Sektörler

16 Mayıs 2024 11:22

Türkiye, organik üründe havza modeliyle büyüyebilir

Dünya ticaretinde organik tarım pazarı 125 milyar doları aştı. Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, Türkiye'nin organik üretim potansiyelini ortaya çıkarması için havza bazlı üretimin şart olduğunu söylüyor.

Son yıllarda, sağlıklı yaşam farkındalığının da artmasıyla organik ürüne olan talep arttı. Bu talebe karşılık, özellikle tarımda, bir pazarlama stratejisi olarak da neredeyse her üründe 'organik' ibaresini görmeye başladık. Peki, nedir organik ürün? Neden önemlidir? Herhangi bir kimyasal madde, yapay gübre kullanılmadan yapılan tarıma organik tarım deniliyor. Kimyasalların etkileriyle artan hastalıklardan korunmak, bağışıklığımızı kuvvetlendirmek, daha iyi bir yaşam sürdürmek için her aşaması kontrollü ve sertifikalı yürütülerek üretilen ürünler, gün geçtikçe daha fazla tercih ediliyor. Ayrıca, bireysel katkılarının yanı sıra, çevre kirliliği ve toprak erozyonunun azaltılması, suyun muhafaza edilmesi, toprağın verimliliğinin artırılması ve enerji tüketiminin azaltılması da hedefleniyor. Bu anlamda da sürdürülebilirliğin en güzel örneklerinden biri ortaya çıkıyor.

ORGANİK ÜRÜNE ÖZEL MARKET

Dünya ticaretinde organik tarım pazarı 125 milyar doları aştı. AB, ABD ve Uzak Doğu gibi ülkelerin yeşil tarım projeleriyle organik sektörlerini büyütme hedefi koymasıyla pazarın hızla büyüyeceği öngörülüyor. Türkiye'nin bu konuda dünyadaki payını artırması için iç pazarda da büyümesini sürdürmesi, tüketicilerin organik gıdaya yönlendirilmesi gerekiyor. Neyse ki bu konuda da organik tarıma destek artıyor ve ülkedeki yönetmelikler AB yönetmeliklerine paralel ilerliyor. Avrupa'da olduğu gibi Türkiye'de de sadece organik ürün satan süpermarketlerin sayısı hızla artıyor.

2 MİLYAR DOLARA ULAŞMAK PLANLANIYOR

Türkiye, tarımdaki potansiyelini organik alanda da kullanıyor. Dünya genelinde yaygınlaşan yeşil tarım hareketinde önemli bir rol üstleniyor. Kimyasal gübre ve ilaç kullanılmayan organik sertifikalı ürünlerde 1.6 milyon tonluk üretimle yıllık 1 milyar dolarlık ihracat sınırını aştı. Kuru meyvelerden zeytinyağına, hububattan pamuğa 268 farklı ürünü 311 bin hektar arazide organik olarak gerçekleştiren Türkiye, yaklaşık 53 bin organik ürün çiftçisiyle Avrupa'da 4., dünyada 13. sırada yer alıyor. 1980'li yıllarda kuru meyveyle başlayan organik ürün hikayesinin günümüzde çok farklı sektörlerde yapılan yatırımlarla kartopu gibi büyüdüğünü söyleyen Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, "Ülkemizin ana ürünleri olan üzüm, incir ve kayısıda hem üretim hem ihracatta lider durumdayız. Kuru meyvenin yanına taze sebze meyveleri dondurulmuş olarak ilave ettik. Kiraz, vişne ve fındıkta açık ara öndeyiz. Yağlı tohumlar, zeytinyağları, bakliyat ve hububat gibi ürünlerle çeşitliliğimizi her geçen gün artırıyoruz. Gıda ihracatımız 500-600 milyon dolar civarında, pamuk ve organik tekstilde 500 milyon dolara yakın seviyede. Dolayısıyla biz 1 milyar dolar rakamını geride bıraktık. Şu anki hedefimiz ilk etapta 1.5 milyar dolar, daha sonra da 2 milyar dolara ulaşmak" diyor.

HEDEF; 2030'A KADAR ORGANİK TARIMIN PAYINI YÜZDE 10'A ÇIKARMAK

Türkiye'nin organik üretim potansiyelini ortaya çıkarması için havza bazlı üretimin şart olduğunu söyleyen Işık, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Ülke olarak havza bazlı üretime öncelik vererek 2030'a kadar organik tarımın payını yüzde 10'a çıkarabiliriz. Bunu arazilerin miras yoluyla bölünmesinin önüne geçerek, arazi bütünleştirmeye giderek, havza bazlı üretim yaparak başarabiliriz. Avrupa Birliği'nin 2030 hedefine paralel olarak Türkiye'de havza bazlı üretime geçip, organik üretimin desteklenmesini istiyoruz. Böylece hem topraklarımızı korumuş hem de sağlıklı nesiller yetiştirmiş oluruz. Ayrıca dünyaya daha fazla katma değerli ürün satarız."

"ORGANİK ÜRÜNÜN FİYATI, GERÇEK FİYATTIR"

Türk tüketicisinin organik ürünlere ilgi gösterdiğini ancak bu ürünlerin pahalı olduğu yönünde bir algının bulunduğunu ifade eden Işık, "Mesela üzümden örnek vereyim, dönümde 400-500 kilo civarında ürün alırsınız. Ama siz bunu yoğun bir sulama, kimyasal gübreleme ve ilaçlamayla yaparsanız 700-800 kilolara hatta 1000 kilolara çıkarsınız. Bu tonajlara ulaştığınızda giderleriniz de düşer. Organikle arada fiyat makası oluşur. Ama siz ürünün üzerindeki pestisiti, kimyasal gübreyi üzerinize almış olursunuz. Yani organik ürünün fiyatı gerçek fiyattır" açıklamasını yapıyor.

(Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık)

EN ÇOK OKUNANLAR