Turizm

11 Haziran 2024 13:06

"Rekabetçi özelliğimizi koruyabilmeliyiz"

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin, "Önümüzdeki 10 yıl, ekonomimizin stratejik sektörü olan turizm için çok kritik. 2023 için konulmuş hedefleri tutturmuş olan tek sektör olan turizmin başarılarını destekleyerek, küresel pazardaki konumumuzu daha da güçlendirebilir ve yeni rekorlara imza atabiliriz” diyor.

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin, Platin Dergisi Haziran 2024 sayısında turizm sektörünün küresel pazardan daha fazla pay alabilmesi için atılması gereken adımları şöyle değerlendirdi:

Türkiye turizmi 2023'te rekor kırarak, 57 milyon turist ve 56 milyar dolar gelir ile dünyanın ilk 4 destinasyonun arasına girdi. İstanbul 20 milyonu aşan ziyaretçi sayısı ile dünyanın en çok ziyaret edilen şehirleri sıralamasında 1'inci, Antalya ise 4'üncü oldu. Gelinen bu başarılı nokta, elbette ki tesadüfi değil. Turizmde 120 milyar dolarlık yatırımımız ve doğa-deniz-tarih-kültür açısından da çok önemli bir kaynağımız var. Dünyaca ünlü misafirperverliğimiz, nitelikli insan kaynağımızla yüksek hizmet kalitemiz de geldiğimiz bu konumun haklı nedenleri arasında yer alıyor ve 2024'te de hedeflenen yeni rekora doğru ilerleyebiliyoruz. Ancak tüm bunlar orta ve uzun vadede yeterli mi? Hayır... Çünkü ülkemizin çok daha büyük bir potansiyeli bulunuyor. Küresel pazar, hızla büyüme trendinde. Halihazırda rekabet içerisinde bulunduğumuz Akdeniz Çanağı'na Kızıldeniz de eklemleniyor. Suudi Arabistan Kızıldeniz ve Basra'da 800 milyar dolarlık, BAE, Mısır sahilinde toplamda 150 milyar dolara varacak turizm yatırımlarına başlıyor. Yatırımcı için düşük faizli, 20 sene vadeli krediler, arazi tahsisleri gibi fırsatlar sunuyorlar. Bizim de gelişen küresel pazarda potansiyelimizi geliştirmemiz ve rekabetçi özelliğimizi korumamız çok büyük önem arz ediyor.

ÖNEMLİ BİR DÖNÜŞÜM YAŞANMALI

Türkiye konaklama sektörü, 20 bini aşan tesis adedi, 2 milyona yakın yatak ile dünyanın 5 büyük turizm ülkesi içerisinde. Ancak bu yatak kapasitemizin yaklaşık yarısı 1999 öncesine dayanıyor. Hem bu yatak kapasitesinin dönüştürülmesi hem de toplam yatak kapasitemizin artırılması, turizmdeki konumumuzu korumamız için çok mühim. Yeni yatırımları yaparken mevcut turizm tesislerimizin yarısının 5 yıldızlı otellerde toplandığını unutmamak gerek. 5 yıldızlı tesis başına ortalama yatak sayısında Türkiye; İspanya, Yunanistan, Fransa, İtalya ve Mısır'dan daha yüksek sayıya sahip bulunuyor. Yeni yatırımlarda, homojen dağılım ve yeni trendleri göz önünde bulundurmalı, 3-4 yıldızlı oteller ve uzun kalışları özendirecek turizm rezidansları ile homojen bir denge sağlamalıyız. Bu dönüşüm, kendi başına önemli finansman ve marka iş birlikleri getirdiği gibi çok değerli yatırım fırsatları da sunuyor.

YATIRIMLARA HIZLA DEVAM EDİLMELİ

TTYD olarak Turizmde Dönüşüm Raporu'muzda da ortaya koyduğumuz bir dizi yapısal uyum politikasının uygulanması ile 2033 yılında turizm gelirlerimiz 135 milyar dolara, GSYH içindeki payının ise %7,5 seviyesine ulaşabileceğini öngörüyoruz. Orta Vadeli Program'da turizm gelirlerinin 2026 senesinde 71 milyar dolara ulaşması hedeflendi. Şunu da unutmamak gerekli her 100 dolarlık gelire karşın döviz çıkışı sektörümüzde sadece 10 dolar civarında. Sektörümüzün ekonomiye katkısının sürdürülebilmesi ve arzu edilen seviyelere ulaşması için finansman ve maliyetlerde yaşadığımız dönemsel zorlukları aşarak yatırımlarımızın devamlılığını sağlamalıyız. Gerek işletme finansmanı, gerek yatırım boyutunda finansmana erişim başlı başına stratejik bir konu. Bahsettiğim yatırımları gerçekleştirebilmemiz için hem konvansiyonel kredi kanallarına, hem de ulusal ve uluslararası düzeyde sermaye piyasalarına erişimde ciddi bir sıçrama yapmamız gerekiyor. Ayrıca sektörümüz markalarının uluslararası pazarda küresel turizm oyuncularıyla rekabet edebilmelerini destekleyecek bir anlayışa geçilmesi ve bu desteklerin diğer ihracatçı sektörlerle paralel kılınması da önem arz ediyor.

EN ÇOK OKUNANLAR