Mobilite kavramı küresel ölçekte artık teknoloji odaklı bir yaklaşımı benimseyerek, otonom araçlar ve elektrikli araç filoları gibi yenilikçi çözümlerle daha fazla gelişiyor. Özellikle büyük şehirlerde, paylaşımlı mobilite çözümlerine yönelik ilgi giderek artıyor. Türkiye'de de benzer bir eğilim gözlemleniyor; şehir içi ulaşımda paylaşımlı araç hizmetleri yaygınlaşıyor ve tüketicilerin bu hizmetlere olan talebi artıyor. Ford Türkiye İş Alanı Lideri Özgür Yücetürk önümüzdeki dönemde, bu trendin daha da güçleneceğini ve otomotiv sektörünü köklü bir şekilde etkileyeceğini öngördüklerini söylüyor.
ŞARJ ALTYAPISI GENİŞLETİLMELİ
Kuşkusuz otomotiv sektöründeki değişim döneminin başındayız ve gelişmelere ilk elden şahit oluyoruz. Bu değişimin de öncüleri elektrikli ve hibrit araçlar. 2024 itibarıyla Türkiye'deki elektrikli araç satışları ciddi bir ivme kazanmış durumda, bu da tüketici tarafında bu araçlara olan ilgiyi açıkça ortaya koyuyor. Yılın ilk yarısında tam elektrikli otomobil satış sayısı yüzde 223,1 artışla 35 bin 636 olduğunu görüyoruz. Bu araçların toplam satışlar içindeki payı geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 2,6'dan yüzde 7,7'ye, hibrit otomobillerin payı ise yüzde 10,3'ten yüzde 14'e yükseldi. Özgür Yücetürk, verilerin birkaç yıl arayla globali takip ettiğimizi gösterdiğine dikkat çekiyor. Ancak sektördeki bu geçişin daha da hızlanması için birkaç kritik adımın atılması gerektiğini de sözlerine ekliyor. Yücetürk'e göre öncelikle, Türkiye'de elektrikli araçların yaygınlaşması için şarj altyapısının hızla genişletilmesi büyük önem taşıyor.
Mevcut şarj istasyonlarının sayısının artırılması ve bu altyapının ülke genelinde erişilebilir hale getirilmesinin önemine değinen Yücetürk, "Kullanıcıların elektrikli araçları tercih etmesinde şarj altyapısı belirleyici bir faktör olacak" diyor. Yücetürk ayrıca elektrikli araç sahipliğini teşvik etmek için vergi indirimleri, sübvansiyonlar ve hurda araç teşvikleri gibi mali teşviklerin güçlendirilmesi gerektiğine de dikkat çekiyor ve "Örneğin, Avrupa ülkelerinde başarıyla uygulanan düşük emisyon bölgeleri, Türkiye'de de belirli şehirlerde hayata geçirilerek elektrikli araç kullanımını artırabilir. Bu tür düzenlemeler, tüketicilerin fosil yakıtlı araçlardan çevreci alternatiflere geçişini hızlandırabilir" diyor.
SIFIR EMİSYONLU ARAÇ HEDEFLENİYOR
Bu değişim otomotiv şirketleri tarafından hem yakından takip ediliyor hem de yapılan yatırımlar sektöre yön veriyor. Elbette Ford Otosan da bu değişimin önemli oyuncularından biri. Yücetürk, "Geleceğe doğru ivme hızlanıyor ve bunun gerisinde kalmak mümkün değil. Ford Otosan olarak bizler Gelecek Şimdi vizyonumuzla kararlılığımızı vurguladığımız kapsamlı bir yol haritası ve eylem planıyla bu dönüştürücü yolculuğun ön saflarında yer almaktan gurur duyuyoruz" diyor. Gelecek Şimdi vizyonuyla çalışanları, tedarikçileri, bayi ağını ve iş ortaklarını sürdürülebilirlik çalışmalarına dahil ederek tüm ekosistemde dönüşümün öncüsü olma yolunda güçlü, kapsamlı ve kararlı adımlarla ilerleniyor. Ayrıca Ford Avrupa'nın hedefleriyle uyumlu olarak, 2035'e kadar Avrupa'daki tüm binek ve ticari araç serisinin yüzde 100 elektrikli olması hedefleniyor. Yücetürk, "Mühendislik ve Ar-Ge yeteneklerimizden yararlanarak yeni nesil bağlantılı araçlar üretiyoruz. Öncelikli odak noktamız elektrikli araçlar, özellikle de sıfır emisyonlu araçlar geliştirmek" diyor.
