5 soruda elektrikli ve hibrit araçlar ile geleceğe yolculuk

Otomotiv sektörü önemli bir dönüşümden geçiyor. Elektrikli ve hibrit araçlar kapsamında çevresel süreçlerden öne çıkan avantajlara, batarya teknolojilerinden yakıt alternatiflerine kadar akılda kalan soru işaretlerini giderebilmek elinizde.

E-Mobility Insights Kurucu Ortağı Cem Uslu, otomotiv sektörünün büyük dönüşümünü ve geleceğini Platin'e şöyle değerlendirdi:

2000'li yılların başında sınırlı sayıda tüketici tarafından tercih edilen SUV araçlar, bugün satışların yarısından fazlasını oluşturuyor. Hibrit, şarj istasyonu ve batarya teknolojisi gibi terimler ise çok daha yakın zamanda hayatımıza girdi. Bu basit örnekler bile, otomotiv sektörünün son 20 yılda büyük bir değişimden geçtiğini gösteriyor. Peki bundan sonra bizi neler bekliyor?

1. ELEKTRİKLİ ARAÇLAR EMİSYON ÜRETMEDİĞİ İÇİN % 100 ÇEVRE DOSTU MU?

Elektrikli araçlar çevre dostu olabilir, ancak şarj ve üretim süreçlerinin çevresel etkileri dikkate alınmalıdır. Elektrikli araçlar çevreye zararlı egzoz gazı ve partikül salınımı yapmıyor. Ancak asıl önemli olan araçlarımızı şarj etmek için kullandığımız elektriğin nasıl üretildiği... Bataryalarda kullanılan metallerin çıkartılıp işlenmesinin, çevre üzerindeki etkilerini de dikkate almak gerekiyor. Yine de, elektrikli araçların çok güçlü bir avantajı var. Giderek artan oranlarda güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik ile çalışma potansiyeli.

2. ELEKTRİKLİ ARACI ŞARJ ETMEK YAKIT DOLDURMAK KADAR HIZLI OLACAK MI?

Şarj süresi hızlanıyor, ancak şarj istasyonlarının yaygınlaşması ve altyapının güçlendirilmesi şart. Tüketicileri endişelendiren iki temel konu var: Aracın şarjı tamamen bitmeden şarj istasyonuna ulaşabilmek ve şarj süresi. Şarj istasyonu ağının büyüme hızı, Avrupa'daki elektrikli araç üreticileri ile istasyonlara yatırım yapan şirketler arasında da gerilim yaratıyor. Sadece 15 dakika içinde, %20'den %80 doluluk oranına çıkan bataryaların lansmanı geçtiğimiz aylarda yapıldı. Ultra hızlı şarjın yaygınlaşması için, batarya, şarj istasyonu altyapısı ve elektrik şebeke kapasitesinin birlikte geliştirilmesi gerekiyor. Bu konuda iyimser olmak için önemli bir neden var. Gerek batarya, gerek ise elektrikli araç üreticileri, yatırımlarının meyvelerini toplayabilmek için yoğun bir çalışma içerisinde. Elektrikli araç pazarındaki yavaşlama da dikkate alınınca, batarya teknolojisinde yeni çözümler bir zorunluluk haline geldi.

3. TÜRKİYE'DE BUGÜN ELEKTRİKLİ ARAÇ ALMAK/KULLANMAK İYİ BİR TERCİH Mİ?

Şarj süresi hızlanıyor, ancak şarj istasyonlarının yaygınlaşması ve altyapının güçlendirilmesi şart. Teşvik amacı ile uygulanan düşük oranlı özel tüketim vergisi, elektrikli araçları cazip bir seçenek haline getirdi. Daha düşük kullanma maliyetleri ve yüksek performans da diğer güçlü özellikleri. Arıza çıkartma oranlarında ise beklenenden farklı bir durum söz konusu. Elektrikli araçlar, az sayıda hareketli parçaya sahip. Buna bağlı olarak, teknik sorun sayısının da düşük olması beklenir. Ancak elektrikli araç kullanıcılarının memnuniyetini ölçen araştırma verileri bunu desteklemiyor. Çoğu markanın, elektrikli araç üretiminde tecrübe kazanmaya devam ettiği anlaşılıyor. Elektrikli araçlar, yakın gelecekte hem geleneksel motorlu, hem de hibrit araçlardan az sorun çıkartır hale gelecek.

