İklim krizinin etkilerini iliklerimize kadar hissettiğimiz şu günlerde Türkiye'nin bir bölümü sıcaklarla kavrulur, yüksek nem oranı ile bunalırken bazı bölgelerde de sel felaketleri yaşanıyor. Yaz aylarının 'resmi' olarak sonuncusundayız. Ve belki de 10 yıllardır yatırım camiasında kullanılan 'sell in may, go away...' yani 'mayısta sat, uzaklaş' kalıbının da artık tarihe gömüldüğünü görüyoruz. Tıpkı bahar aylarının artık kaybolması gibi. Üstelik gerek küresel gerek yerel piyasalardaki hareketlerin pozisyonları korumak için yatırım penceresini kapatıp tatile çıkmayı da engellediği bir dönemdeyiz. Tam bu noktada, eylül ayı ile birlikte iyice ısınacak piyasalarda asıl hareketler başlamadan önce, yatırımcılar ve geleceğini planlamak için sermaye piyasalarında yatırım yapmaya çalışanlar için önemli birkaç konuya dikkat çekmek istiyorum. Uzun bir süredir, özellikle Borsa İstanbul'da halka arz furyasının başlamasıyla birlikte gerek sosyal medya gerekse bizzat tanık olduğum olaylarda yatırımcıların getiri arayışını acele ederek, bilinçsizce ve sağdan soldan alınan yarı eksik bilgilerle yaptığını gözlemliyorum. Bu konuda sorumluluk hisseden pek çok portföy yönetim şirketinin, derneğin ve kanaat önderlerinin çalışmalarına rağmen yatırım gibi son derece ciddi ve hayata doğrudan etkisi olan bir konunun hafife alınması büyük tehlikeler içeriyor. Bu konuda biraz olsun farkındalık yaratabilmek için bazı önerilerde bulunacağım.
BAŞARILI YATIRIM İÇİN AMAÇ BELİRLEYİN
Sermaye piyasalarında yatırım yapmanın öncelikle bir tercih, uzun vadede ise zorunluluk olduğunu unutmamak gerekiyor. Bugün Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde emlak, arazi, ortaklık gibi sermaye piyasalarına pek çok alternatif yatırım çeşidi yoğun olarak kullanılıyor çünkü ekonomik değer ve fiyat artış hızları bu tür alternatif yatırımlarda tatmin edici olabiliyor. Sermaye piyasaları ise hızlı hareketleri, takip etme zorunluluğu ve bazen de karmaşıklığı nedeniyle gelişen ülkelerde daha az tercih ediliyor. Oysa sermaye piyasalarındaki ürün çeşitliliği ve akıllı yatırımlarla katbekat kazanç elde edebilmek mümkün. Burada (profesyonel olmayan) yatırımcıların dikkatinden kaçan çok önemli bir nokta var: Amaç. Evet, herkesin amacı para kazanmak tabii ki... Ama ne yapmak için ve ne kadar? İşte yıllardır konuştuğum, röportaj yaptığım ve başarılarını birebir takip ettiğim fon yöneticileri, trader ve profesyonel yatırımcılar da bu konuda hem fikir. Türkiye'de yatırımcılar hangi amaçla, ne kadar süreyle ve ne kadar kazanç oranı ile yatırım yaptıklarını bilmiyor! Oysa bu üç bilgi yatırım stratejisinin temelini oluşturan ve portföy stratejisini belirleyen temel gereksinimler. Ev mi almak istiyorsunuz? Araba mı? Ne kadarlık bir sürede bunu yapmak istiyorsunuz ve ne kadar kazanmaya ihtiyacınız var? Yatırımcıların öncelikle bu temel soruları cevaplayarak işe başlaması gerekiyor. Lütfen hemen kendinizde deneyin. Bu sorularla birlikte vereceğiniz cevaplar yatırım stratejinizi oluşturacak.
