Otomotiv

15 Nisan 2025 09:01

"Riskler kadar fırsatlar da büyük"

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, üretimde dalgalanmalar ve ihracattaki belirsizliklere rağmen, teknoloji yatırımları ve stratejik iş birliklerinin otomotiv sektörüne yeni bir yön verebileceği düşüncesini paylaşıyor.

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, otomotiv tedarik sanayisinin son durumunu Platin'e değerlendirdi:

2024 yılı Türkiye otomotiv tedarik sanayisi açısından zorlu ancak önemli fırsatlar sunan bir yıl oldu. Yıl genelinde toplam araç üretimi 1 milyon 463 bin adetle, bir önceki yıl gerçekleşen 1 milyon 567 bin adet üretimin gerisinde kaldı. İhracat cephesinde otomotiv sektörü, toplamda 37.2 milyar dolarlık bir ihracat geliri elde ederek birim fiyatlardaki artışla birlikte olumlu bir performans sergilese de bunun sürdürülebilirliği bir tehdit noktası olarak karşımızda duruyor. Avrupa Birliği'nin regülasyon değişiklikleri ve ana sanayilerden yeni platform ve projeler alamamamız nedeniyle 2025 yılı ihracatımızda yüzde 10'luk bir küçülme olacağını öngörüyoruz. Türkiye'nin dünya genelinde araç üretiminde 12'nci sıradan 11'inci sıraya yükselmesi, önemli bir başarı olarak değerlendirilse de bu konumun korunması ve geliştirilmesi için daha büyük hedeflere yönelinmesi gerektiği net bir şekilde görülüyor.

YERLİ ÜRETİM VE KÜRESEL REKABET GÜCÜ

Türkiye'nin iç pazarında yaşanan ithalat oranlarındaki artış oldukça dikkat çekici. 1 milyon 285 bin adetlik iç pazarda, maalesef ithal araçların oranı yüzde 70'i bulmuş durumda. Yani yerli üretimin payı giderek azalıyor. Eğer Türkiye olarak daha rekabetçi olmak istiyorsak; 1.5 milyon adetlik iç pazar hedefi ve yüzde 70 yerlilik oranını yakalamalıyız. Şu anki tablo, bizim için büyük bir uyarı niteliği taşıyor. Türkiye'nin ekonomik büyüklüğüne uygun bir iç pazar yaratmak, fabrikalarımızı daha verimli hale getirmek için bu hedefe odaklanmamız gerekiyor. Son 5 yılda 15'incilikten 11'inciliğe kadar yükseldik fakat bu kritik bir eşik. 10. sıraya çıkabilmemiz için üretimimizi 1 milyon 400 binlik rakamlardan 2 milyon 400 binlere çıkarmamız gerekiyor. Bu zorlu süreci aşmak için rekabet gücümüzü artırmalı, stratejik iş birlikleri geliştirerek fırsatları değerlendirmeliyiz.

ELEKTRİFİKASYON VE TEDARİK ZİNCİRİNİN DÖNÜŞÜMÜ

Elektrikli, akıllı ve otonom araçlar, otomotiv sektöründe paradigmayı tamamen değiştirecek bir dönemin başlangıcıdır. Türkiye otomotiv tedarik sanayisi bu dönüşümü yakalamak için öncelikle elektrikli araçlar için batarya üretimi, otonom sistemlere uygun sensör ve yazılım geliştirme gibi yeni teknoloji alanlarına yatırım yapmalı. Çinli BYD'nin Türkiye'de yatırım kararı alması, ülkemiz için bu dönüşümü yakalamak adına büyük bir fırsat sunuyor. Bu yatırımla birlikte, yerli firmaların hem BYD ile hem de BYD'ye üretim yapan diğer tedarikçilerle iş birliği yapmaları, teknolojik bilgi birikimini artıracak ve sektörün geleceğe adaptasyonunu hızlandıracaktır. Ayrıca, yeni teknolojilere uyum sağlayamayan firmalar rekabet dışı kalma riskiyle karşı karşıya kalabilir.

GELECEĞİN TEDARİK SANAYİSİNDE YENİ DÖNEM

2025 yılında dünya genelinde üretimin geçen yılki gibi 92 milyon 500 bin seviyelerinde gerçekleşmesi beklenirken, Avrupa'da geçen yıla göre yüzde 2,6'lık bir düşüş ile 17 milyon 200 bin seviyelerinde üretim olması öngörülüyor. Türkiye'de üretimin, bir önceki yıla kıyasla çok fazla değişmeyerek 1 milyon 460 bin adet seviyelerinde kalacağı öngörülüyor. Otomotiv tedarikçileri, küresel rekabetin zorlu manzarasında gezinirken, hayatta kalmak için esneklik ve yenilikçiliğe her zamankinden fazla gereksinim duyacak. Jeopolitik küresel ticaret haritası sürekli yeniden çiziliyor. Rekabetin geleceğini tanımlayan jeopolitik güçleri öngörme, analiz etme ve bunlara uyum sağlama yeteneği, önümüzdeki yıllarda giderek daha kritik bir rekabet avantajı kaynağı haline gelecek.

EN ÇOK OKUNANLAR