İlk yüzyılında büyüme stratejisini şube açmak üzerine kurgulayan Türkiye İş Bankası, ikinci yüzyılında dijital enstrümanları en etkin şekilde kullanmayı planlıyor ve stratejisinin çatısına dünyanın en iyi mobil uygulaması seçilen İşCep'i koyuyor. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran yaklaşımlarını, "Dijitalleşmenin beraberinde getirdiği yeni iş yapma biçimlerinin tamamını deneme konusunda istekliyiz. Ticaret eğer bir platform üzerinde dijitalleşiyorsa, biz de bankacılığı o platform üzerine taşıyoruz. Müşterilerimizin gündelik hayatlarında en fazla tercih ettikleri platformlara, bankacılık ürün ve hizmetlerimizi servis modeli ile taşıyoruz" şeklinde özetliyor.
YENİ YÜZYIL HEDEFLERİNE DOĞRU...
100. yılında aktif büyüklükte 'En Büyük Özel Banka' konumuna ulaşan ve İşCep ile 'Dünyanın En İyi Mobil Uygulaması' seçilen İş Bankası, ikinci yüzyılını iddialı hedeflerle karşılıyor.
İş Bankası'nın global bir oyuncu olarak küresel ligde dünyanın önde gelen ilk 10 bankası arasına girme hikâyesinin Türkiye'ye çok yakışacağını belirten İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, ekosistemin her bir oyuncusunu rakip değil yol arkadaşı olarak gördüklerini ifade ediyor.
Tüm stratejilerini yarattıkları iş birlikleri ile dünyaya açılma ve bu yolda fark yaratma üzerine şekillendirdiklerini dile getiren Aran, Türkiye'nin ilk mobil bankacılık uygulaması olan ve 14,7 milyon aktif müşteriye ulaşan İşCep'in, durmaksızın yeni deneyim ve fonksiyonlarla zenginleştirildiğini ve bankanın dijitalleşmesindeki en büyük güç olduğunu söylüyor.
YAPAY ZEKA İLE SADELEŞME ADIMLARI
Yapay zeka yatırımlarından da bahseden Aran, yapay zekanın en etkili şekilde kullanıldığı sektörün bankacılık olduğunu vurgulayarak sözlerine devam ediyor; "Üretken yapay zeka çok dikkatle uygulanması, izlenmesi gereken bir teknoloji. Çünkü artık hepimiz kopyalanabiliyoruz. Yapay zeka, müşteri deneyiminde kişiselleşme ve süreçlerde maliyetlerin azaltılması için tüm operasyonların mümkün olduğunca sade, basit ve düşük maliyetli hale getirilmesinde büyük önem taşıyor."
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HEDEFLERİ DE BAŞARILAR DA PAYDAŞLARI KAPSIYOR
'100 KOBİ'nin İkiz Dönüşüm Yolculuğu' projesiyle, KOBİ'lerin dijital ve yeşil dönüşümlerinde cesaret veren başarı hikâyeleri yazmalarına vesile olmayı hedeflediklerini belirten Aran, teknolojiyi ve yapay zekayı doğru kullanan, sürdürülebilirlikle ilgili yolculuğunu doğru kurgulamaya çalışan bir banka olarak, tüm müşterileriyle beraber hareket ettiklerinin ve gerekli finansman ihtiyacını karşıladığı stratejiler kurguladıklarının altını çiziyor.
Aran ayrıca dijitalleşmenin beraberinde getirdiği yeni iş yapma biçimlerinin tamamını deneme konusunda istekli olduklarını söyleyerek ekliyor; "Ticaret eğer bir platform üzerinde dijitalleşiyorsa, biz de bankacılığı o platform üzerine taşıyoruz. Müşterilerimizin gündelik hayatlarında en fazla tercih ettikleri platformlara, bankacılık ürün ve hizmetlerimizi servis modeli ile taşıyoruz. Demir çelik ticareti geleneksel yolla değil de internet üzerinden yapılmaya başlanıyorsa, biz de internet üzerindeki demir çelik ticaretinin olduğu yerde kredilendirmeyi yapıyoruz. Yapılmıyorsa önce ticaretin internet üzerinden yapılmasını sağlıyoruz."
Müşterilerinin yeşil dönüşümde ihtiyaç duydukları danışmanlığın yanı sıra yatırımlarının uygun koşullarda, uygun faiz oranları ve vadelerle finanse edildiğini, onların bu dönüşümünü tamamlamasına yardımcı olduklarını dile getiren Aran, "Müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle beraber toplam karbon ayak izimizi sıfırlama yolculuğunu çok kararlı bir şekilde sürdürüyoruz" mesajı veriyor.
BİLİMİN İZİNDE 100 YIL
Sosyal sorumluluk projelerinde bilime yatırım yapmayı önemsediklerine değinen Aran, Petrol Ofisi Grubu iş birliğinde 6 Şubat depreminden etkilenen bölgeler başta olmak üzere 8 ila 13 yaş aralığındaki öğrencilere yönelik 'Bilim Kuşağı Atölyeleri' projesini yürüttüklerini ve İstanbul Teknik Üniversitesi iş birliğinde kurulan "Marmara Aktif Fay Tehlike ve Risk Uygulama ve Araştırma Merkezi" (MATAM) projelerinden bahsediyor.
GELECEK ÖNGÖRÜLERİ
Hane halkının hissettiği enflasyonla piyasa beklentileri arasındaki açılan makasa da dikkat çeken Aran, hane halkının ancak baz etkisi devreden çıkıp da aylık enflasyon yüzde 1'ler seviyesine indiğinde güven hissedebileceğini, bu sebeple hane halkındaki beklentinin piyasa beklentilerine yakınsaması için aylık enflasyonun reel anlamda yüzde 1 seviyesine ve hatta altına inmesi gerektiğini söyledi.
Aran yılsonu tahminlerini şöyle özetliyor; "Türkiye'nin büyüme oranının yüzde 3,5, cari açığın 30 milyar dolar, işsizlik oranının yüzde 9-10 aralığında olmasını, TL'nin de yılı reel bazda değerlenme ile kapatmasını öngörüyoruz."
Küresel ekonomiye ilişkin jeopolitik risklerin olduğu her ortamda oynaklığın çok fazla olacağı ve bunun öngörülebilirliği azaltan bir faktör olduğu yorumunu yapan Aran, dünya ekonomisini genel olarak yavaşlayan büyüme, kademeli dezenflasyon ve merkez bankalarının ihtiyatlı para politikası duruşlarının şekillendirdiğini, mevcut görünümün 2025 yılında da büyük ölçüde etkili olacağının tahmin edildiğini söylüyor.
Önümüzdeki dönemde başlıca merkez bankalarının faiz indirimlerine devam etmesini öngören Aran, enflasyonda gözlenen katılığın, devam eden jeopolitik risklerin ve emtia fiyatlarındaki olası dalgalanmaların ihtiyatlı yönetilmesi gerektiğini vurguladı. devam eden jeopolitik riskler ve emtia fiyatlarındaki olası dalgalanmalar nedeniyle bu sürecin ihtiyatlı olarak yönetilmesi gerektiğini kaydetti.