İrem Sertbaş / irem.sertbas@platinonline.com
2020 rakamlarına göre 10 milyon nüfusa sahip İsveç toplumunun yüzde 88’i kentlerde yaşıyor. İsveç'in küçük, açık ve rekabetçi ekonomisi gelişiyor ve ülke, serbest piyasa kapitalizmi ve kapsamlı refah faydalarının birleşimiyle kıskanılacak bir yaşam standardına ulaşıyor. İsveç; genel olarak Avrupa Ekonomik ve Parasal Birliğine katılmanın ülkenin refah sistemi üzerindeki egemenliğini azaltacağı endişesinden Euro bölgesinin dışında kalıyor.
“İSVEÇLİ ŞİRKETLER, TÜRKİYE’Yİ BİRDEN FAZLA PAZAR İÇİN BİR MERKEZ OLARAK KULLANIYOR”
İsveç ve Türkiye arasındaki siyasi ilişkilerin resmi tarihi ise 17’inci yüzyıl başlarına kadar uzanıyor. İki ülke arasında uzun yıllar içinde gelişen karşılıklı ilişkiler, 2013 yılında imzalanan bildiriyle stratejik ortaklık düzeyine ulaştı. İsveçli şirketlerin, Türkiye'de yaklaşık 61 bin kişiyi istihdam ettiğini vurgulayan DEİK/Türkiye-İsveç İş Konseyi Başkanı Hasan Erendemir, iki ülke arasındaki ticari faaliyetlerle ilgili şu bilgileri veriyor: “Türkiye’deki, İsveç şirketlerinde Ar-Ge departmanlarında çalışan personel sayısı şu anda bin kişiyi aşıyor. İsveç şirketlerinin Türkiye ekonomisine katkısını beş temel alanda görebiliriz; Türkiye'den uluslararası pazarlara olan yüksek ihracat hacmine katkıda bulunulması, binlerce kişiye istihdam fırsatları sağlanması, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasının güçlendirilmesi, Ar-Ge tesislerinin inşa edilmesi ve cinsiyet eşitliği, insan hakları, çevre ve eğitim açısından sosyal sorumluluğu etkilemesi. Türkiye’de kurulan İsveçli şirketler İsveç’le ticaret yapmanın yanı sıra, aynı zamanda Türkiye’yi birden fazla pazar için bir merkez olarak kullanıyor.”
“DEVLET, BANKA VE İLGİLİ OTORİTELER HALKIN GÜVENİNİ KAZANARAK SÜRECİ HIZLANDIRABİLİR”
Şubat ayında İsveç Riksbank kendi dijital para birimi e-krona ile bir yıllık pilot deney yapacağını duyurdu. Bu, ülkeyi dünyanın ilk merkez bankası dijital para biriminin (CBDC) oluşturulmasına bir adım daha yaklaştırabilir. Öte yandan, Stockholm'ün merkezindeki birçok mağaza ve kafe kendisini nakitsiz bölge olarak ilan ediyor. İsveçlilerin yaklaşık yüzde 86’sı dijital olarak ödeme yapmayı tercih ediyor. Bu oran Avrupa genelinde yüzde 77 seviyesinde seyrediyor.
Geçtiğimiz 3 bin yıldır, insanlar parayı düşündüklerinde nakit parayı düşünüyorlardı. Bugün, özellikle refah seviyesi yüksek toplumlarda bu dönemin sonu geliyor. Yeni bir çağ açılıyor ve nakit paranın nesli tükeniyor. İsveç Merkez Bankası’nın toplumun herhangi bir banka veya finansal kuruluşa bağımlı olmadan devlet garantisiyle kart kullanabilmesi için e-krona adını verdikleri bir proje üzerinde çalıştıklarını söyleyen İsveç Ticaret Merkezi Derneği Başkanı Mustafa Alaca, şu yorumda bulunuyor: “İsveç’in bu dönüşümde izlediği yol bize teknolojinin, özellikle mobil teknolojinin kaçınılmaz gücünü ve devlet desteğinin önemini bir kez daha gösterdi. İsveç’te karşılaştığımız bu gelişim bize, toplumların dijitalleşme sürecine adaptasyonunun tek taraflı olamayacağını; devlet, banka ve ilgili otoritelerin halkın güvenini kazanarak süreci hızlandırabileceğini gösterdi.”
