Turizm sektörünün önemli paydaşlarından alanında uzman olan 35 kanaat önderi, Türkiye'nin turizm geleceğini masaya yatırdı. İşte önümüzdeki dönemde Türk turizminin yönelmesi gereken yeni trendler, yönetim-yatırım stratejileri ve gelir artırıcı hamleler.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye'nin turizm stratejisini Platin Dergisi için kaleme alırken gerçekleştirilen tüm çalışmaların tek bir amacı olduğunu anlatıyor: "Turizmi 12 aya ve 81 ile yaymak." Sadece bu motto bile Türkiye'nin deniz-kum-güneş üçgeninde şekillenen ve ağırlıklı olarak turizm gelirinin yükünü çeken turizm stratejisinin artık ne kadar değiştiğinin bir göstergesi. Keza Bakan Ersoy, "Zaten sahip olduğumuz deniz-kum-güneş turizminin yanı sıra gastronomi, inanç, spor, arkeoloji, kültür-sanat, doğa, sağlık turizminde yeni ürünlerimizi hayata geçiriyoruz" diyor. Hatta turizm stratejisi bir adım daha ileri gidiyor ve artık destinasyonlar için markalar yaratılıyor. İstanbul is the New Cool, Turkaegean, Turkish Riviera, Cappadoccia-Land of Fairy Tales, Turkish Black Sea, Bakan Ersoy'un bahsettiği ve gelecek için son derece önemli olan bu markalaşma çalışmalarının bir ürünü. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA), sivil toplum kuruluşları, yatırımcılar ve hatta Dışişleri ile İçişleri Bakanlıkları koordineli olarak çalışarak Türkiye'nin küresel turizm pastasından aldığı payı artırmak için çaba sarf ettiği bir dönemin içindeyiz.
YEPYENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGICINDAYIZ
Pandemi döneminde 'sıfır'a inen küresel seyahat hareketleri geçen ay itibarı ile yeniden salgın öncesindeki seviyelerine geldi. Pandemi dönemi -çok şükür ki- bitti ancak her ne kadar seyahat rakamları önceki dönemlere ulaşsa da turizm açısından yepyeni bir dönemin başlangıcında olduğumuzu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Evet, deniz-kum-güneş turizmi için temel kriter fiyat olabilir ancak pandemiyle birlikte artan farkındalık ve küresel ısınma ile birlikte değişen beklentiler turizmin geleceğine yön verecek. Türkiye bu açıdan oldukça şanslı zira sürdürülebilir turizm başlığı çoktan ele alındı hatta uluslararası kuruluşlarla -dünyada ilk kez- yapılan anlaşmalarla Türkiye otelleri sürdürülebilirlik konusunda öncü role soyundu bile. (Sürdürülebilirlik Sertifikasyonu, sf. 134) Türkiye'nin erken davranarak bu alanda attığı adımlar elbette gelecek için önemli bir yatırım. Ancak pandemi dönemi öncesinde hareketlenen ve şimdilerde ise iyice ön plana çıkan 'diğer' turizm çeşitleri gelecekteki turizm gelirleri açısından çok daha büyük potansiyelleri barındırıyor. Sağlık, (medikal başta olmak üzere, sağlıklı yaşam (well being), diş, termal, spa, spor, ileri aktif yaşam turizmi (geriatri), engelsiz), gastronomi, inanç, spor, arkeoloji, kültür-sanat ve doğa turizmi alanlarında alınacak çok yol, yapılacak çok iş var.
REZERVASYON ARTIŞI DİKKAT ÇEKİYOR
Halihazırdaki rakamlar ve gelişme potansiyelinin bu kadar çok alana yayılmış olması Türkiye'nin en büyük avantajları arasında yer alıyor. 2024'ün ilk çeyreğinde geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 17'lik artışla 9 milyon 68 bin turisti ülkemizde ağırladık. Turizm gelirimiz de yine ilk 3 ayda 8.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2024'te ise beklentilerin üzerinde bir turizm geliriyle karşılaşabiliriz. TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, turizmdeki yükselişin 2024'te de devam etmesini beklediğini söylüyor. Her ne kadar Rusya'dan gelen ziyaretçi sayılarında ilk 3 aylık periyodda yüzde 12'ye yakın bir düşüşün söz konusu olsa da Bağlıkaya, yıl genelinde tablonun değişebileceğini söylüyor ve "Diğer kaynak pazarlarımızda Türkiye rezervasyonlarında artışlar dikkat çekiyor. 2023'te 6.1 milyon ziyaretçi ağırladığımız Alman pazarındaki yükselişin bu yıl da devam etmesini bekliyoruz. Üçüncü pazarımız olan ve 2023'te 3.8 milyon ziyaretçi ağırladığımız İngiltere pazarında da erken rezervasyonlar iyi gidiyor. 2024'ün Ocak-Mart aylarını kapsayan ilk üç aylık döneminde İngiltere pazarında yüzde 32'ye yakın bir büyüme mevcut. Yıl sonunda İngiltere pazarının 4 milyon bandını aşmasını bekliyoruz" diyor. TÜROB Başkanı Müberra Eresin ise "Tüm olumsuz gelişmelere karşın 2023 yılında ülkemize gelen ziyaretçi sayısı ve elde edilen turizm geliri bir mucizenin gerçekleşmesidir" diyor. Eresin de 2024'ten oldukça umutlu, "60 milyar dolar gelir hedefine ulaşacağız" diyor.
TÜRKİYE'NİN TURİZM STRATEJİSİ NE OLMALI?
Peki 2028'deki 100 milyon turist, 100 milyar dolar hedefine ulaşmak ve hatta geçmek için Türkiye'nin turizm stratejisi ne olmalı? Değişen paradigmaları ve küresel iklimi de göz önünde bulundurarak Türkiye'nin odaklanması gereken alanları, yapılması gereken yatırımları ve karar vericilerin ajandasını okuyucularımız için 'işi bilenlere' sorduk. Turizm alanında gerek özel sektörde gerek kamuda gerekse sivil toplum kuruluşlarında eli taşın altına olan 35 kanaat önderi, vizyoner bir bakış açısıyla, gelecek stratejilerini Platin Dergisi okuyucuları için anlattı. Sayfaları çevirdikçe aslında turizmin sadece deniz-kum-güneş üçgeninden ibaret olmadığını ve yatırım yapılabilecek pek çok alan olduğunu göreceksiniz. Bir bütün olarak Türkiye'nin ihracat gelirine önemli ve sürdürülebilir katkı sağlayan 'bacasız sanayi' turizmde yol haritalarını okuyacaksınız. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, geçen ay EnerjiSA'nın Sentrum-Sürdürülebilir Turizm Projesi'nin İzmir-Birgi Köyü'ndeki açılış konuşmasında önemli bir noktaya değiniyordu: "Tüm Türkiye'yi dolaşıyorum. Hani, t-shirt'ler var ya üzerinde 'Dünyanın en büyük açık hava müzesi: Türkiye' yazan, bayılıyorum, çünkü bu bir gerçeğin ifadesi." Türkiye turizminin tüm paydaşlarının, önümüzdeki dönem için keşfedilmemiş ürünler, yeni stratejiler ve 81 ili kapsayan destinasyonlarla geleceği şekillendirdiğini görüyoruz.