Otomotiv

23 Ekim 2024 14:43

Performans, lüks ve çevre dostu sürüş deneyimi

Mercedes-Benz'in sahip olduğu teknolojilerle, müşterilere gelecekte bir araçtan beklenecek her şeyi bugünden yaşattığına dikkat çeken Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu Başkanı ve Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan, “Deneyim teknolojisi, otomotiv sektörünün geleceğinde büyük bir rol oynayacak ve otomobillerin hem sürücü hem de yolcular için sunduğu değerleri yeniden tanımlayacak” diyor.

Endüstri 4.0 kapsamında kurulan akıllı fabrikalar, IoT (nesnelerin interneti) ile bağlanan cihazlar, yapay zeka ve büyük veri analitiği gibi teknolojilerle üretimi optimize ediyor. Dijitalleşmeye yoğun yatırım yapılarak yapay zeka ve otomasyon kullanımıyla üretkenliği yüzde 30-50 arasında artırmanın hedeflendiğini belirten Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu Başkanı ve Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan, "Sektördeki mobilite çözümleri de büyük oranda otonom sürüş ve bağlantılı araç teknolojileri tarafından yönlendiriliyor. ABD yüksek Ar-Ge yatırımları ve düzenleyici çerçevedeki ilerlemelerle dikkat çekiyor. Çin ve Avrupa Birliği ülkeleri, ABD'den sonra geliyor. 2022 yılında 25.15 milyar dolar olan otonom araç pazarının 2029 yılına kadar 197 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Mercedes-Benz olarak bizim de içinde olduğumuz birçok büyük otomotiv markası ABD ve Avrupa'da otonom araçlar için kapsamlı testler gerçekleştiriyor. Elektrikli araçlara geçiş, gelişmiş ülkelerde hızla ivme kazanıyor. Devlet teşvikleri, karbon salımını azaltma hedefleri ve şarj altyapısının gelişmesi bu dönüşümün arkasındaki önemli faktörlerden. IEA (International Energy Agency) verilerine göre, 2023 yılı itibarıyla dünya genelinde 10 milyondan fazla elektrikli araç satıldı. Avrupa ve Çin pazarları bu büyümenin başını çekiyor. Biz de sürdürülebilir iş stratejimizin temel unsurlarından biri olan Ambition 2039 ile iklim koruma ve hava kirliliği kontrolüne yönelik bütünsel bir yaklaşım için 2019'da rotamızı belirledik" diyor.

KARBON NÖTR OTOMOBİL FİLOSU HEDEFİ

Mercedes-Benz'in 2039 yılına kadar karbon nötr bir otomobil filosu yaratmaya odaklandığını ifade eden Bekdikhan, "Bu hedefe ulaşmak için otomobillerin elektrikli hale getirilmesi, üretimde yenilenebilir enerji kullanımı, batarya teknolojisinin iyileştirilmesi, geri dönüştürülmüş malzemelerin yaygın kullanımı ve araçların yeşil enerjiyle şarj edilmesine odaklanıyoruz. Yeni otomobil satışlarımızda elektrikli otomobillerin ve plug-in hibritlerin küresel payının bu 10 yılın ikinci yarısında yüzde 50'ye ulaşacağını öngörüyoruz. Otomotiv sektöründe yapay zeka hem üretim hem de kullanıcı deneyiminde önemli rol oynuyor. Araç içi yapay zeka sistemleri (örneğin otonom sürüş asistanları) ve büyük veri analitiği, kullanıcı alışkanlıklarını öğrenerek araç performansını optimize ediyor. Son dönemde yerli elektrikli araç üretimi ve şarj altyapısı konusunda yapılan yatırımlar, tüketicilerin elektrikli araçların benimsemesi konusunda bir ivme yarattı. 2023'ün başında Türkiye genelinde 3 binin biraz üzerinde şarj noktası bulunurken, şu anda yaklaşık 23 bin hızlı ve yavaş şarj noktası bulunuyor. Bu da Türkiye'nin soket başına düşen elektrikli araç sayısı bakımından Avrupa ülkeleriyle başa baş bir konumda olduğunu gösteriyor" yorumunda bulunuyor.

"PORTFÖYÜMÜZ DAHA DA ELEKTRİKLİ HALE GELECEK"

Müşterinin isteğine uygun mükemmel Mercedes'i üretmek için çalıştıklarını aktaran Bekdikhan, "Geçtiğimiz yıl elektrikli araç satışlarımızın oranı, pazar ortalamasının üzerine çıkarak yaklaşık yüzde 15 oldu. 2024'te yeni modellerin de katkısıyla satışlarımızın yüzde 20'sinin elektrikli modeller olmasını hedefliyoruz. Türkiye'de yer alan modellerimizle de lüks segmentte en çok tercih edilen marka olmaya devam ediyoruz. Türkiye'de de global vizyona paralel olarak elektrikli araçların yaygınlaşmasında öncü rol oynamayı sürdürmek istiyoruz. Şu anda Türkiye'de sedan olarak EQE ve EQS, SUV olarak da EQA ve EQB ile yer alıyoruz. Ayrıca ikonik off-road aracımız G-Serisi'nin elektrikli modelinin tanıtımını da gerçekleştireceğiz ve böylece portföyümüz daha da elektrikli hale gelecek. Tam elektrikli (BEV) modellerin yanı sıra plug-in hibrit (PHEV) teknolojilerini de geliştirmeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıla oranla satışlarda ciddi bir artış söz konusu. Bu da müşterilerimizin bu teknolojinin faydalarını benimsemeye başladıklarını gösteriyor. Özellikle yeni PHEV modellerinde, elektrikli sürüş menzili 100 km'ye kadar çıkabiliyor. Bu da şehir içi sürüşlerin çoğunun tamamen elektrikle yapılabilmesini sağlıyor. C-Serisi, E-Serisi, GLE, S-Serisi gibi dünya genelinde çok beğenilen modellerin hibrit versiyonları, performans, lüks ve çevre dostu sürüş deneyimini bir arada sunuyor. Yeni otomobil satışlarımızda elektrikli otomobillerin ve plug-in hibritlerin küresel payının bu on yılın ikinci yarısında yüzde 50'ye ulaşacağını öngörüyoruz" diyor.

ESNEK VE ZENGİN DENEYİMLER

Bekdikhan, deneyim teknolojisi alanında otomotiv sektörünün geleceği hakkında ise şu yorumda bulunuyor: "Araçlarımız sahip oldukları teknolojilerle müşterilerimize gelecekte bir araçtan beklenebilecek her şeyi bugünden yaşatmaya başladı. Deneyim teknolojisi, otomotiv sektörünün geleceğinde büyük bir rol oynayacak ve otomobillerin hem sürücü hem de yolcular için sunduğu değerleri yeniden tanımlayacak. Dünyanın önde gelen üreticileri otonom sürüşe hızla artan şekilde yatırım yapıyor. Amerika'da SAE 3. Seviye koşullu otonom sürüş sunan dünyadaki ilk markayız. Mercedes-Benz olarak S-Serisi, EQS ve EQE'nin ardından, yüksek otomasyonlu park fonksiyonu olan INTELLIGENT PARK PILOT'ı artık yeni E-Serisi ve Estate için de sunuyoruz. Otomotiv sektörü de giderek daha fazla araç içi kişiselleştirilmiş deneyimler sunma konusuna odaklanacak. Bu trend ile her sürücü-yolcunun ihtiyaçlarına göre uyarlanabilen, zengin deneyimler sunan araçlar üretilecek."

EN ÇOK OKUNANLAR