Otomotiv

23 Ekim 2024 11:15

Yeni iş modelleri kurgulanıyor

Otomotiv sektöründe bağlantılı araçlar, yeni yazılım tabanlı hizmetler ve dijital platformların entegrasyonu gibi konulara odaklanıldığını belirten Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, “Özellikle Avrupa'da sürdürülebilirlik ve çevreyi koruma politikalarıyla bu değişim hız kazanmış durumda. Tüketici talepleri doğrultusunda ise yeni iş modelleri oluşturuluyor” yorumunda bulunuyor.

Dijital dönüşüm, tüm dünyada birçok sektörü olduğu gibi otomotiv sektörünü de genellikle pozitif anlamda etkiledi. Büyük üretici firmalar için dijital dönüşümün, tüm iş operasyonlarına modern teknolojileri entegre etmeyi ifade ettiğini vurgulayan Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, "Araçların bağlanabilirlik kabiliyeti, bunlarla ilgili platformlar, gelişmiş sürücü destek sistemleri, konfor, güvenlik ve mobiliteyi artırmayı hedefleyen bu çalışmalar ülkelerden daha çok üretici firmaların vizyonlarıyla paralel gelişiyor. Elbette gelişmiş ülkelerde fabrikadan son kullanıcıya kadar inovasyonu sürdürmek hedefine bağlı çalışmaları gerçekleştirmek çok daha mümkün. Yazılım geliştirme veya bu yönde iş birlikleri oluşturma imkanları çok daha fazla. Bu ülkelerde otomotiv sektörü, dijitalleşme ve mobilite dönüşümünü yoğun bir şekilde yaşıyor. Elektrifikasyon, bağlantılı araçlar ve otonom sürüş gibi teknolojiler sektörde ön planda. Özellikle Avrupa, Amerika ve Asya'daki üreticiler, bu dönüşüme büyük yatırımlar yaparak elektrikli araç üretiminde hızla ilerliyorlar. Bağlantılı araçlar, yeni yazılım tabanlı hizmetler ve dijital platformların entegrasyonu gibi konular üzerine odaklanılıyor. Özellikle Avrupa'da sürdürülebilirlik ve çevreyi koruma politikalarıyla bu değişim hız kazanmış durumda. Aynı zamanda, otonom araç teknolojileri ve mobilite çözümleri de hızla gelişiyor ve tüketici talepleri doğrultusunda yeni iş modelleri oluşturuluyor" diyor.

"TÜRKİYE TEKNOLOJİK GELİŞMELERE HIZLA ADAPTE OLUYOR"

Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusuyla teknolojik gelişmeleri hep yakından takip eden ve hemen adapte olan bir ülke olduğuna dikkat çeken Bilaloğlu, şöyle devam ediyor: "Bu anlamda dönüşümü yakalamaktan çok tüm dünyayla beraber dönüştü diyebiliriz. Elektrikli scooterlar, paylaşım teknolojileri, elektrikli otomobiller... Kısaca mobilitedeki tüm gelişmeler tüm dünyayla aynı anda ülkemize geldi. Togg gibi yerli projelerle Türkiye, elektrikli araç üretimi ve gelişimi konusunda aktif rol oynamaya başladı. Bu da elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasında etkili oldu."

ELEKTRİKLİ ARAÇLARDA 2020'DEN BUGÜNE ÖNEMLİ ADIMLAR ATILDI

Elektrikli modellere ilk adımı Porsche markasının Taycan modelini 2020 yılında Türkiye'ye getirerek attıklarını ifade eden Bilaloğlu, "Ardından Porsche şarj istasyonu yatırımlarımızı hayata geçirdik 2022 yılında Porsche markamız ile Türkiye'deki ilk batarya onarım merkezini açtık. 2024 yılı içerisinde D- Charge markamızı kurduk. Doğuş Otomotiv çatısı altında faaliyet gösteren Doğuş Şarj Sistemleri şirketinin markası olan D-Charge, öncelikle Doğuş Otomotiv'in distribütörlüğünü üstlendiği markalarının yetkili satıcı ve yetkili servislerine, Doğuş Grubuna bağlı yatırım ve iştirakler başta olmak üzere markaların ihtiyaç duyduğu tüm noktalara elektrikli araç şarj sistemlerinin kurulumu ve bunların servisi hizmetini sunuyor. D-Charge markamız ile 2024 yılında başta yetkili satıcı ve servis noktalarımız olmak üzere şarj hizmeti vermeyi hedefliyoruz. Özellikle 2024 yılı sonuna kadar 130 DC ve 130 AC ünite ile elektrikli araç kullanıcılarına şarj hizmeti vermeyi hedefliyoruz. Tabii sadece altyapı değil, Volkswagen grubunun yeni elektrikli modellerini de yıl sonuna kadar tüketicilerle buluşturmayı hedefliyoruz" diyor.

KİŞİSEL DENEYİM ALANLARI ÖNE ÇIKIYOR

Otomobillerin işlevinin ulaşımın dışına çıktığını dile getiren Bilaloğlu, "Dijitalleşme ve bağlantılı araç teknolojileri ile otomobiller, kişisel deneyim alanları haline geliyor. Sürücüler artık araçlarını bir ofis, eğlence merkezi veya kişisel alan olarak kullanabiliyorlar. Artık insanların bir yerden bir yere hangi araçla gideceğinden çok, bu yolculuk süresince neler yapabileceği, aracında nasıl vakit geçirebileceği, aracın kullanım süresi boyunca çevresel etkileri gibi birçok önemli etken de cevap verilen sorular arasında yer almaya başladı. Tüm bunlar geleceğin otomobillerindeki trendleri belirleyici unsurlar olacak. Öyle sanıyorum ki tüm dünyadaki otomotiv üreticileri, yüzde 100 elektrikli, sıfır emisyonlu, gürültüsüz ve tamamen dijital ve yeşil teknolojiye odaklanmış otomobiller üretmek konusunda neredeyse hemfikir. Özellikle elektromobilite, dijitalleşme ve otonom sürüş, araç içinin artık odakta yer aldığı otomobilleri görmemize neden olacak. Aracı kullanmaya gerek kalmayacağı için, sürücünün daha özgür kalacağı bir zamanı olacak. Ve bu zamanı otomobilinde işlerini yaparak, toplantılara katılarak, film seyrederek geçirebilecek. Dijitalleşmeyle birlikte otomobiller artık kişisel deneyim alanları haline gelecek. Otomobiller yazılım tabanlı bir ürün olma yolunda ilerliyor. Gelecekte verileri kullanarak araçların, ürünlerin optimizasyonları, yeni dijital hizmetlerin devreye alınması gibi konular da hayatımıza dahil olacak. Müşteri ihtiyacına göre aracın güncellemesi yapılabilecek. Elbette bu dijital uygulamalar, yazılımlar ve teknolojiler sayesinde sadece konfor anlamında bir gelişme olmayacak. Aynı zamanda güvenlik de gelişecek. Otomobiller trafik ışıklarıyla, yol kenarlarındaki işaretlerle de bağlantılı olacak" diyor. Bilaloğlu, son olarak şu yorumda bulunuyor: "Otomobiller giderek daha fazla yazılım ve teknoloji odaklı ürünler haline geliyor. Otonom sürüş, bağlantılı araçlar ve yapay zeka tabanlı hizmetler, otomotiv sektöründe devrim niteliğinde yenilikler sunuyor. Gelecekte araçlar sadece ulaşım aracı olarak değil, kullanıcıların dijital yaşamlarının bir parçası haline gelecek."

EN ÇOK OKUNANLAR