DÜNYADAKİ İLK NAKİTSİZ TOPLUM
2023 yılı itibariyle İsveç’in tamamen nakitsiz bir topluma dönüşeceği öngörüsü hakim. Ülkedeki tüm perakende ödemelerin kabaca yalnızca yüzde onundan fazlasında nakit para kullanılarak yapılıyor. Bu da ülkenin dünyadaki ilk nakitsiz toplumu olacağı inancını güçlendiriyor. İsveç'te kişi başına perakende nakit işlemlerinin sayısı son on yılda yüzde 80 düştü. Nakit, Norveç'te satın alımların yalnızca yüzde 6'sını oluşturmaya başladı. İngiltere; muhtemelen Kuzey ülkelerinin dört veya altı yıl gerisinde… Ama, hala değişimin öncülerinden. Ülkede; mobil ödeme hizmetleri, banka elektronik kimlik (e-ID) ve e-faturalar gibi banka hizmetlerinin gerçekleştirmenin yeni yollarının da hızla arttığını vurgulayan İsveç Ticaret Ataşesi Edin Erkocevic, sözlerine şöyle devam ediyor: “Anında ödemeler ve işlemler için Swish mobil uygulaması İsveçlileri kasıp kavurdu ve şu anda İsveç'te yedi milyondan fazla kullanıcıya (ülke nüfusunun üçte ikisinden fazlası) sahip ve ayda yaklaşık 45 ila 55 milyon işlem gerçekleştiriyor. Uygulama, hem işletmeler hem de bireyler için önemli bir araç haline geldi. Özellikle dijital ödemeleri kolaylaştırmak için ülkede yaygın olarak kullanılan bir diğer araç, İsveç'in önde gelen e-kimliği olan BankID'dir. BankID, birkaç büyük banka tarafından kamu üyeleri, yetkililer ve şirketler tarafından kullanılmak üzere geliştirildi.”
HER BEŞ SATIN ALIMDAN DÖRDÜ ELEKTRONİK OLARAK YAPILIYOR
Dünya genelinde ise nakidin gücü 2 faktör yüzünden azalıyor. Bunlardan birincisi; bir hayli dijitalleşmiş gençlerin ödeme sistemlerinde de dijital sistemlere yönelmeleri. Bir diğeri ise tedarikçilerin hızlı ve kolay ödeme sistemleri geliştirmedeki yüksek performansı… Özellikle, nakit para kullanımı ek masraflara yol açıyor. Nakit giderek verimsizleşiyor. darphane, tasnif etme, depolama ve dağıtım GSYHİ’nin yaklaşık yüzde 0,5'ine denk düşüyor. Marketlerde ve çoğu iş yerlerinde nakit bulunmadığı için hırsızlık oranlarının düşmesi, işlem hızlılığı ve sağlık açısından paranın piyasada dolaşımı sırasında kaybettiği hijyen faktörünün kart kullanımını daha sağlıklı bir opsiyon haline getirmesi nakitsiz toplumun yarattığı avantajların arasında sayılabilir. Hükümetler dolandırıcılık veya vergi kaçakçılığını yakından takip edebilir. Dijitalleşme, küçük işletmelerin ve bağımsız tüccarların sınırlarının ötesine satış yapmalarını sağlayarak oyun alanını büyük ölçüde genişletiyor. Bugün; İsveç'teki her beş satın alımdan dördü elektronik olarak yapılıyor. Ülkedeki işletmeler nakitsiz çalışmanın güvenliğini ve kolay lojistiğini tercih ediyor. İsveçli tüketiciler de bu nakitsizliğin yarattığı bu fırsatlardan yararlanıyor.
NAKİT İSTİKRAR İÇİN BİR ÇIPA GÖREVİ ÜSTLENMEYE DEVAM EDİYOR
Öte yandan mevcut finansal sistemde, nakit istikrar için bir çıpa görevi üstlenmeye devam ediyor. Nakidin ortadan kalkması başka birçok risk faktörüne de beraberinde getiriyor. Elektronik ödeme sistemleri teknik arızalara, elektrik kesintilerine ve siber saldırılara karşı savunmasız olabiliyor. Anonim bir ödeme yöntemi olan paranın ortadan kaldırılması, kişisel veriler ile ilgili sıkıntıları da gündeme taşıyor. Her türlü artısıyla ve eksisiyle; nakit paranın tahtı sallanıyor.