2 MİLYAR EURO'LUK YATIRIM
Ford, Avrupa'da 10 yıllık stratejisini ağırlıklı olarak elektrikli araçlar, mobilite ve bağlanabilirlik olmak üzere netleştirdi. Elektrifikasyonun sadece ayrıcalıklı bir zümre için değil tüm tüketiciler için ulaşılabilir olabilmesi adına çalışıyor. Yücetürk, "Biz de Ford Avrupa'nın bu stratejisine paralel olarak Ford Otosan'da dönüşüm adına öncü atılımlar gerçekleştiriyoruz. 2021'in Mart ayında 2 milyar Euro ile Türkiye'nin şimdiye kadarki en büyük özel otomotiv yatırımını açıklamıştık. Bu, Türkiye otomotiv sanayinin dönüşümüne büyük katkılar sağlayacak elektrikli ve bağlantılı yeni nesil ticari araç projelerinin hayata geçirilmesi için, Kocaeli Fabrikalarımızı Ford'un elektrikli ticari araç üretim üssüne dönüştürecek bir yatırımdı. Bu, toplamda 6 yıl sürecek ancak etkisi bakımından 10 yılı aşacak vizyoner bir yatırım planıydı" diyor ve devam ediyor: "E-Transit'i Kocaeli'nde hattan indirdiğimiz 2022'den bu yana kararlı adımlarla bu yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Türk otomotiv sanayisinin elektrikli dönüşümünde önemli bir rol oynuyoruz. Geçtiğimiz haftalarda yeni nesil 1 ton Transit Custom'ın dizel ile şarj edilebilir hibrit ve tam elektrikli versiyonunu, Yeni Ford Tourneo Custom'ın dizel ile şarj edilebilir hibrit ve tam elektrikli versiyonunu seri üretimine başlayarak Avrupa'da ve Türkiye'de müşterilerimizle buluşturmaya başladık."
%100 YENİLENEBİLİR ENERJİ KULLANILIYOR
Ford Otosan'ın gelecek planlarında ise elektrikli araçlar ön plana çıkıyor. Yücetürk, "Önümüzdeki dönemde iki ülkedeki dört fabrikamızda, yeni nesil Transit Courier'nin dizel ile tam elektrikli versiyonunu, Ford Puma'nın tam elektrikli versiyonu ve yanı sıra Ford ve Volkswagen'in stratejik ortaklığı kapsamında yeni nesil Volkswagen 1 tonluk ticari araç modelini üreteceğiz. Binek, hafif ve orta ticari araçlarda 2035, ağır ticari araçlarda ise 2040 itibarıyla sadece sıfır emisyonlu araç satışını hedefliyoruz. Üstelik tüm bu yeni nesil araçlarımızı elektrik enerjisini yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan sağlayan tesislerimizde üretiyoruz" diyor. Ford Otosan'ın 10 yıllık yol haritası ve aksiyon planı hazır. Yücetürk, "Sürdürülebilir üretimde yeni bir çağa öncülük ediyoruz. Geleceği inşa edeceğimiz teknolojilerimiz olan; elektrikli araçlar, bağlanırlık ve otonom araçlar ile bu konuları destekleyecek tamamen yeni ve yenilenmiş araçlarımızla Geleceği Bugünden Yaşa diyoruz" diyor.
ÖZGÜR YÜCETÜRK'ÜN OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİNE DAİR 10 ÖNGÖRÜSÜ
1- Otomotiv sektörünü, globaldeki gelişmelere paralel olarak birçok yenilik bekliyor. Öncelikle, çevresel sürdürülebilirlik ve dijitalleşme ön planda olacak.
2- Elektrikli araçların maliyetlerinin düşmesi ve batarya teknolojilerinin gelişmesi, özellikle katı hal bataryaların yaygınlaşması, elektrikli araçların daha erişilebilir ve güvenli hale gelmesine yol açacak.
3- Ultra hızlı şarj altyapılarının yaygınlaşması, uzun menzilli seyahatlerin de daha kolay hale gelmesini sağlayacak.
4- Araç içi teknolojiler, sürücülerin yaşam tarzlarına ve bireysel ihtiyaçlarına göre şekillenmiş, tamamen kişiselleştirilmiş deneyimler sunacak.
5- 6G bağlantısı ve yapay zeka destekli asistanlar, sürücülerin araçlarıyla olan etkileşimini yeniden tanımlayacak.
6- Biyometrik tanıma, artırılmış gerçeklik (AR) ekranlar ve ses komutları, sürüş deneyimini hem daha güvenli hem de daha konforlu hale getirecek.
7-Otonom araç teknolojileri, sürücülerin kontrolünü minimize eden ve kazaları azaltan ileri sürüş sistemlerine evrilecek.
8- Paylaşımlı mobilite çözümleri ise sadece bireysel araç sahipliğini değil, aynı zamanda toplu taşıma modellerini de yeniden şekillendirecek.
9- Sürücüsüz araç çağırma hizmetleri ve esnek abonelik modelleri, bireylerin ulaşıma bakış açısını değiştirecek.
10- Otonom araç teknolojileri, sürücülerin kontrolünü minimize eden ve kazaları azaltan ileri sürüş sistemlerine evrilecek.