USD

-
-%

EUR

-
-%

GBP

-
-%

ALTIN GR

-
-%

BIST 100

-
-%

Enerji Haberleri

06 Haziran 2021 11:40

Tarihinin en büyük rezerv keşfi, Türkiye'yi bir üst lige taşıyacak

Türkiye'nin son yıllardaki en büyük müjdesi, geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ağzından bizzat verildi: Karadeniz'de keşfettiğimiz doğalgaz rezervi, bugüne kadarki en büyük hidrokarbon keşfimiz oldu. Keşif, tartışmasız bir şekilde Türkiye'nin çıkarına… Sadece kendi içinde değil, enerji alanında bölgesinde Türkiye'ye söz sahipliği açısından boyut atlattıracak olan bu keşif, ülkenin cari açığını düşürmedeki en büyük kozu olacak

Tarihinin en büyük rezerv keşfi, Türkiye'yi bir üst lige taşıyacak

Başlarken, aslında bulunan rezervin maddi getirisinin yanında manevi kazanımlarının da üstünde durulması gerekiyor. Bu noktada aslında makus bir talihin kırılması da söz konusu. Rakam olarak bakıldığında keşfettiğimiz rezervin, Türkiye'yi dünyada şu ana kadar derin denizlerde keşfedilmiş en büyük 20 doğalgaz sahasının içine soktuğunu hatırlatan Global Enerji Derneği Başkanı Murat Dilek, bu noktada Türkiye'nin bir kırılım yaşadığını söylüyor. "Bu keşif şunu gösterdi: 'Ülkemizde doğalgaz ve petrol yoktur' diye bir önyargı vardı. Öncelikle bu kırıldı. İkincisi, yurt dışında Türkiye ile ilgili doğalgaz ve petrol konusunda bir önyargı söz konusuydu. Bu da tam anlamıyla kırılmış oldu. Bundan önce katıldığımız toplantılarda yabancı üreticilere sorulduğunda, 'Türkiye'de karada petrol ve doğalgaz bulunabilir. Denizlerde de bulunabilir. Ama küçük miktarlarda olabilir' şeklinde bir kalıp vardı. Biz, aslında bu rezervle globale mesajımızı vermiş olduk" diyen Dilek, araştırmalarda petrolün de bulunabileceğini, çünkü Türkiye sularında bundan önce yeteri kadar arama yapılmadığını kaydediyor.

İBRE TÜRKİYE'DEN YANA

Ülkemiz, bulunduğu coğrafi konumu itibariyle geçmişten günümüze kadar olan her dönemde jeopolitik, jeoekonomik ve stratejik öneme sahip bir bölge. Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu da ülkemiz toprakları ve milli sularımızın, uluslararası ticarette önemli bir güzergah olma özelliğine sahipken aynı zamanda bölge ticareti için olan önemini hiçbir zaman kaybetmediğini söylüyor. "Son yıllarda devletimizin milli denizlerimizde gerçekleştirdiği sondaj faaliyetlerinin bir sonucu olarak bölgemiz sularında bulunan büyük miktardaki hidrokarbon rezervleri, coğrafyamızın yeni bir enerji merkezi olma özelliği kazanmasını sağlıyor" diyen Topçu, bölgesel enerji merkezinin oluşmasında en büyük pay sahibinin, hiç şüphesiz kendi sondaj gemileriyle, mühendisleriyle ve bilgi birikimiyle kendi karasularında araştırma çalışmalarını yürütebilen Türkiye olduğu vurguluyor.

