirlemeli ve harekete geçmeliyiz."
"STRATEJİK TEŞVİKLER SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMEYİ DESTEKLER"
Türkiye bilişim teknolojileri sektörünün küresel pazardan aldığı payın artırılmasında ekosistem ekonomisinin oynayacağı rolün masaya yatırıldığı etkinlikte, küresel çapta önde gelen vergi, denetim ve danışmanlık şirketlerinden Deloitte Türkiye, KPMG Türkiye ve PwC Türkiye tarafından hazırlanan Türkiye'nin ekosistemle büyümeye yönelik mevcut durumu ve atılması gereken adımlara dair analiz çalışmaları da kamuoyuyla paylaşıldı.
"Türkiye teknoloji ekosistemi ekonomisine geçişi, yabancı yatırımlar için cazibe merkezi haline gelerek ve uluslararası alanda rekabetçiliği ve entegrasyonu artırarak sağlamalıyız" diyen PwC Türkiye Dijital Hizmetler Lideri Cem Aracı'nın sunumunda öne çıkan satırbaşları şöyle;
● Türkiye küresel bilişim teknolojileri ekonomisinde küresel düzeyde çok sınırlı bir paya sahip. BİT sektörü doğrudan yatırımları, tüm doğrudan yatırımların küçük bir kısmını oluştururken Türkiye ekonomisi içinde kalıcı bir yer edinmiş durumda.
● Norveç Varlık Fonu'nun 2023 yılı faaliyet raporuna göre, fonun uluslararası hisse yatırımlarının en büyük kısmı yüzde 22,3 ile teknoloji sektörüne yapılmış, toplam yatırımların dönüşünün yüzde 51,9'u da yine bu sektörden elde edildi. Teknoloji ve Telekom sektörü, Türkiye Varlık Fonu portföyünün yalnız yüzde 4.3'ünü oluşturuyor.
● Yüksek katma değerli BİT sektörünün ekonomide ölçeklenmesi, diğer sektörlerin dijital dönüşümünü tetikleyerek, genel verimlilik artışına ve rekabet gücünün yükselmesine yol açabilir.
● BİT sektörüne yönelik stratejik teşvikler, sadece yüksek katma değerli üretimi artırmakla kalmaz, aynı zamanda ekonominin sürdürülebilir büyümesini de destekler.
● Teşvik ve destek mekanizmaları, BİT sektörünün güncel dinamiklerini dikkate alarak yalnızca imalat ve inovasyon odaklı değil, aynı zamanda hizmetler ve hizmet ihracatını da kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.
"DİJİTAL EKONOMİ, BULUT BİLİŞİM VE YAPAY ZEKÂ UNSURLARINI GELİŞTİRMEK İÇİN GÜÇLÜ BİR BAĞLANTI ALTYAPISI GEREKİYOR"
"Bulut bilişim ve yapay zekâ, ekosistem ekonomisinin önemli iki unsuru olarak öne çıkarken; bu unsurları geliştirmek güçlü bir bağlantı altyapısı gerektirmektedir" diyrn Deloitte Türkiye Mühendislik Yapay Zeka ve Veri Lideri Barış Yenidünya sunumunda aşağıdaki konulara dikkat çekti;
● Türkiye'de dijital ekonominin ülke ekonomisindeki payı potansiyelin altında kalıyor. Türkiye'nin dijital ekonomide geri kalmasının en önemli nedenlerinden birisi ise ekosistem yetersizliği.
● ABD, Almanya ve Birleşik Krallık'ta dijital ekonomi ülke ekonomisinin yüzde 65'inden fazlasını oluşturuyor. Türkiye'de dijital ekonomi ülke ekonomisinin yüzde 6'sını oluştururken, geleneksel ekonomide aldığımız pay ise yüzde 0,85.
● Türkiye'de dijital ekonomi, bulut bilişim ve yapay zekâ ekosistem ekonomisinin üç önemli unsurudur ve bu unsurları geliştirmek için güçlü bir bağlantı altyapısı gerekiyor.
● Fırsat eşitliğini ülkenin her noktasına yayabilmek için dijital erişilebilirliği yaygınlaştırmak gerekmektedir.
● Büyük maliyetli ve uzun geri dönüş süreli altyapı yatırımları için uzun vadeli ve düşük faizli krediler sunulabilir.
● Devlet teşvikleriyle birlikte, belirli kriterleri karşılayan projelere cazip finansman seçenekleri sunularak yatırımcıların riskleri azaltılabilir ve projeler hızla hayata geçirilebilir.
● Bankalar büyük altyapı projelerine finansman sağlayarak veya stratejik ortaklıklar kurarak teknoloji ve altyapı ekosistemine doğrudan yatırım yapabilir.
"KURUMLARIN YETKİNLİKLERİNİ SEKTÖRE AÇMALARI İNOVASYONU YAYGINLAŞTIRIR"
"Kurumlar in-house geliştirdikleri çözümleri başarıyla ürünleştirip, sektörde güçlü bir konuma getirebilir ve ekosisteme katkı sağlayabilirler" açıklamasında bulunan KPMG Türkiye İnovasyon ve Teknoloji Danışmanlığı Lideri, şirket ortağı Gökhan Mataracı, kurumların kendi ihtiyaçlarına yönelik geliştirdikleri çözümleri sektöre açmalarının, sektördeki yenilikleri destekleyeceğini, rekabeti ve inovasyonu yaygınlaştıracağını dile getirdi..
Türkiye'deki bilişim ekosisteminin küresel bir oyuncu haline gelmesi için güçlü bir yönetim yapısı kurulmasının, paydaşlar arasında sinerjinin oluşturulması ve dünya örneklerinden ilham alınarak özgün çözümler geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Gökhan Mataracı ekosistemi yöneten kuruluşların, firmaların projelerini koordine edebileceğine ve benzer çözümler üzerinde çalışılmasını engellemek için aktif bir rol oynayabileceğine değindi.