Otomotiv

10 Ekim 2024 10:50

Emin ve derin adımlarla gelen bir devrim

Elektrikli araçlar, kişiselleştirilmiş platformlar, otonom sürüş, paylaşım ekonomisi, yeni kullanıcı deneyimi, bağlantılı araçlar, biyometrik veriler ve siber güvenlik gibi oluşumlar iş modeli inovasyonu ve startup'ların da devreye girmesiyle otomotiv sektöründe devrim niteliğinde bir dönüşümü beraberinde getiriyor.

Otomotivde devrimin ayak seslerini çoktan duymaya başladık bile... Şimdi gelecek senaryolarıyla hem otomotiv şirketlerine hem de tüketicilere yarının tüyolarını veren üç uzmanımıza kulak verelim

01 ENTEGRE DİİJİTAL PLATFORMLARA HAZIR MISINIZ?

Otomotiv sektörü, dijitalleşmenin etkisiyle büyük bir dönüşüm yaşıyor. Elektrikli araçlar (EV), otonom sürüş (self-driving) ve paylaşım ekonomisi (shared mobility) gibi trendler sektörün geleceğini şekillendiriyor. Dünya Ekonomik Forumu'na (WEF) göre 2027'ye kadar 215 milyar doların üzerinde bir pazar değerine ulaşılacağı tahmin edilen bağlantılı araçlar (CV) ise bu dönüşümde kritik role sahip.

ARAÇ / PLATFORM FARLILIKLARINA DİKKAT EDİLMELİ

CV'ler, internet ve sensör teknolojilerini kullanarak sürücü, araç ve çevresi arasında sürekli olarak veri alışverişi sağlayan araçlar/platformlardır. CV teknolojisi, araçların birbirleriyle (V2V), altyapı sistemleriyle (V2I), yaya ve diğer unsurlarla (V2P) iletişim kurabilmesini sağlar. Böylelikle araçlar, trafik durumu, hava koşulları veya yol kazaları gibi bilgilere gerçek zamanlı ulaşarak sürücüye iletebilir, güvenliği artırabilir ve çevre dostu sürüş imkanı sağlayabilir. 5G teknolojisiyle CV'ın potansiyeli daha da artarak, anlık veri aktarımı ve yüksek bant genişliğiyle daha verimli bir sürüş deneyimini yaşatacak.

GÜVENLİK VE VERİMLİLİKTE BAĞLANTILI ARAÇLARIN ROLÜ

BM WHO verilerine göre her yıl yaklaşık 1.19 milyon kişi trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Bu kazaların büyük kısmı ise insan hatasından kaynaklanıyor. Peki bağlantılı araçlar bu noktada ne gibi faydalar sağlıyor?

1-CV teknolojileri, trafik kazalarını azaltabilir.

2-Güvenli sürüş noktasında, araçlar arasında iletişim sağlanarak öndeki araçların ani fren yapması ya da yol üzerindeki tehlikeler hakkında sürücüyü uyarabilir.

3-Şehir altyapısıyla bağlantısıyla trafik ışıkları ve hız sınırları gibi düzenlemelerle uyumlanabilir.

4-Gerçek zamanlı trafik verileriyle en verimli rotalar seçilerek hem zaman tasarrufu hem de yakıt tüketiminin ve karbon emisyonlarının azaltılması sağlanabilir.

5-Filolar anlık izlenerek yakıt ve bakım maliyetleri optimize edilebilir.

6-Araçlar akıllı altyapılarla entegre olup dur-kalkı ve park aramalarını minimuma indirebilir.

7-Uzaktan teşhis ve kestirimci bakım noktasında ise, araçlar sorunları erken tespit edip maliyetli arızaları önleyebilir.

İŞ MODELİ İNOVASYONUYLA YENİ GELİR İMKANI

CV'ler, aynı zamanda otomotiv sektörüne iş modeli inovasyonuyla yeni gelir imkanları da sunuyor. Örneğin, uzaktan teşhis ve bakım hizmetleri, sürücülerin araçlarının durumunu anlık takip etmelerini ve bakım süreçlerini daha verimli yönetmelerini sağlayabilir. McKinsey'nin 'Corporate Business Building To Unlock Value In Automotive Connectivity' araştırmasına göre 2030'a kadar bu tür yazılım tabanlı hizmetlerin otomotiv endüstrisine yıllık 20-25 milyar dolar arasında ek gelir getirmesi bekleniyor. Ayrıca, CV'lar üzerinden sunulan eğlence ve konfor paketleri de, üreticilere premium hizmet modelleri yaratma fırsatı sunuyor.