3 NEDEN

Sakarya Gaz Sahası'nın keşfinin her şeyden önce 'Türkiye'de dişe dokunur petrol ve gaz rezervi yoktur' hurafesini bertaraf etmiş olduğunu söyleyen Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği Petrol ve Gaz Direktörü Sohbet Karbuz ise Sakarya Gaz Sahası'nın keşfinin üç nedenden dolayı uluslararası petrol ve gaz şirketlerinin dikkatinden kaçmadığını vurguluyor:

-Bulunan gaz miktarının büyüklüğü,

-Bu büyüklükte bir sahanın Karadeniz'de keşfedilmiş olması ve dolayısıyla sadece Türkiye'nin Münhasır Ekonomik Bölge sınırları içerisinde kalan alan değil, tüm Karadeniz'in bu keşifle cazibe noktası haline gelmesi,

-Romanya Münhasır Ekonomik Bölgesi içinde yer alan ve Sakarya Gaz Sahası'nın hemen karşısında bulunan Neptün parselinde keşfedilen ancak henüz geliştirilip üretime sokulamamış olan Domino Gaz Sahası'nın akıbetinin bir anlamda Sakarya Gaz Sahası'ndaki gelişmelere endekslenmesi.

AKDENİZ İHMAL Mİ EDİLİYOR?

Sakarya Gaz Sahası'nın bir an önce geliştirme çalışmalarının tamamlanıp üretime sokulması için tüm imkanların seferber edilmiş durumda olduğunu hatırlatan Karbuz, durum böyle olunca sıklıkla 'Acaba Akdeniz'deki arama çalışmaları ihmal mi ediliyor?' diye bir soruyla karşılaştıklarına özellikle işaret ediyor. Bu noktada Akdeniz'deki faaliyetlerin devam edeceğini düşünen Karbuz, yine de Sakarya Gaz Sahası'nda belli bir yol alındıktan sonra Akdeniz'deki faaliyetlere devam etmenin Türkiye açısından daha doğru olacağının da altını çiziyor.

DENİZCİLİK KÜMELENMESİ

Türkiye'nin her alanda gösterdiği millileşme hareketini Teknopark İstanbul bünyesinde faaliyet gösteren SEFT Denizcilik tarafından tasarlanan Oruç Reis gemisi ile Yavuz, Fatih ve Kanuni gibi sismik arama ve sondaj gemileriyle denizlerimize de taşıdığını belirten Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, Fatih Sondaj Gemisi'nde Teknopark İstanbul firması Armelsan'ın ileri teknolojiye sahip uzaktan kumandalı sualtı robotları 'Kaşif' ve 'Kaşif 2'nin de enerji çalışmalarına destek olduğunu aktarıyor. "Bugün Teknopark İstanbul, Türk savunma sanayiinin Ar-Ge ve inovasyon merkezi olarak konumlanmış bir şekilde çalışmalarını özveriyle sürdürüyor. Bu noktada odak alanlarımızın en önemlilerinden biri de denizcilik olarak öne çıkıyor nitekim Türkiye'nin ilk denizcilik kümelenmesine de ev sahipliği yapıyoruz" diyen Topçu, Milli Gemi MİLGEM, Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi ve TCG Anadolu gibi kritik projelere de büyük destek verdiklerini hatırlatıyor.

OLUMSUZ TEPKİLER ÇOK ANLAMSIZ

Bölgedeki rezerv varlığının öteden beri bilindiği halde bugüne kadar bulunup çıkarılmadığına dikkat çeken Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Alkin ise "Demek ki doğalgaz alım satımından para kazanan çıkar grupları, bu gazın çıkarılmaması için çeşitli ikna yöntemleri kullanmış. Hükümet diyor ki, doğalgazı çıkaracağız. Bu devrimdir... Bulunan rezerv, yılda yaklaşık 50 milyar metreküp doğalgaz ithal eden Türkiye'nin en az altı yıllık ihtiyacını karşılayacak büyüklükte... Böyle bir kaynağa kavuşmak iyi bir haber. Bundan dolayı olumsuz tepki verenlerin yaklaşımını anlayamıyorum. Olumsuz tepkilerin önemli bir kısmının doğalgaz ticareti yapan çıkar gruplarının ürettiği haberler olduğuna inanıyorum" şeklinde konuşuyor.

Bu gazın üretilmesinin çıkar gruplarının etkisiyle ya da siyasi diplomatik meseleler nedeniyle ertelenmemesi gerektiğini belirten Alkin, "Türkiye bulduğu doğalgazı, halkının refahını artırmak için kullanacak" diyor.

EN ÇOK OKUNANLAR