Japonya, her ziyaretçisine bambaşka bir deneyim sunan, tarihi ve modern dokunun kusursuz bir uyum içinde olduğu benzersiz bir ülke. Bu uzun soluklu seyahatte, imparatorluk mirasıyla büyüleyen Kyoto'dan teknolojinin başkenti Tokyo'ya ve sokak lezzetleriyle ünlü Osaka'dan dinamik kent Kobe'ye uzanan bir keşif rotası sizi bekliyor. Uzak Doğu'nun mistik coğrafyasında yer alan Japonya, köklü tarihi, benzersiz kültürü ve ileri teknolojisi ile en ilgi çekici ülkelerden biri. Bölge, gökdelenlerle dolu şehirleri, huzur veren tapınakları, geleneksel bahçeleri ve dünyaca ünlü mutfağıyla her yıl milyonlarca turisti kendine çekiyor. İlkbahar ve yazda sakura (kiraz çiçekleri) festivalleri, sonbahar ve kışın ise kırmızı yaprakların oluşturduğu muazzam manzaralar Japonya'nın doğal güzelliklerini ve kültürel zenginliklerini gözler önüne seriyor. Ülkenin en büyük şehirlerinden Tokyo, Kyoto, Osaka ve Kobe Japonya'nın hem geçmişini hem de geleceğini keşfetmek isteyenler için ideal bir atmosfer sunuyor.

TOKYO: TEKNOLOJİNİN BAŞKENTİ

Dünyanın en büyük şehri ve Japonya'nın başkenti Tokyo, antik gelenekleri son teknoloji ile kusursuzca harmanlayan canlı bir metropol. Kent, devasa gökdelenleri, renkli sokakları ve hareketli caddeleriyle modern dünyanın en etkileyici manzalarına ev sahipliği yapıyor. Japonya'yı keşfetmeye Tokyo'nun en eski ve en etkileyici tapınağı olan Senso-ji ile başlayabilirsiniz. Senso-ji'ye 250 metre yakınlıkta olan Nakamise ise geçmişi 17. yüzyıla uzanan Japonya'nın en eski alışveriş merkezlerinden biri. Alışveriş yapan insanlarla dolup taşan tapınak bölgesini gezdikten sonra dünyanın en yüksek kulesi olan Tokyo Sky Tree'ye çıkarak tüm şehri panoramik manzara eşliğinde seyredebilirsiniz. Shibuya'da ise ünlü yaya geçidinden geçerken kendinizi bu devasa şehrin parçası gibi hissedebilir, Akihabara'da teknoloji ve anime dünyasının derinliklerine dalabilirsiniz.

KYOTO: TARİHİN İZİNDE BİR YOLCULUK

Bir zamanlar Japonya'nın başkenti olan Kyoto, geleneksel tapınakları, samuray geçmişi ve sakura ağaçlarıyla ünlü bir şehir. Kyoto, yaklaşık 1600 Budist ve 400 Şinto tapınağı ile zengin bir dini mirasa sahip bir şehir olup, bölgede bulunan Fushimi Inari'nin yanı sıra Kiyomizu-dera ve Kinkaku-ji tapınakları, her yıl milyonlarca ziyaretçi çeken önemli yapıları oluşturuyor. Özellikle de Fushimi Inari Tapınağı'nın kırmızı torii kapıları arasında yürüyüş yaparken kendinizi Japon tarihinin derinliklerinde bulabilirsiniz. Gion bölgesinde ise geleneksel kültüre tanıklık edebilir, tarihi çay evlerinde vakit geçirebilirsiniz.

KOBE: ÇOK KÜLTÜRLÜ BİR DENEYİM

Japonya'nın en dikkat çekici şehirlerinden biri olan Kobe, modern mimarisi ve tarihi dokusuyla öne çıkıyor. Osaka Körfezi'nin kıyısında, Rokko Dağları'nın eteklerinde konumlanan bu şehir, 1868'de limanının açılmasıyla Japonya'nın dünyaya açılan kapılarından biri haline gelmiş ve bu çok kültürlü yapısını günümüzde de koruyor. Kentin en önemli tarihi noktalarından biri ise Ikuta Tapınağı. Kökeni 3. yüzyıla dayanan bu şinto tapınağı, huzurlu atmosferi ve yemyeşil bahçeleriyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.

OSAKA: LEZZET ÜSSÜ

Japonya'nın en hareketli ve enerjik şehirlerinden biri olan Osaka, eğlence hayatı ve mutfak kültürüyle ünlü. Şehir sokak yemekleriyle tanınırken, Dotonbori'deki neon ışıkları altında takoyaki veya okonomiyaki tatmadan geçmek olmaz. Universal Studios Japan gibi eğlence parkları ise şehri keşfederken unutulmaz anılar biriktirmenizi sağlayacak duraklardan biri. Şehirdeki en ünlü simgelerden biri olan ve 16'ncı yüzyılda inşa edilen Osaka Kalesi, Japonya'nın feodal dönemine dair birçok iz taşıyor. Bu kale, şehri kuşatan surlarla ve muazzam bahçeleriyle dikkat çekiyor.