“BUGÜN 125’DEN FAZLA İSVEÇLİ FİRMA TÜRKİYE’DE TİCARİ FAALİYETLERİNİ SÜRDÜRÜYOR”
DEİK/Türkiye-İsveç İş Konseyi Başkanı Hasan Erendemir: “1700 yıllarının başında Osmanlı topraklarında 5 yıl kadar ikamet eden Karl XII. ülkesine dönerken yanında bugün de hala İsveç dilinde kullanılan 4 kelimeyi götürdü: ‘kalabalık, köşk, yoğurt ve dolma’. 1757 yılında satın alınan ve bugün İstanbul’da Başkonsolosluk binası olarak hizmet veren alan, İsveç devletinin yurt dışında satın aldığı en eski gayrimenkul olma özelliği taşıyor. Mevcut Başkonsolosluk Sarayı ise bu sene 250’inci senesini kutluyor. Bu simgeler, İsveç ile Türkiye’nin ne kadar eski ve köklü bir geçmişe sahip olduğunun en büyük göstergeleri. Modern tarihe baktığımızda ise 1890 yılında Ericsson’un başlattığı ticari iş birliği bugün 125’den fazla İsveçli firmanın Türkiye’de ticari faaliyetlerini sürdürmesi ile büyüyerek devam ediyor. 2018 yılında Türkiye ile İsveç arasındaki ticaret hacmi yaklaşık 3.1 milyar dolar seviyesindeydi. Bu rakamın 1.4 milyar doları Türkiye’den İsveç’e yapılan ihracat; 1.7 milyar doları ise İsveç’ten Türkiye’ye yapılan ithalatı oluşturuyor. Türkiye bugün 125’den fazla İsveçli şirkete ev sahipliği yapıyor. Bunlardan bazıları Ericsson, Autoliv, Securitas, H&M, Sandvik, Lindex ve IKEA’dır. Ayrıca, 400’den fazla İsveçli şirketin Türkiye’de distribütör ve acentesinin olduğu biliniyor.”
“İSVEÇ, BUGÜN NAKİT KULLANIMINI ÇOK GEREKMEDİKÇE TERCİH ETMEYEN BİR ÜLKE OLDU”
İsveç Ticaret Merkezi Derneği Başkanı Mustafa Alaca: “İsveç gerek gelişen teknolojinin sonucu olarak gerek toplumun banka, devlet ve ilgili diğer otoritelere duydukları güven sebebiyle nakit para kullanımı yerine debit veya kredi kartı ile harcamalarını yapma eğilimi gösteriyor. Ülkenin hemen hemen yüzde 80’inden fazlasının nakit para kullanmadan gündelik hayatını devam ettirdiğini söyleyebiliriz. Royal Institute of Technology in Stockholm’den Prof.Niklas Arvidsson’ın Copenhagen Business School iş birliği ile 2016’de hazırladıkları raporda, 2023’te İsveç’in nakit parasız toplum olacağını öngördü. İsveç Merkez Bankası’nın 2018’de yaptığı çalışmada toplumun sadece yüzde 13’ünün nakit para kullandığı ve bu oranın 2010’da yüzde 39 olduğu da göz önüne alınırsa, yakın gelecekte İsveç dünyanın ilk ‘nakit parasız toplumu’ olabilir diyebiliriz. Ülkedeki teknolojinin, mobil aplikasyonların ve diğer fintek çözümlerin gelişmişliği, toplumun devlet ve bankalara olan güveni, kart veya Swish gibi mobil uygulamaların kullanımının gündelik yaşamda rahatlığı ve genç nüfusun çoğunun bu sistemlere gösterdiği uyum neticesinde İsveç bugün nakit kullanımını çok gerekmedikçe tercih etmeyen bir ülke oldu.”
“ELEKTRONİK ÖDEME YÖNTEMLERİNİ GİDEREK DAHA FAZLA KULLANIYOR”
İsveç Ticaret Ataşesi Edin Erkocevic: “İsveçliler arasında; nakit kullanımının azalmasıyla birlikte, banka kartları ve popüler anında ödeme ve işlem uygulaması Swish gibi elektronik ödeme yöntemlerini giderek daha fazla kullanıyor. Banka kartları elektronik ödeme yöntemleri arasında hâlâ baskın olmakla birlikte, Swish giderek daha popüler hale geliyor. Nakit kullanımı, kırsal alanlarda bir bütün olarak ülkeye göre biraz daha fazla. Ödeme yöntemlerinin seçiminde de önemli demografik farklılıklar var. İsveç'teki gençler, elektronik ödemeleri tercih ediyor. Bununla birlikte, nakit çekme işlemleri daha seyrek yapılıyor ve İsveç Merkez Bankası'na göre nakit kullanımı son 8 yıldır giderek azalıyor. 18 ila 84 yaş arasındaki bireylerin yüzde 90'ından fazlasının banka kartı kullandığı tahmin ediliyor. İsveçliler teknoloji meraklısı ve bugün ülkede bir kart veya telefon kullanarak aşağı yukarı her şeyi satın alabiliyorlar.”