(E-Mobility Insights Kurucu Ortağı Cem Uslu)

4. GLOBAL ELEKTRİKLİ ARAÇ SATIŞLARINDAKİ YAVAŞLAMA DEVAM EDECEK Mİ?

Elektrikli araç pazarındaki yavaşlama, teşviklerin sona ermesi ve yüksek maliyetlerle bağlantılı; yeni yatırımlar bu durumu iyileştirebilir. Türkiye hariç pek çok ülkede elektrikli araçlar için uygulanan teşvikler sona erdi. Talepte yaşanan düşüşe rağmen elektrikli araç pazarı büyümeye devam ediyor. Sorun büyüme hızının tahminlerin altında kalması. Üreticilerin çoğu, ilk yıllarda bu yeni ve küçük pazara 'izleyelim görelim' anlayışı ile baktı. Pazara elektrikli araç üretmek giren yeni markalar ve bu durumu fırsat olarak gören Çin merkezli üreticiler ise arayı açtı. Bunu fark eden diğer markalar, yarışa geç başlamanın telaşı ile iddialı yatırım planlarını devreye aldı. Ancak maliyeti yüksek elektrikli araçlar ile bu iddialı hedeflerin nasıl yakalanacağı sorusu ikinci planda kaldı. Yaygın ve yüksek kalitede bir şarj istasyonu ağı deneyimi sunmak da öyle. İyi haber bu tablonun hızla değişiyor olması. Avrupa, Güney Kore ve Japonya merkezli üreticiler, hem şarj istasyonu ağı yatırımcıları, hem de kendi aralarında daha yakın diyalog kurarak ortak projeler geliştirecek ve Ar-Ge'ye daha çok kaynak ayrılacak. Ancak, özellikle Avrupa pazarında elektrikli araçların o beklenen ivmeyi yakalaması, SUV modellere değil, 'elektrikli şehir kahramanları'nın başarısına bağlı. Bu araçlar, geçmişte tüketicilerin beğenisini kazanmış küçük, seri ve ekonomik modellerin yeni yorumları. Çin merkezli markaların, her geçen gün artan menzil, yeni batarya teknolojisi, kalite ve cazip fiyatlar ile pazara sundukları güçlü bir portföyleri var. Diğer üreticilerin hedefi; dikkatleri, sadece donanım ve fiyat odaklı olmaktan uzaklaştırıp, şehirli hayat tarzına uygun ve sürüş keyfi veren küçük otomobillere çekmek olacak. Fiyatları da göreceli olarak daha düşük olacağı için, pazarı büyütme şansı artacak.

5. GELECEĞİN TEK YILDIZI ELEKTRİKLİ ARAÇLAR MI OLACAK?

Elektrikli araçlar geleceğin yıldızı olabilir, ancak eYakıt ve hidrojen gibi alternatifler de önemli rol oynayabilir. Avrupa Topluluğu, 2035 yılı itibarı ile, CO2 salınımı yapan araçların satışının yasaklanması kararını almıştı. Ancak Almanya'nın teklifi ile mevcut pazar şartlarında yakalanması zor bu hedefin yumuşatılması gündeme geldi. Yeni düzenlemeye göre 2035 sonrasında da sadece 'eYakıt' kullanabilecek şekilde üretilmesi şartı ile, içten yanmalı motorlu araçların satışı devam edebilecek. Peki nedir bu eYakıt? Elektrik kullanarak, sudaki hidrojeni ayrıştırıp, içten yanmalı motorlara uyumlu olacak şekilde üretilebilen bir yakıt. İşlem sırasında kullanılan elektrik de güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan sağlanacak. Yani benzin gibi fosil yakıtların sentetik ve çevre dostu versiyonu. Bunun yanında, Toyota'nın öncülüğünde uzun yıllardır üretilen hidrojen yakıt hücreli araçların da şansı var. Alternatif enerji kaynakları ile güç üretmek için yapılan araştırmalar devam edecek. Farklı seçeneklere rekabet şansı vermek, şimdilik en güçlü aday gibi görünen elektrikli araçların da daha hızlı gelişmesine yardımcı olacak. Sürekli pazar payı artan hibritler ise elektrikli araçların kullandığından daha küçük bir batarya ve içten yanmalı motora sahip. İki temel gruptan oluşuyor. Şarj edilmeyen 'basit hibritler' ve şarj edilebilen ama elektrikli menzili 100 km'nin altında olan 'Şarja-tak Hibritler'. Ancak araştırma sonuçları şarja-tak hibrit sahiplerinin, araç bataryasını düzenli olarak şarj etmek yerine, çoğunlukla içten yanmalı motoru ve tabi fosil yakıt tüketerek kullandığını gösteriyor. Hibrit araçlar özellikle Çin merkezli üreticiler için önemli. Şarja-tak hibrit ihracatı, üretim kapasitesini kullanmak ve kaynak yaratmak zorunda olan Çin merkezli markalar için can simidi niteliğinde. Bu durum tüketicilere de yeni nesil araçlara cazip fiyatlar ile sahip olma şansı veriyor.

EN ÇOK OKUNANLAR