BAZEN İŞİ BİLENE BIRAKMALIİkinci önemli konu bilinmeyen sularda yüzmek için çok acele etmemeniz. Eğer borsa ve hisse senetleri ile ilgili hiçbir fikriniz yoksa önce öğrenmek isteyip istemediğinizi sınayın. Çünkü hisse senedi piyasaları kendi içinde onlarca parametre barındıran, bazen de akıl dışı hareketler sergileyebilen bir piyasa. Şu gerçeği unutmamak gerekiyor, profesyoneller bile bazen kötü performans gösterebiliyor. Yarım bilgi ile derin sularda sadece şans yardımı ile birkaç kulaç atabilirsiniz. İşte bu nedenle eğer sermaye piyasalarına ayıracak vaktiniz yoksa bu işi profesyonellere bırakmak en iyi seçenek olabilir. Keza Türkiye Elektronik Fon Platformu'nu kullanarak çıkardığım veriler pek çok bilinçli yatırımcının bu yolu seçtiğini gösteriyor. Geçen ay sonu itibarıyla yatırım fonlarında 5.2 milyon yatırımcının bulunduğunu ve 3.3 trilyon liralık portföy büyüklüğüne ulaşıldığını görüyoruz. Pencereyi biraz daralttığımızda ise ilginç bazı verilere ulaşıyoruz. Yılbaşından itibaren 25 Haziran'a kadar olan dönemde hisse senedi fonlarını inceledim. Hisse senedi yatırım fonlarındaki yatırımcı sayısı yüzde 99 artarak 1.1 milyondan 2.2 milyona çıkarken hisse senedine yatırım yapan serbest fonlardaki büyüme yüzde 202 ile 36 bin kişiden 109 bin kişiye çıkmış durumda. Rakamlardaki bu artış hızı sebepsiz değil elbette. Borsa İstanbul'un performansı faizler yüzde 50 seviyesinde olsa bile yatırımcıları cezbetmeye devam ediyor. Ancak şunu unutmamak gerekiyor: İşi profesyonellere emanet etmek yatırımlarınız üzerindeki sorumluluğunuzu kaldırmıyor. Yatırım fonlarına da yukarıda bahsettiğim soruları cevaplayarak girmek ve portföy oluşturmak getirinizde önemli farkların oluşmasına yardımcı olur. önemli dönemlerde yatırım fonu portföyüne yapacağınız dokunuşlar, fon değişiklikleri profesyonellerin olmasa bile sizlerin mayısta 'uzaklaşabilmenize' neden olacak. Tabii ki halka açık olan TEFAS platformundan fonların komisyon oranlarını takip ve kontrol etmeyi de unutmamak kaydıyla...
FİKRİTAKİP: GYF 2.0 DÖNEMİ
Gayrimenkul Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği'nde yapılan değişiklik, geçen ay Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Haziran ayında Periscope'un konuğu olarak gayrimenkul yatırım fonlarının (GYF) sermaye piyasalarında oynayacağı önemli rolü anlatan Neo Portföy Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Yener Yıldırım ile tebliğde düşünülen değişiklikleri aktarmıştık. Yıldırım ile değişikliklerden sonra yeniden görüştüm. Yıldırım, GYF2.0 olarak adlandırdığı bu yenilikle, GYF'lerin inşaat projelerine yatırım yapabileceğini ve bunun piyasa aktörlerine birçok fırsat sunarken, yatırımcılara da yeni olanaklar getireceğini anlattı.
Yeni düzenlemenin getireceği en önemli değişimlerden biri de GYF'lerin kentsel dönüşüm projelerini geliştirebilmesi, finanse edebilmesi olacak. Yıldırım, kentsel dönüşüme odaklanan proje GYF'lerinin de hayata geçirileceğini ve finansal sektörün ilgisini çekecek projeler oluşturacaklarını anlattı.
Yıldırım'a Neo Portföy'ün bu alandaki çalışmalarını ve daha da önemlisi bu çalışmaların ne zaman hayata geçeceğini sordum. Yanıtı çok net oldu, "Halihazırdaki üç fonumuzun proje geliştirme fonu olması için SPK'ya başvurumuzu yaptık bile. Dönüşüm izninin gelmesiyle birlikte bu yılın son çeyreğinde işe başlamayı planlıyoruz" dedi.
Dönüşen fonların haricinde iki tane de yeni fon çıkartacaklar. Yıldırım "Biz hazırız. Toplam beş fon ile bu alanda çalışmaya başlayacağız" dedi. GYF2.0'ın Türkiye sermaye ve gayrimenkul piyasaları için bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Yıldırım, SPK'nın bu yenilikçi adımının çok değerli olduğunu da belirtti.
(Neo Portföy Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Yener Yıldırım)