YAKIN GELECEK

CV'ın geleceği, otonom sürüş ve elektrifikasyonla iç içe geçecek. Otonom araçların tam anlamıyla güvenli ve verimli bir şekilde çalışabilmesi için, CV teknolojilerinin yaygınlaşması kritik önem taşıyor. Dolayısıyla, CV'lar otomotiv sektörünün geleceğinde önemli bir kilometre taşıdır. Güvenlik, verimlilik ve yeni dijital iş modeli inovasyonları sunma potansiyeliyle sektörün dijital dönüşümünün önemli bileşenlerinden biridir. Teknoloji geliştikçe, bu araçların sunduğu fırsatlar şüphesiz büyümeye devam edecektir. Dijital dönüşümün sadece teknolojiyle sınırlı olmadığını unutmamak ve bu fırsatlardan yararlanabilmek için iş modellerinde ve organizasyon yapılarında inovasyon ve girişimcilik odaklı yeni nesil yaklaşımlar gerekiyor.

(InnotalentPlus Kurucusu ve İnovasyon Odaklı Yönetim Danışmanı Güven Karaöz)

02 DÖNÜŞÜME ADAPTE OLMANIN TAM ZAMANI

Otomotiv sektörü; ekonomik faktörler, değişen ulaşım ihtiyacı ve özellikle genç nesillerin araç sahipliği konusundaki farklı bakış açısı nedeniyle dönüşüm içerisinde. Yeni nesiller için araba sahibi olmaktansa, ihtiyaçlarıyla uyumlu şekilde arabaya erişim imkanı, büyük bir değişimi işaret ediyor. Bu küresel değişime yönelik yeni çözümler 4 ana başlıkta yoğunlaşıyor:

1-Araçların veri merkezi olarak değerlendirildiği, bağlanabilirlik (connectivity)

2-Özellikle ticari kullanımda ivme kazanması beklenen, otonom sürüş (autonomous) ve yaygınlaşan elektrifikasyon

3-Yeni teknoloji ve ArGe faaliyetleri

4-Paylaşım ekonomisi (sharing economy), ağırlıklı olarak bir iş modeli inovasyonu.

STARTUP'LAR NASIL FARKLILAŞIYOR?

Devlerin uzmanlık ve yatırımlarının platform üretimine odaklı olmasını değerlendiren startup'lar, otomotiv platformlarını yeni iş modelleri ve teknolojileri test edebilecekleri bir arayüz olarak konumlamaya başladı. Startup'ların paylaşım ekonomisi iş modelleri ve kişiselleştirilmiş ulaşım deneyimiyle, değişen tüketici ihtiyaçlarına nasıl çözümler üretmeyi test ettiğine bakalım.

Paylaşım ekonomisi: Hizmet olarak ulaşım (MaaS) platformları, araç çağırma, araç paylaşımı, toplu taşıma ve bisiklet paylaşımı gibi çeşitli ulaşım alternatiflerini birleştirerek, entegre ulaşım çözümleri sunuyor. İngiltere'de kurulan startup Mobilleo, farklı şehirler için ulaşım ve konaklama kullanımını optimize edebilen entegre bir platform sunuyor. Amerika'da hizmet veren Autonomy, kullanıcıların istedikleri araçlara abone olmalarını sağlıyor. Abonelik planı araba tescili, rutin bakım, yol yardımı gibi çok sayıda servis içeriyor. İtalyan startup Turo, Airbnb'ye benziyor; daire yerine arabanızı kiralayıp gelir kazanmayı sağlıyor. ABD'da 100'den fazla şehirde hizmet veren Getaround, aracınızı saatlik olarak kiralamak için kullanabileceğiniz, P2P araç paylaşım hizmeti.

Kişiselleştirilmiş platformlar ve yeni kullanıcı deneyimi: Arabalar, teknoloji çözümü üretenler için hareket eden veri merkezleri. Almanya'da kurulan Holoride, XR teknolojisiyle aracın hareket verileriyle, sürücünün kullanım performansını arttıran servisler geliştiriyor. İtalyan Tuc, araçtaki dijital paneller, koltuklar ve akıllı cihazları anlık analiz edip, kullanıcı deneyimini arttıran özelleştirmeler yapılmasını sağlıyor. Yerli startup Wyseye'ın Hasar.ai ürünü, yapay zeka algoritması ve görüntü işleme teknolojisi ile araçlardaki hasar tespit süreçlerindeki verimsizlik ve değer kaybını önlüyor.

Değişen rekabet ve startup'lar: Startup'lar, riskli yeni iş modelleri ve teknolojileri test ediyor. Kurumlar da değerini doğrulayan startup'lar ile kalıcı iş birlikleri yapıyor. Örnek verdiğimiz startup'ların hepsinin büyük kurumsal müşteri veya hissedarları var ve bu kurumlar sadece otomotiv sektörü oyuncuları değil. Değişen tüketici davranışları, pazardaki kurumsal rekabeti de etkiliyor. Startup'ların yarattığı yeni çözümler, otomotiv ile komşu ancak tamamen farklı (sigorta, finans, iletişim vb.) sektörlerdeki şirketlerin, ulaşım sektörüne girişi için yeni bir kanal oluşturuyor.

(Workinlot Kurucu Ortakları Baran Korkut ve Atilla Erel)

03 GDPR'A UYUM EN BÜYÜK ZORUNLULUK

Bağlantılı araçlar, biyometrik veriler ve siber güvenlik söz konusu olduğunda general data protection regulatıon (GDPR-genel veri koruma yönetmeliği) odaklı dönüşümün önemi giderek artıyor. otomotiv sektörünün GDPR odaklı 5 soruya vakıf olması ise büyük önem taşıyor.

1-GDPR nedir ve hangi şirketler uyum sağlamalı?

GDPR, Avrupa Birliği'nin vatandaşlarının kişisel verilerini koruma amacıyla getirdiği bir düzenleme... Bu düzenleme, sadece AB'de faaliyet gösteren değil, AB vatandaşlarının verilerini işleyen tüm şirketler için geçerli. Özellikle bağlantılı araç şirketleri gibi biyometrik veri işleyen sektörler için GDPR uyumluluğu kritik öneme sahip. Otomotiv sektöründeki üreticiler, teknoloji sağlayıcıları ve servis hizmetleri sunan tüm bağlantılı araç şirketleri, GDPR'a uyum sağlamak zorunda. Bu uyum, kullanıcıların mahremiyetini korumak ve verilerin güvenliğini sağlamak açısından büyük önem taşıyor.

2-Bağlantılı araçlar biyometrik veri toplarken ne tür etkiler yaratıyor?

Bağlantılı araçlar, çeşitli sensörler ve biyometrik veri toplama teknolojileri ile donatılmış durumda. Yüz tanıma, ses komutları ve kalp atış hızı gibi biyometrik veriler toplayarak sürücü güvenliğini artırmak hedefleniyor. Ancak bu verilerin toplanması, mahremiyet ve güvenlik açısından ciddi riskler doğuruyor. Biyometrik veriler sabit, değiştirilemez ve kişiye özgüdür. Bu nedenle çalındıklarında geri alınamazlar ve kullanıcı için büyük güvenlik tehditleri oluştururlar. Biyometrik veriler, çok hassas oldukları için özel koruma gerektiriyor. GDPR, bu verilerin nasıl işleneceğini, hangi amaçlarla kullanılacağını ve nasıl korunacağını belirleyen kapsamlı kurallar getiriyor. Bağlantılı araç şirketleri, bu düzenlemelerle kullanıcılarının hem güvenliğini hem de mahremiyetini korumak zorumak zorunda.

3-GDPR, biyometrik verilerin işlenmesi konusunda hangi yükümlülükleri getiriyor?

GDPR, biyometrik verilerin işlenmesi için kullanıcının açık rızasını şart koşar. Kullanıcılar, hangi verilerinin toplandığını, bu verilerin nasıl kullanılacağını ve kimlerle paylaşılacağını bilmek zorundadır. Ayrıca, biyometrik veriler güvenli bir şekilde şifrelenmeli ve izinsiz erişimlere karşı korunmalı. Bu süreçlerde, bağlantılı araç şirketlerinin GDPR'a tam uyum sağlaması büyük önem taşıyor. Verilerin izinsiz paylaşılması ya da yeterince korunmaması durumunda, bu şirketler GDPR ihlalleri nedeniyle ciddi para cezaları ve yasal yaptırımlarla karşılaşabilir.

4-Biyometrik verilerin toplanması

Biyometrik veriler, geleneksel kişisel verilere kıyasla çok daha hassas. Bir şifre çalındığında değiştirilebilir, ancak biyometrik veriler değiştirilemez. Yüz tanıma verileri veya parmak izi gibi biyometrik bilgiler çalındığında, bu veriler uzun süreli güvenlik açıklarına neden olabilir. Bağlantılı araçlar, IoT (nesnelerin interneti) sistemi üzerinden sürekli veri paylaşırken, bu veriler siber saldırılara karşı korunmalı ve güvenlik sağlanmalı. Bağlantılı araç şirketleri, biyometrik verilerin güvenliğini sağlamak için GDPR gerekliliklerine uygun hareket etmeli ve siber güvenlik önlemlerini sürekli olarak güncellemeli.

5-Bağlantılı araç şirketleri, biyometrik verilerle ilgili GDPR uyumluluğu sağlamak için neler yapmalı?

Bağlantılı araç şirketleri, biyometrik verilerle ilgili GDPR'ye uyum sağlamak için açık rıza almalı, verileri güvenli şekilde şifrelemeli ve kullanıcıların verileri üzerindeki kontrolünü artırmalı. Düzenli güvenlik güncellemeleri yapılmalı ve olası veri ihlallerine karşı acil durum planları oluşturulmalı Mahremiyet odaklı tasarım ilkeleri benimsenmeli ve kullanıcıların verilerinin nasıl korunduğu konusunda şeffaf olunmalı.

(Newky Startup Hukuku&Risk Yönetimi Danışmanı Avukat Elif Özel Yücetürk)

EN ÇOK OKUNANLAR